1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

6 maddede Trump’ın seçim vaatleri

20 Ocak 2017

Trump birçok şeyi değiştirmek istiyor. Başkanlık koltuğuna oturacak olan Trump’ın seçim vaatleri mevcut politikaları değiştirmeyi hedefleyen bir çok talep ve fikirden oluşuyordu. Peki, bu hedeflerin ne kadarı gerçekçi?

https://p.dw.com/p/2W6Oe
New York Trump Tower Press Conference Vize Mike Pence und Trump
Fotoğraf: picture-alliance/AP Photo/E. Vucci

Trump'ın seçim vaatlerinin ana konusunu göç, Meksika, sınıra duvar örülmesi ve Müslümanlar oluşturuyordu. Trump, Meksika sınırına, masrafları Meksika tarafından karşılanacak 12 metre boyunda bir duvar örülmesini istiyordu. Bu görüşleri daha sonra gerçeklerle biraz uyumlu hale getirildi. Müstakbel hükümet yetkililerine göre Meksika'nın neden masrafları üstlenmesi gerektiğinin açıklığa kavuşturulması gerekiyor. Bu da en başta masrafların Amerika Birleşik Devletleri vergi mükelleflerince karşılanması gerektiği anlamına geliyor.

ABD'li Bernstein şirketinin yapmış olduğu hesaplamalara göre duvarın 15 ila 25 milyar dolar arasında bir maliyeti var. Duvarın yıllık bakım masrafı ise yaklaşık 3,5 milyar dolar. Bernstein şirketinin analistlerine göre ABD'de bulunan hiçbir şirketin bu boyuttaki bir projenin yapımına yetecek malzeme üretebilmesi mümkün değil. Projeyi yürütebilecek kaynaklara sahip inşaat malzemeleri üreticisi olan Cemex şirketinin merkezi ise Meksika'da.

Grenze USA - Mexiko
ABD-Meksika sınırıFotoğraf: Getty Images/AFP/S. Huffaker

Trump'ın  ilk talepleri arasında Müslümanlara yönelik ülkeye giriş yasağı yer alıyordu. Haber ajansı AFP bu talebin rafa kaldırıldığını bildirdi. Trump, bunun yerine "terörizme eğimli ülke” vatandaşlarına yönelik bir giriş yasağı uygulanmasını dillendirdi ancak hangi ülkeler olduğunu belirtmedi.

Ekonomi ve Amerikan iş piyasası

Milyarder Trump, ABD, Kanada ve Meksika arasında imzalanmış Kuzey Amerika Ticaret Anlaşması kısa adıyla NAFTA’yı feshetmek istiyor. Ancak uzmanlar bir konuya dikkat çekiyor; bu tip anlaşmalar sadece gümrük vergisinin düzenlendiği anlaşmalar değil; aynı zamanda fikri mülkiyet haklarının ve yatırımların korunmasını sağlayan anlaşmalar. Geçmiş yıllarda ABD'li şirketler Meksika ve Kanada'da milyar dolarları bulan yatırımlar gerçekleştirdi. "Die Welt” gazetesine açıklamada bulunan Münih merkezli Ekonomi Araştırma Enstitüsü  Ifo’dan Gabriel Felbermayr, bu tip devletlerüstü sözleşmeler olmadan söz konusu malvarlıklarının mülkiyetinin ve yapılmış olan diğer yatırımların kamulaştırmaya kadar varabilecek tahdit edilme riski ile karşı karşıya olduğunu dile getirdi. Trump'ın sahip olduğu şirketlerin Meksika'da otelleri olduğu göz önüne alınırsa NAFTA anlaşmasının feshedilmesi aynı zamanda Trump'a da dolaylı yoldan zarar verebilir. Bu yüzden Felbermayr, fesih yerine belki de ABD'nin kendi çıkarlarını öne alacak şekilde sözleşmenin koşullarını yeniden müzakere etmesinin söz konusu olduğu görüşünde. 

Bild-Kombo Bayer Monsanto
Fotoğraf: Getty Images/S. Gallup, Getty Images/AFP/J. Thys

Amerikan korumacılığı      

Yeni ekonomik planlara göre yabancı ve ABD'li şirketlerin gümrük cezaları yoluyla ABD içinde üretim yapmaya zorlanması ve böylece de ülke içinde daha fazla iş imkanı yaratılması planlanıyor. 

