1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

29 Temmuz 2013

Bugünkü gazeteler şiddetin giderek tırmandığı Mısır'daki son gelişmelerle ilgili yorumlara ağırlık veriyor.

https://p.dw.com/p/19FeT
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Badische Neueste Nachrichten Mısır'la ilgili yorumunda, Türkiye'nin orduya gösterdiği tepkiyi sorguluyor:

"ABD Mısır'daki gelişmeleri askerî darbe olarak nitelendirmekten kaçınıyor. AB uyarıda bulunuyor, ancak hiçbirşey yapmıyor. Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin iktidardan indirilmesinin ardından Mısır Ordusu'nu somut olarak sert bir dille eleştiren ve Mısır'daki generallerin darbe yaptığını yüksek sesle dile getiren tek bir önemli bölgesel güç var: Türkiye. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ülkesindeki Gezi protestolarına muamele konusunda kendisinin otoriter bir politikacı olduğunu göstermişti. Dolayısıyla Erdoğan hükümetinin yetkililerden Mısır'daki barışçıl gösterilere hoşgörü ile yaklaşmasını talep etmesi geriye nahoş bir tat bırakıyor. Erdoğan'ın Kahire'deki yeni yönetime dile getirdiği taleplerin Türkiye'nin demokrasi için gösterdiği çabadan çok, bölgesel politikalarla ilgisi var. Mısır'da Mursi'nin seçilmesi Ankara açısından 'Türkiye modeli'nin sağladığı bir başarı olarak anlaşıldı. İslamcı, muhafazakâr bir hareketin demokrasi ile uyumlu olabileceğinin kanıtı olarak görüldü. Dolayısıyla Mursi'nin devrilmesi Arap Baharı'ndan etkilenen ülkelere 'Türkiye modeli'nin örnek olması düşüncesine de zarar vermiş oldu. Ancak bu, Erdoğan'ın uluslararası toplumun Mısır'daki gelişmelere yönelik tepkisini eleştirmesinin yanlış olduğu anlamına gelmiyor. Erdoğan'a göre Batı Mursi ya da Erdoğan gibi İslamcı-muhafazakâr politikacılar söz konusu olduğunda demokrasinin temel ilkelerini gözardı edebiliyor. Erdoğan hafta sonunda yaptığı konuşmada, 'Muhammed El Baradey gibi Batı'ya yakın bir politikacı Cumhurbaşkanı olarak devrilseydi ne olurdu?' dedi ve haziran ayında Gezi protestoları sırasında hükümete karşı barikatlara destek veren, demokrasiyi korumak isteyenlere birden bire ne olduğu sorusunu yöneltti. Gelişmelerin birçok Türk'ün, Batı'nın İslam Dünyası'na karşı iki yüzlü bir tavır sergilediği yönündeki görüşünü daha da güçlendireceği görülebiliyor. Ve bu durumda Türkler kesinlikle ayıplanamaz."

Saarbrücker Zeitung ise Mısır'la ilgili yorumunda, Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı Abdülfettah El Sisi'nin 'devrimin amacının, Müslüman Kardeşler'e şiddet uygulamak' olduğunu ifşa ettiğini dile getiriyor:

"Kulislerde sadece şu uzlaşma umudu kalıyor: Müslüman Kardeşler'e güvenlik konusunda güvence verilmesi, siyasi sürece katılabilmeleri ve bu sayede şiddetin sona ermesi şansı. Ancak Müslüman Kardeşler Mursi'nin yeniden görevinin başına getirilmesi talebinde ısrar ederse, o zaman çok sayıda kişinin ölmesini, cezaevine girmeyi, tekrar siyasette yeraltına inme riskini göze almış olur. Bu durumda ülke de parçalanmış olarak kalır."

Düsseldorf'da yayımlanan Rheinische Post da aynı konuyla ilgili yorumunda, aslında El Sisi'nin Müslüman Kardeşler'i yönetime almaya hiç de niyetli olmadığı görüşünü dile getiriyor:

"Kanlı geçen hafta sonundan sonra, devrimin içinde aslında Abdülfettah El Sisi'nin gizli askeri darbesinin saklı olduğuna inananlar, kendilerini onaylanmış hissedebilir. General geçen cuma günü büyük bir protesto gösterisi düzenlenmesi çağrısında bulunarak çatışmaları provake etmiş oldu. Polislerin göstericileri hedef alarak ateş etme emri aldığından, hiçbir gözlemcinin şüphesi yok. Devrik eski lider Hüsnü Mübarek döneminde böylesine sert yöntemler iktidarın korunması için uygulanırdı. Batı Mısır'a, mali yardımların dondurulması gibi yöntemlerle baskı yapmalı. Ancak bu sayede bölgedeki böylesine önemli bir ülkede istikrarın askerî bir diktatörlüğün eline kaymasını engelleme şansına sahip olur."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topçu

Editör: Başak Özay