1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa basınından özetler

28 Şubat 2013

Papalık makamının boşalması, İran ile nükleer pazarlık, yeni Amerikan Savunma Bakanı ve İtalya’daki siyasi kriz, Avrupa basınından seçtiğimiz yorum konuları.

https://p.dw.com/p/17naF
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Fotoreport

Amsterdam'da yayımlanan De Telegraaf adlı Hollanda gazetesinin yorumunda İtalya'da alınan genel seçim sonuçlarının büyük hayal kırıklığına yol açtığı belirtiliyor:

“Beş Yıldız hareketinin lideri komedyen Beppe Grillo'nun istemezükçülüğü yüzünden siyasi kaos azdıkça azıyor. Grillo, Millet Meclisi'nde çoğunluğu yakalayan ancak Senato'da azınlığa düşen merkez sağ koalisyonun başbakan adayı Pier Luigi Bersani'nin diyalog önerisini de ret etti. Komedyen siyasetçi işbirliği çağrılarına kulaklarını tıkamaya devam ettiği takdirde Bersani'ye iki çıkış yolu kalıyor. Ya hükümeti kurmaktan vazgeçer ya da Berlusconi'nin partisi ile koalisyon protokolü imzalar. Ama ikinci şıkkı kullanmasını seçmeni affetmez. Merkez sol koalisyon bünyesindeki İtalyan Yeşillerinin de, yıllardır can düşmanı saydıkları Berlusconi ile hükümet kurması beklenemez.”

Cumhuriyetçi Partili Chuck Hagel'in Amerikan Savunma Bakanlığına getirilmesi kesinleşti. Kongredeki çoğunluğun Başkan Obama'nın tercihini onaylayacağını duyurması Neue Zürcher Zeitung adlı İsviçre gazetesinin yorum sütunlarına şöyle yansıdı:

“Chuck Hagel'in savunma bakanlığı görevi için biçilmiş kaftan olduğu söylenemez. Emeklilik çağına gelmiş olan emekli Senatör, stratejik düşünme yeteneğine sahip olmadığı gibi usta bir yönetici olduğu da iddia edilemez. Barack Obama şu iki nedenden dolayı onda karar kılmış olabilir: Arkasında siyasi gücü olmadığı için Hagel Beyaz Saray ile ters düşmeyi göze alamayacaktır. Seleflerinden Bob Gates gibi ağırlığını koyabilen bir savunma bakanı olmayacaktır. Barack Obama açısından isabetli bir seçim. Çünkü ilk başkanlık döneminde kurmaylar onu bazı kararlar almaya zorlamışlardı. İkinci neden ise, Başkan'ın Savunma Bakanlığına partiler üstü bir görünüm verip, tasarruf önlemlerini bir Cumhuriyetçiye uygulatmayı tercih etmesi olabilir.”

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, İran'ın tartışmalı nükleer programının ele alındığı Almatı görüşmeleriyle ilgili olarak, İran'a askeri müdahale tehdidinde bulunulmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi. Netanyahu, aksi takdirde devletler topluluğunun taleplerini İran'a kabul ettiremeyeceğini öne sürdü. Beş artı bir grubunun İran heyetiyle yaptığı iki günlük görüşmeleri Moskova'da yayımlanan Rus gazetesi Nesavisimaya Gaseta şöyle yorumluyor:

“Beş Güvenlik Konseyi üyesi ve Almanya'nın İran ile yaptıkları görüşmeler umut verdi. Taraflar arasındaki derin görüş ayrılıklarına rağmen, İran'ın nükleer programı yüzünden patlak veren gerginlik azaltılabilir. Kazakistan'ın Almatı kentindeki görüşmelere katılan Rus diplomatlar, pazarlık sürecinin yeniden başlatılabilmiş olmasını bir başarı olarak değerlendiriyorlar. Ancak İran'ın uranyum değil de plütonyumun kullanıldığı ikinci bir nükleer program hazırladığına dair ürkütücü söylentiler de bir türlü kesilmiyor.”

Fransız L'Alsace gazetesinin 16'ıncı Benedikt'in Papalıktan ayrılmasını konu alan yorumunda ise şu görüşler dile getiriliyor:

“Yeni papayı seçecek olan kardinaller meclisinin eline, inançlı Hıristiyanlara güçlü bir mesaj verme fırsatı geçti. Kardinaller acaba geleneklere bağlılık ve ‘ne olur, ne olmaz' düşüncesiyle yine bir Avrupalıyı mı papalık mertebesine yükseltecekler? Yoksa devrimde karar kılıp Katolik Kilisesi tarihinde ilk kez Afrikalı ya da Latin Amerikalı bir din adamını mı papalığa seçecekler? Avrupalı olmayan bir Katolik'in papa olması Afrika ve Asya'da hoş rüzgâr etkisi yapabilir. Böylece Katolik Kilisesi yeni ufuklara yelken açabilir ve milyonlarca Katolik yitirdiği umuda yeniden kavuşabilir.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: A. Günaltay

Editör: Beklan Kulaksızoğlu