Alman basınından özetler

Süddeutsche Zeitung, ABD Başkanı Barack Obama’nın West Point Askeri Akademisi'nde yaptığı konuşmada Amerikan dış politikasıyla ilgili verdiği mesajları irdeliyor.

“Yeni savaşlar yok, yabancı halkların kanlı işlerine karışmak yok. Obama’nın West Point’ta yaptığı konuşmada verdiği en önemli mesaj buydu. Başka askerî maceralara girişmekten çekinmesi anlaşılır. Irak ve Afganistan’daki askeri operasyonlar ABD’ye binlerce ölüye ve trilyonlarca dolara mal oldu. Amerikalılar bu fahiş bedeli ne için ödediklerini hâlâ bilmiyor. Obama doğruyu gördü: Amerika sonsuza dek savaşamaz.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung ise Avrupa’nın bir birlik olarak geleceğini irdeliyor:

“Avrupa’nın nasıl bir geleceğe yöneldiğini bize gösteren yer neresi? Görevinden ayrılmak üzere olan AB Konseyi Başkanı Herman van Rompuy’a Şarlman Ödülü’nün takdim edildiği ve ödül törenine Ukrayna, Gürcistan ve Moldova Cumhuriyeti başbakanlarının da davet edildiği barışçıl Aachen kenti mi? Ya da insan hakları ve azınlık hakları değil, nüfuz alanı yaratma savaşının yaşandığı Donets Havzası mı? Veya üç safkan demokratın, dışarıdan Avrupa Birliği’ne benzemeye çalışan ancak gerçekte pek çok noktada AB fikir ve ideallerine karşıt bir tasarım olan ‘Avrasya Ekonomi Birliği’ni kurduğu Astana mı? Çok karışık bir tablo bekleyenler pek şaşırmayacak. Sadece bu Avrupa’nın siyasi ve coğrafi olarak sürekli genişleyen bir birlik için sakin ve kararlı bir şekilde çabalamaya devam etmesi, beklentiler listesinden rahatça çıkarılabilir.”

Berliner Zeitung ise İkinci Dünya Savaşı’nı sona erdiren Normandiya Çıkarması’nın yetmişinci yıl kutlamalarına Ukrayna’nın da davet edilmesini konu alıyor:

“Bu, müttefiklerin bayramı. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin de bu zaferde İngiltere, ABD ve Fransa gibi payı var. O zamanlar Ukraynalılar da Sovyetler Birliğine dâhildi. Ama Nazi Almanyasına karşı elde edilen zaferde oynadıkları rolü çok az kişi biliyor. Ukrayna ve Belarus'un bu savaşta Polonya ve Baltık ülkelerinin yanında en fazla can kaybını verdiği son 70 yılda neredeyse kimsenin aklına gelmedi. Ortak zaferi hatırlamak… Bunu telafi etmek için daha iyi bir çerçeve olabilir mi?”

Die Welt gazetesi ise Mısır’da devlet başkanlığı seçimlerinin sonucunu değerlendiriyor.

“Abdülfettah El Sisi sadece yarım bir devlet başkanı. Seçmenleri sandığa çekmek için gösterilen tüm çabaya rağmen üç günlük seçim sürecine katılımın yüzde 45’i bile bulmaması, yeni devlet başkanı için ağır bir tokattır. Bu, hayal kırıklığı yaşayanların ve siyasî ve insani olarak kaybedilmiş Müslüman Kardeşler ve sempatizanlarının oluşturduğu çoğunluğun tokadıdır. El Sisi’nin meşruiyeti oldukça zayıf ve düşük katılıma bakıldığında yüzde 93 mü yüzde 100 mü oy aldığının da önemi yok. Peki, Mısır’da her şey sil baştan mı? Neredeyse öyle. El Sisi’yi ‘Mübarek light’ olarak nitelemek mümkün. Her derde deva olmadığı, bir arabulucu olmadığı kesin. Yönetecek, emir verecek, dikte edecek.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu