1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa basınından özetler

Hülya Topcu31 Ekim 2013

Avrupa basını NSA dinleme skandalı, Mısır'da Müslüman Kardeşler'e yönelik davanın başlaması ve Japonya'da Fukuşima'nın ardından gelinen noktaya ağırlık veriyor.

https://p.dw.com/p/1A9bo
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Fotoreport

Letonya'dan muhafazakar Latviyas Avize gazetesi bugün Amerikan Ulusal Güvenlik Kurumu'nun (NSA) Almanya Başbakanı Angela Merkel'in de aralarında bulunduğu liderleri dinlemesini şöyle yorumluyor:

"Amerikalı eski istihbaratçı Edward Snowden'in casusluk faaliyetlerini kamuoyuna açıklama kararı sadece Amerikan gizli servisinin çalışmalarını etkilemekle kalmadı, aynı zamanda Amerikan dış politikasında da izler bıraktı. Sayıları giderek artan çok sayıda ülke, ABD'nin dünya liderleriyle milyonlarca sıradan vatandaşı dinleme ve izleme yöntemlerinden duyduğu hoşnutsuzluğu dile getirdi. Üstelik Washington'un açıklama talepleri üzerine baştan savma bir biçimde Avrupa'daki gizli servislerin çalışma yöntemlerine işaret ederek kendini haklı çıkarmaya çalışması, sadece ABD'ye duyulan kızgınlığın artmasına neden oldu."

İspanya'dan El Mundo gazetesi ise aynı konuyla ilgili, "Obama daha fazla açıklama yapmalı" başlıklı yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

"ABD'nin casusluk skandalının boyutu her geçen gün biraz daha büyüyor. Skandal sadece Ulusal Güvenlik Kurumu'nun (NSA) Almanya Başbakanı Angela Merkel ve diğer dost ülkelerin liderlerinin telefonlarını dinlemesinden ibaret değil. Şimdi Vatikan'da Papa'nın telefon görüşmelerinin dinlendiği, Google ve Yahoo gibi şirketlerin müşterilerine ait bilgilerin de çalındığı ortaya çıktı. NSA Başkanı Keith Alexander'ın tutumuna duyulan tahammülsüzlük artıyor. Skandal zaman içinde öyle büyüdük ki, ABD Başkanı Barack Obama şimdiye dek yaptığından daha fazla açıklama yapmak zorunda."

İsviçre'den Neue Zürcher Zeitung ise Japonya'nın Fukuşima Nükleer Santrali'nde iki yıl önce meydana gelen kazanın ardından gelinen noktayı ele alıyor:

"Fukuşima'daki felaketin üzerinden iki yıldan fazla bir süre geçti ve felaketin izlerinin kaldırılması için yapılan çalışmalarda yapılan hataların ardı arkası kesilmiyor. İşte bu nedenle hükümetteki Liberal Demokrat Parti içinde nükleer reaktörü işleten Tepco firmasının bölünmesini isteyenlerin sayısı artıyor. Partinin önde gelenleri, en başta da Başbakan Abe, Tepco'nun iki ayrı şirkete bölünmesiyle nükleer faaliyetlerine şimdiye dek olduğu gibi devam etmesini umut ediyor. Ancak nükleer santraldeki kötü durumu son dakikaya kadar gizlemeye çalışan Tepco yönetimine karşı güvensizlik büyük. Tepco itibar ve güveni yeniden kazanmak için kökten değişmeli. Kozmetik operasyonlar Tepco'ya artık yardım etmez."

Belçika'nın De Standaard gazetesi ise Mısır'da darbe ile devrilen eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve Müslüman Kardeşler liderlerin yargılanacağı davanın başlayacak olmasını şöyle analiz ediyor:

"Mısır'da Müslüman Kardeşler'in üst düzey liderlerinden İsam el-Aryan saklandığı evden gözaltına alınırken sırıtıyordu. Ancak Müslüman Kardeşler'in aranan son liderinin gözaltına alınması, iktidar sahipleri ile öfkeli Müslüman Kardeşler arasındaki gerginlik ve çatışmayı daha da alevlendiriyor. Önümüzdeki pazartesi günü devrik lider Muhammed Mursi ve el-Aryan'ın da aralarında bulunduğu diğer yöneticiler hakkında açılan davanın görülmesine başlanacak. İddianamede nelerin yer aldığı henüz açıklığa kavuşmuş değil. Kuşkusuz bu siyasilere 'şiddete tahrik etme‘ suçlaması yöneltilecektir. Aralık 2012'de göstericiler, Mursi'nin sarayı önünde toplandığında Müslüman Kardeşler'der militanlar, bu göstericileri dövmek, hatta bazılarına işkence yapmak için olay yerine koşmuştu. Şimdi Mursi ve beraberindekiler hakkında açılan davanın Mısır'daki kutuplaşmayı daha da şiddetlendirmesi tehlikesi var. Haftalardan bu yana Müslüman Kardeşler taraftarı öğrencilerin kampüslerin güvenli oluşunu protestolar için kullanması nedeniyle üniversiteler zaten fokur fokur kaynıyor.“

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topçu

Editör: Hülya Schenk