Avrupa basınından özetler

Fransa'dan Le Monde gazetesi Suriye'de kimyasal silah kullanıldığını ve Batılı hükümetlerin de bunun bilgisine sahip olduğunu ileri sürüyor:

“Suriye rejimi silahlı isyancılara ve sivil halka karşı zehirli gaz kullanıyor. Bu askerî taktik sayısız yerde hayata geçirildi ve nisandan bu yana da gittikçe sıklaştı. Kimyasal saldırıları ilk kez bu gazeteye bağlı Batılı gazeteciler yazdı. Olaylara bizzat tanık oldular. Bölgedeki gazeteciler bunu ortaya çıkartabiliyorsa nasıl oluyor da istihbarat servislerinin verdiği bilgilere sahip olan Batılı hükümetler bugüne kadar Suriye'de kimyasal silah kullanıldığına dair net ifadelerde bulunamıyor. Bu gazetenin yaptığı araştırmalar Batılı hükümetlerin Suriye'de kullanılan kimyasal silahlarla ilgili olarak bildiklerini açıklaması gerektiğini ortaya koyuyor. Çok geç olmadan net bir dil kullanmak zorundalar.”

Ouest-France gazetesi Suriye'deki güç ilişkilerinin Devlet Başkanı Beşar Esad lehine değiştiğini görüşünde:

“Birkaç haftadır güç ilişkileri değişti. Esad geri saldırıyor ve El Kuseyr kentinde kaybettiği puanları geri topluyor. İsyanı kapsamlı bir biçimde silahlandırmak gerekli miydi? Birkaç hafta önce bu soru her gün gündeme geliyordu ancak bugün bunun bir anlamı kalmadı zira Esad belki de kellesini çoktan kurtardı. Şimdi yeniden diplomasiden söz ediliyor. İki yıl önce görevden uzaklaştırılmak istenen bir tiranla müzakereye hazır hale gelindi. Haziran ayı başında Cenevre'de uluslararası bir konferans düzenlenecek. Buna inanmak isterdik ama ortada güzel bir biçimde dile getirilen diplomatik formüllerle bağdaşmayan o kadar çok emare var ki. Esad'ın taviz vermesi için ortada hiçbir sebep yok.”

Hollanda'dan De Volkskrant gazetesi Çin Başbakanı Li Kekiang'ın Berlin'e yaptığı resmî ziyareti yorum sütunlarına taşıyor:

“Çin, Dünya Ticaret Örgütü'nün koyduğu kuralları çiğneyerek kendi sanayisini sübvanse ediyor ve bunun bedelini Avrupalı şirketler ödüyor. Sübvansiyonlar, fiyatların aşırı derecede düşürülmesini beraberinde getiriyor ve bu da Avrupalı üreticilerin mallarını satma şansını sıfıra indiriyor. Çin üzerinde güçlü bir müzakere temeline sahip olabilmek için Avrupa Birliği Komisyonu'nun Dış Ticaretten Sorumlu Üyesi Karel De Gucht'un yoğun baskı uygulaması şart. Yoksa tek tek Avrupa Birliği ülkelerinin harekete geçmesi ise bir işe yaramaz. Başbakan Angela Merkel'in verdiği işaret de bundan farklı değildi. Merkel'in içinde bulunduğu seçim yılında Çin-Alman ilişkilerine çaresizce bakmak dışında yapabileceği bir şey yok. Alman ekonomisinin Avrupa Birliği içerisinde istisnaî bir biçimde iyi durumda olmasında Çin'in payı hiç de küçümsenemez. Merkel'in istediği de bunun böyle kalması.”

Muhafazakâr İngiliz gazetesi The Times Londra'da bir askere yönelik gerçekleşen saldırı sonrası hükümetin atmak istediği adımlarla ilgili şu yorumu yapıyor:

“Hükümet aşırılık yanlılarına karşı yeni bir proje grubu oluşturulacağını açıkladı. Ne var ki İçişleri Bakanı Theresa May tarafından, uydu kanalları ve internet sağlayıcılarla ilgili kuralların daha da katı hale getirilmesi yönünde yapılan tavsiye, uğursuz bir içtihat haline gelebilir. İslamî propaganda, kışkırtıcı ve şiddete teşvik edici olsa bile bu gazete, rahatsızlık duyulsa dahi fikirlerden ziyade eylemlerin izlenmesi gerektiği düşüncesindedir. Geçen hafta yaşanan korkunç saldırıya rağmen özgür toplumlar güçlü bir direniş gücüne ve fanatik İslamcı terör gruplarını kontrol altında tutma becerisine sahip olduklarını gösterdi. Güvenlik politikası şimdi bu yolu takip etmemiş olacak.”

 ©Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Ercan Coşkun

Editör: Başak Sezen