1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa basınından özetler

27 Eylül 2012

BM’de devam eden Genel Kurul toplantılarında Suriye konusu, Amerikan Başkanı Barack Obama’nın konuşması ve mali kriz, bugünkü Avrupa gazetelerinden seçtiğimiz yorum konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/16GMk
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Fotoreport

Avusturya’nın Salzburger Nachrichten gazetesinin yorumu, BM Genel Kurul toplantıları ve Suriye anlaşmazlığı kapsamında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in rolününe ilişkin:

“Aslında BM, küresel hukukun geliştirilmesinde son dönemde önemli adımlar atabilmişti. Yeni prensip anlayışına göre, gelecekte ağır insanlık suçları işlendiğinde bu durum doğrudan insanî müdahalelerin devreye sokulmasının gerekçesini oluşturacaktı. Ama Libya’da teşvik edici bir rol oynayan ortak tavır, Suriye konusunda anlaşmazlığa dönüştü. Peki o halde neden devlet egemenliğinin insan haklarının korunmasının üzerinde görüldüğü o eski pozisyona dönüldü? Bunun Putin’in Kremlin’e dönüşü ve Rusya’yı ABD karşısında denge sağlayacak güç olarak yerleştirme çabasıyla ilgisi var. Bu durum Amerikan ekonomisindeki zayıflamayı hisseden ve dünya çapında sesini yükseltmeye çalışan Çin’in artan özgüveninden de kaynaklanıyor.”

Yine bir Avusturya gazetesi, Der Standart da ABD Başkanı Barack Obama’nın BM Genel Kurulu’nda yaptığı İran ile nükleer anlaşmazlığa ilişkin konuşmasını yorum sütunlarına taşımış:

“Bazıları, Amerikan Başkanı Barack Obama’nın BM Genel Kurulu’nda İran ile nükleer anlaşmazlığa ilişkin yaptığı konuşmada anlaşmazlığın dozunu arttırmasını bekliyorlardı. Zira beklentiler bu derece artmışken aynı basamakta ayak sürümek, âdeta geri adım atmak gibi bir anlam taşıyor. Ama Obama bu konuda hareket etmedi, bulunduğu pozisyonda kaldı. Genel Kurulda görev süresinin son konuşmasını yapan Obama, ‘Nükleer silâhlara sahip bir İran’ın kabul edilmesi mümkün değildir’ diyerek, İran konusunda her zaman söylediğini tekrarlamış oldu; ne bir eksiği ne de bir fazlasıyla.”

Sol liberal İspanyol gazetesi El Pais, Euro Bölgesi’nde malî krizin yeniden tırmanmaya başlamasını şöyle yorumluyor:

“Birkaç haftalık sessizlikten sonra dünya malî piyasalarında yeniden gerginlik gözleniyor. Bunun nedeni ilk elde Almanya, Finlandiya ve Hollanda maliye bakanlarının AB kurtarma fonundan İspanyol bankalarına doğrudan yardım yapılmasına kuşku ile bakmalarında yatıyor. Euro Bölgesi’nin krizle mücadelede elinde bulunan az sayıdaki araç, ulusal yönetimler tarafından sürekli sorgulanıyor ve yara alıyor. Bu noktada özellikle Berlin, Helsinki ve Lahey’deki hükümetler, parlamentolarındaki bağnaz parti gruplarına hükmedemiyorlar. Böyle giderse, kriz uzun sürer."

Lüksemburg gazetesi Luxemburger Wort’un Yunanistan’daki krize ilişkin yorumunda ise şu satırlar göze çarpıyor:

“Yunanistan’daki heyecanlı bekleyişin sonu bir türlü gelmek bilmiyor. Gerçi Başbakan Antonis Samaras ile Maliye Bakanı Yannis Sturnaras, 12 milyar euroluk tasarruf paketinde anlaştılar ama, paketin bugün koalisyon ortakları tarafından onaylanması da gerekiyor. Buradan çıkacak sonuca göre Avrupa Merkez Bankası, Uluslararası Para Fonu IMF ve AB Komisyonu’ndan oluşan troyka Yunan hükümetinin tasarruf hedeflerini oluşturmada yeteri kadar çaba gösterip göstermediğini değerlendirecek. Atina’ya Ekim ayında 31,5 milyar Euro’luk mali yardım diliminin verilip verilmeyeceğinin herhangi bir garantisi yok! Başka çıkar yol olmadığında Yunanistan devlet iflâsından kurtarılacak olsa da, bu durumda belini kısa zamanda doğrultması mümkün olmayacaktır. Zira resesyon, son 5 yılda ülke ekonomisinde derin yaralar açmıştır.”                


© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Ahmet Günaltay