1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

29 Nisan 2013

6 Mayıs’ta başlayacak NSU davasında medya temsilcilerine yer dağılımı belli oldu ancak tartışmalar bitmedi. Alman basınında geniş yer alan konuda eleştirel yorumlar öne çıkıyor.

https://p.dw.com/p/18PGu
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör hücresiyle ilgili 6 Mayıs’ta başlayacak davada medya temsilcilerine yer dağılımı belli oldu ancak tartışmalar bitmedi. Alman basınında geniş yer alan konuda eleştirel yorumlar öne çıkıyor.

Süddeutsche Zeitung’un yorumu şöyle:

“Akreditasyon lotosunda pek çok medya kuruluşunun eli boş kaldı. Kaldı ki şimdiye kadar aşırı sağ terör ya da ciddi habercilikle hiç işi olmayan pek çok medya kuruluşu davada yer alacak. Listenin bir bölümü komedi gibi. İnsan bakınca utanıyor. Evet mahkeme kamuoyuna açıklık ilkesini münferit kişiler değil, genel için güvence altına almak zorunda. Bu mahkemenin bir ‘kamuoyu’ kavramı olabilir. Ama günümüzde kamuoyunun ne anlama geldiği ve yerleşik ya da dijital ne tür medyanın bu kavram içine girdiği konusunda ise pek bir şey bilmediği açık.”

Ülkenin önde gelen gazetelerinden Frankfurter Allgemeine Zeitung da çekilişten eli boş dönenlerden. Gazetenin yorumunda şu satırları okuyoruz:

“Ana davanın nihayet başlayabilmesi için adil bir seçim yapıldığına sevinenler var. Çekilişin kendisi doğru bir şekilde yapılmış olsa da kontenjanlar, dava sürecindeki kısıtlamalar dünyaya yabancı ve işin özü açısından uygunsuz. Sadece çekilişten yerel ve bölgesel medya çıktı diye değil. Bu davada korkunç derecede ulusal bir konunun, tüm ülkeyi ilgilendiren bir cinayet serisinin aydınlatılması söz konusu. İşte bu yüzden. Anlayış sahibi bir mahkemenin kontenjanlar oluştururken ulusal çapta yayın yapan medyayı da göz önünde bulundurması gerekirdi. Ülke çapında yayın yapan gazete ve dergilere yönelik muamelenin tersine kamu yayıncılığı yapan kuruluşlara yine adeta yer rezerve edilmiş oldu.”

Berlin'den Tagesspiegel de çekilişte kazananlardan ancak konuyla pek bağlantısı bulunmayan medya kuruluşlarının varlığına dikkat çekiyor:

“Sonuç gülünç.  Münih’ten Radio Lora’nın Lehçe yayınları Neonazi bataklığı davasında yer edindi. Ağırlıklı konuları Polonya üniversitelerinde Almancanın durumunu Almanya’daki Lehçe eğitimiyle karşılaştırmak. Podyumun bir konuğu da Brigitte. Sanık Beate Zschäpe’nin giyim tarzını eleştirecekler herhalde…  (Çekilişte kazanan adı sanı duyulmamış kuruluşlara) tüm saygımıza rağmen burada doğru olmayan birşeyler var. Sonuçta iki bahsin başarı şansı var gibi görünüyor. Birincisi, talihlilerden pekçoğu bu uzun soluklu dev davada kısa sürede hevesini kaybedecek. Ve birkaç yeri kapmak için çirkin bir ticaret başlayacak. Kazanması kolay olan üçüncü bir bahis ise davanın Federal Yargıtay’a taşınması.“

Rostock’ta yayımlanan Ostsee Zeitung’un yorumunda ise “NSU davasında yer kapma yarışının artık galibi olamaz” deniyor.

“Dünün şanslıları kısa bir sevinç yaşayıp sonra yerlerini kaybedenlere acımış olmalı. Nihayet uygun bir şekilde göz önünde bulundurulan yabancı medya bile coşku seline kapılmış görünmüyor. İlk süreçte dışarıda bırakılmanın acısı o kadar büyük ki! Şimdi aynısı başkalarının başına geldi. Aslında akıl alır gibi değil. Aşırı sağ konusunda Almanya’nın en büyük davalarından birinde gazetecilere ayrılacak yer konusunda yaşanan süreç, daha başlamadan davaya zarar verdi. Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi bunun suçunu kendine yazmalı. Bu davanın hukukî yönünün çok ötesinde siyasî bir yönü olduğunu algılayamadı. Bu davanın bir toplumun kendi fiyaskosunu aydınlatmasına hizmet edeceğini göremedi. Davanın bu özelliklerine uygun bir şekilde büyük bir salonda görülmesi en iyi çözüm olurdu. Hukukî açıdan güvence altına alınmış video konferans yöntemiyle görüntünün başka bir salona aktarılması hâlâ iyi bir seçenektir. Ancak Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi her ikisini de kabul etmedi. Ve damakta kötü bir tat kaldı."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Başak Sezen