1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

Hülya Köylü28 Mart 2012

29 Mart 2012 tarihli Alman gazetelerinde Euro krizi, Korsanlar Partisi'nin başarısı ve Papa 16'ncı Benedikt'in Latin Amerika gezisine ilişkin yorumlar öne çıkıyor.

https://p.dw.com/p/14U8Y
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Alman hükümeti, borç krizindeki ülkeler için Euro Bölgesi çapında oluşturulan mali paktın genişletilmesine onay vermişti. Buna göre, daha önce oluşturulan yardım fonuna 200 milyar daha aktarılarak mali paktın kapsamının 700 milyar euroya çıkarılması planlanıyor. Berlin merkezli Tagesspiegel gazetesi, Alman hükümetinin bu adımını eleştirerek şu değerlendirmeye yer veriyor:

“Federal hükümetin kırmızı çizgilerini karıştırması, şaşırtıcı olmaktan öte kesinlikle sadece çirkin bir durum. Zira ortak risklerin bertaraf edilmesi ve euronun kurtarılması için öngörülen 211 milyarlık meblağın üstüne çıkılmayacağını Almanlara kim garanti edebilir? 212, 250 ya da 400 milyar euro daha söz konusu olduğunda da Almanya, euroyu kaderine terk edemeyecek. Bu, Angela Merkel için geçerli olduğu gibi herhangi bir Sosyal Demokrat başbakan için de aynı şekilde davranmak durumunda kalacaktır. Euro, Alman devletinin önceliklerinden biridir.”

Sırada Euro krizi bağlamında Alman iç politikasına dair bir yorum var. Haftalık Die Zeit gazetesi, son eyalet seçiminde büyük başarı elde eden yeni siyasi oluşum Korsanlar Parti'ne atıfta bulunarak diğer büyük partilerin euro kriziyle ilgili tutumunu eleştiriyor:

"Seçmenler, Korsanlar'dan hoşlanıyor, çünkü onlar, tartışma programlarında euro kriziyle ilgili anlamsız cümleler kuran diğer politikacılardan farklı. Korsanlar, bilgisayar yazılımları geliştiren ya da bilgisayar mühendisleri gibi aslında pek de karizmatik olmayan yöneticilerine rağmen 'çılgın siyasi isyancı' profili çiziyor. Onlar yeni bir bakış açısı ve umut ortaya koyuyor."

Alman gazetelerinde Katoliklerin ruhanî lideri Papa 16’ıncı Benedikt’in Latin Amerika ziyareti de geniş yer tutuyor. Meksika’nın ardından Küba’ya geçen Papa, iki ülkede de devletin üst düzey isimleri ile bir araya geldi. Papa’nın temaslarını eleştiren Berliner Zeitung, şu yorumu yapıyor:

“Papa, seyahatinde dinî ritüellerine bağlı kalmayı sürdürdü, realiteleri ise görmek istemedi. Papa, sağdaki Meksika olsun soldaki Küba olsun, her iki ülkede de, sadece devlet başkanları, eski devlet başkanları ve kilise temsilcileri ile buluştu. Özellikle Meksika’da iktidarın dışındaki gruplar ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri Papa’nın görüşmelerinde yer almadı. Küba’da ise bu çok az mümkün olabildi. Ancak görüşmelere katılan Kübalı muhaliflere, biraz daha cesaretlendirici sözler sarfedebilirdi.”

Westdeutsche Allgemeine Zeitung'da da Papa’nın ziyaretine ilişkin eleştirel bir yorum göze çarpıyor:

“Latin Amerika yedi yıldır Katolik Kilisesi liderinin ziyaretini bekliyordu. Dünyadaki Katoliklerin büyük bir bölümünün bu bölgede yaşadığı düşünüldüğünde bu oldukça uzun bir süre. Öte yandan 16’ıncı Benedikt, selefi II. Jean Paul’ün aksine Latin Amerika’da pek sempati görmüyor. Papa’nın ziyaret programında da genellikle devlet adamları bulunuyordu. Papa, Meksika ve Küba’da sadece devlet adamları ve kilise temsilcileri ile görüştü. Meksika’da muhalif gruplar görüşmelerin dışında bırakıldığı gibi Katolik kilisesi rahiplerinin cinsel suistimaline maruz kalan mağdurlarla da bir araya gelmedi. Bu tam bir skandal. Zira yeni ortaya çıkan belgeler, gerici din adamlarının neler yaptığını Vatikan ve asıl adı Joseph Ratzinger olan Papa’nın on yıllardır bildiğini gösteriyor.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Köylü

Editör: Murat Çelikkafa