1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

31.05.2010 - Avrupa basınından özetler

31 Mayıs 2010

Meksika Körfezi'ndeki çevre felaketi ile Çek Cumhuriyeti'ndeki genel seçimler, Avrupa basınının ağırlıklı konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/Ne42

Meksika Körfezi'nde 20 Nisan'da İngiliz BP şirketine ait petrol platformundaki patlamanın ardından petrolün denize sızması engellenebilmiş değil. Fransa'dan Vosges Matin, konuyu şöyle yorumluyor:

"Başarısızlık üstüne başarısızlık. BP şirketinin mali açıdan inanılmaz güce sahip olması nedeniyle duruma da teknik açıdan en iyi biçimde tepki verebileceği düşünülebilirdi, ama şirket petrolün denize sızmasını her engelleme girişiminde başarısız oluyor. Dolayısıyla Meksika Körfezi'nde tam beş haftadır petrol dur durak bilmeksizin denize akıyor. Barack Obama için bu, sert bir darbe. ABD Başkanı, bölgeye cuma günü gerçekleştirdiği son ziyarette yaptığı, insanı yatıştıran sözlerine rağmen, kararları veren, duruma hakim olan kişi izlenimini vermiyor."

İtalya'nın sol liberal La Repubblica gazetesi aynı konuyla ilgili yorumunda şu değerlendirmeyi yapıyor:

"ABD Başkanı Obama kendisini birdenbire suçlu konumunda buldu. ABD Başkanı petrol yayılmaya devam ettikçe, kendisine verilen desteği kaybedecektir. Amerikan medyasında, petrol tabakasının Obama için, Katrina kasırgasının Bush'a yaşattıklarından daha kötü sonuçları beraberinde getireceği yorumları yapılıyor. Katrina kasırgası sırasında George W. Bush'un ne kadar ehliyetsiz bir lider olduğuna dönük şüpheler kesinlik kazanırken, petrol tabakası da şimdi Obama'nın imajını kirletmeye devam ediyor."

Avrupa basını Çek Cumhuriyeti'nde cuma ve cumartesi günleri yapılan seçimlere de geniş yer ayırıyor. Sosyal Demokratlar'la muhafazakarların oy kaybettiği, yeni kurulan partilerin büyük başarı sağladığı seçimlerle ilgili olarak Polonya'dan Rzeczpospolita gazetesi şu değerlendirmeyi yapıyor:

"Çek seçmenlerin çoğunluğu, Yunanistan'da olup bitenler karşısında büyük hayal kırıklığı yaşıyor ve Sosyal Demokrat sloganları reddediyor. Vatandaşlar, sosyal alandaki harcamaların, kesintilerin artmasının, bütçede açığın büyümesine yolaçtığını, bunun da mali açıdan istikrarsızlığın yaşandığı Avrupa'da Çek Cumhuriyeti açısından hiç de iyi sonuçları olmayacağını kavradılar. Elit partilere fiske vurarak, tasarruf politikası yürütülmesini savunan ODS gibi grupları seçtiler. Ülkede politik olarak bu parçalanmanın sonuçları sürpriz yaratabilir: Örneğin vergiler konusunda muhafazakâr politikalar izleyen bir orta-sağ koalisyon oluşabilir. Böyle bir koalisyonun kurulup kurulmayacağını zaman gösterecek. Ancak Çekler olgunluk göstererek, güzel söz ya da vaatler yerine, ağrılı bir terapiyi seçtiler."

İsviçre'den Neue Zürcher Zeitung'sa Çek Cumhuriyeti'ndeki seçimleri şöyle yorumluyor:

"Seçim sonuçları, birçok Çek vatandaşının artık sabrının tükenmesi, eski politik sınıfın reddedilmesi anlamına geliyor. Seçmenler 1989 yılından bu yana ağırlığını koyan iki büyük partiye Sosyal Demokratlar'la muhafazakarlara ders vermek istedi. Belki de bu iki parti bu sonuçları kendilerini yenilemek için bir çağrı olarak algılayabilirler. Şimdi seçimlerden sonra en fazla oyu alan, ortanın sağındaki üç parti uzlaşır da koalisyon kurarsa, uzun süreden bu yana ilk kez istikrarlı bir hükümet çoğunluğu sağlanmış olur. Çekler'in yıllardır sürüncemede kalan reformların hayata geçirilmesi için buna ihtiyacı var."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topçu
Editör: Murat Çelikkafa