1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

31.05.2011 Avrupa Basınından Özetler

31 Mayıs 2011

Almanya hükümetinin en geç 2022 yılında nükleer enerji üretimine son verme kararı Avrupa’da büyük yankı buldu. Avrupa gazetelerinin yorum konuları arasında da Almanya hükümetinin çığır açan kararı geniş yer tutuyor.

https://p.dw.com/p/11RHy

İtalyan La Repubblica gazetesinin yorumu özetle şöyle:

“Son noktayı, Almanya gibi bir sanayi ülkesi koydu. Avrupa’nın ası olan, dünyanın ise dördüncü büyük ekonomisini barındıran Almanya, nükleer enerjiden ayrılmaya karar veren ilk büyük sanayi ülkesi oldu. Bu hamlenin başarıya kavuşma ihtimali oldukça yüksek. Almanların büyük çoğunluğu nükleer reaksiyonla elektrik üretilmesini istemiyor. Sosyal Demokrat – Yeşiller koalisyonunun nükleer enerjiden ayrılış yolculuğunu başlattığı 1998 yılından bu yana Alman sanayi sektörünün enerji verimliliği %48 oranında arttı. Dünya piyasasında Alman malları, nükleer enerjiye kendini mahkum eden Fransa gibi ülkelerin ürünlerine fark attı. “

İngiliz The İndependent gazetesinde ise şu satırları okuyoruz:

“Başbakan Merkel, nükleer enerji beğenilmediği için bir problemi çözmüş oldu ama aynı zamanda da yeni bir problem yarattı. Nükleer enerji nasıl ikame edilecek? Çeşitli alternatif enerji kaynakları geliştiren Almanya pahalı temiz kömür santrallerine de yatırım yapmak zorunda kalacak. İngiltere’de ise, modern nükleer teknolojiler koalisyon hükümeti tarafından teşvik ediliyor. Ancak kuşkulu liberal çevreler Almanya’daki kararı hatırlayıp İngiltere’nin enerji politikasını gözden geçirmesini isteyebilirler. Bunun için yeterli siyasi ve ekonomik gerekçe bulunabilir. Ama İngiltere’nin enerji ihtiyacının karşılanması, alelacele alınacak kararlarla yönlendirilemeyecek kadar önemli bir konu.”

Paris’te yayımlanan muhafazakar Le Figaro gazetesi de Berlin yönetiminin kararı aceleye getirdiği görüşünde:

“Angela Merkel’in nükleer enerjinin sivil amaçla kullanılmasındaki 180 derecelik dönüşü gerçekten görülmeye değer. Bunun nedeni Yeşillerin Almanya’da hızla tırmanmaya başlaması. Merkel’in kararı 2013 genel seçimleriyle ilgili taktik hesaplara dayanıyor. Almanya Başbakanı, koalisyon ortağı Hür Demokrat Parti’nin hızla erimesi yüzünden Yeşiller ile koalisyon kurmayı planlıyor. Bu siyasi rota değişikliğinden bütün Avrupa etkilenecek. Avrupa uzun yıllar enerji bağımsızlığından feragat etmek zorunda kalacak. Yenilenebilir enerjilerin teşvik edilmesi gerekecek ve enerjiden tasarruf etme imkanları araştırılacak. Maşallah! Tabii ki gelecek yeni teknolojilerde aranmalı. Ama haklı nedenlerle ve aceleyle çıkışın son derece önemli bir sanayi branşına çıkaracağı faturayı unutmamak kaydıyla.”

Avusturya’nın başkenti Viyana’da yayımlanan Der Standard gazetesi Almanya Başbakanı Angela Merkel’in iktidarı kaybetme kaygısıyla nükleer enerji aleyhtarı olduğunu öne sürüyor:

“Merkel’in U dönüşü yapmasının nedeni Fukuşima değildi. Fizikçi olan Almanya Başbakanı, Alman nükleer enerji santrallerinin Fukuşima’dan sonra da eskisi gibi güvenli olduğunu bilir. Japonya’daki felaket 180 derecelik dönüşün sadece bahanesiydi. Angela Merkel, Alman nükleer reaktörlerin faaliyet süresinin uzatılmasını istemeyen kamuoyunu hafife almıştı. Bu tutumuyla Yeşiller Partisi’nin bir dizi seçimde fevkalade oy oranlarını yakalamasına yardımcı oldu. Merkel’in endişe kaynağı nükleer santraller değil, kendi siyasi geleceğiydi ve bu adımı da Yeşillerin popülaritesini kırmak için attı.”

İsveç gazetelerinden Svenska Dagbladet Almanya’nın nükleer enerjiye son vermesinin doğru bir karar olmadığını belirtirken yine Stokholm’de yayımlanan Dagens Nyheter ise şu satırlara yer veriyor:

“Almanya’nın yaptığı gibi, hissi ve alelacele alınmış kararlarla nükleer enerjiye ömür biçmek, risklidir. Merkel’in koalisyon hükümeti daha sonbaharda nükleer santrallerin faaliyet süresini uzatmıştı. Gerekçesi, yenilenebilir enerjiler çağına köprü kurmaktı. Şimdi ise Almanya’daki nükleer enerji tartışmasının baskısıyla köprüleri atıyor. Ama nükleer enerji devrini çevre açısından makul yollardan ve hızla kapatmanın bir yıl önceki gibi, şimdi de garantisi yok.”


© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen:AhmetGünaltay

Editör: Beklan Kulaksızoğlu