Bu yolla şirketlere gözdağı verilmesi sonuçlarını göstermeye başladı. Ford, Meksika'ya yapmayı planladığı yeni fabrikadan vazgeçtiğini açıklarken, Toyoto ve General Motor şirketleri de ABD'de milyar dolarlık yatırım yapacaklarını bildirdi. Alman kimya şirketi Bayer, ABD'li rakibi Monsanto firmasını devralması için gerekli olan onayı alabilmek için gelecek altı yıl içinde ABD'de en azından sekiz milyar dolarlık yatırım yapacağını açıkladı.

Çin de bu durumdan etkilenen ülkeler arasında. Çin'den gelen mallar üzerinde de gümrük cezaları uygulanması planlanıyor. Planların uygulamaya nasıl konulacağı ise henüz belirsiz. Bu belirsizliğin sebebi ise Kuzey Kore’nin yürüttüğü nükleer program. Amerika bu konularda Çin'e ihtiyaç duyuyor. Ayrıca ABD'li şirketler Çin malları üzerinde uygulanacak gümrük cezalarının Çinile iş ilişkileri zedeleyeceğinden endişe ediyor

Vergiler

BMW Werk in Spartanburg
Trump üretimlerin ülke içinde arttırılmasını talep ediyorFotoğraf: BMW AG

Vergi üst sınırının yüzde 39'dan 33'e çekilmesi, şirketlerin vermiş olduğu vergilerin ise yüzde 35'den yüzde 15'e indirilmesi planlanıyor. Bu durumdan yararlanacak olan kesim ise en üst gelir seviyesindekiler. Yani Trump'ın seçim yarışında reddettiği kuruluşlar. Süddeutsche Zeitung’un haberine göre, analistler ABD hazinesinde 4,4 ila 5,9 trilyon dolarlık gelir kaybı olacağı görüşünde.

Enerji ekonomisi ve iklim politikaları

Trump seçim kampanyası döneminde iklim değişikliğinin uydurma olduğunu savunuyordu. Şimdi bu söyleminden geri adım attı ve iklim değişikliğinin gerçek olduğunu kabul etti. Paris İklim Sözleşmesi'ne ilişkin olarak da sözleşmenin gerçekten Birleşik Devletlerin çıkarlarına olup olmadığını inceleyeceklerini belirten Trump, ona göre sözleşmeye dahil olmaya devam etme kararı alacaklarını kaydetmişti. Bir tweetinde bu anlaşmanın ABD şirketlerine ne kadara mal olduğunu ve bu maliyetin şirketlerin rekabet gücü üzerindeki etkilerinin ne olduğunu yakından inceleyeceklerini söyledi.

Trump'ın Dışişleri Bakanı olarak seçtiği, petrol ürünleri üreticisi Exxon Mobil şirketinin eski müdürü Rex Tillerson senato görüşmelerinde ABD'nin müzakere masasındaki yerini koruması gerektiğini söylemişti.

Obama'nın kararı doğrultusunda, ABD Paris İklim Sözleşmesi'ni çoktan onayladı. ABD'nin sözleşme tarafı olmaktan çıkmasının bürokratik işlemler nedeniyle dört yılı bulabileceği belirtiliyor.

General James Mattis
John MattisFotoğraf: picture alliance/AP Photo

Trump, kömür, gaz ve petrol gibi eski tip enerji kaynaklarını savunuyor. Kaya gazı sondajını hızlandırmayı ve tartışmalı Keystone boru hattını geliştirmeyi istiyor. Bu boru hattı Kanada'dan ABD'ye petrol taşıyor ve çevre politikası açısından oldukça tartışmalı.

NATO'nun rolü

ABD’nin NATO içindeki rolünün gelecekte ne olacağı da belirsizliğini koruyor. Trump bu savunma ittifakını da eleştiriyor. Ancak "tagesschau.de” internet sayfasında paylaşılan habere göre, Savunma Bakanı olarak atanan James Mattis  NATO'nun oldukça önemli bir birlik olduğunun altını çiziyor.

NATO'da görev yapmış Orgeneral James Mattis, NATO'nun modern ve hatta tüm zamanların en iyi savunma birliği olduğu görüşünde.

Sağlık politikaları

Trump, Obama’nın hayata geçirdiği hastalık sigortası programını da sonlandırmak istiyor. Trump, "herkese sunulan ve daha ucuz olan” kendi hastalık sigortası planını hayata geçirmeyi planlıyor. Bu plana ilişkin ayrıntılar ise henüz açıklanmadı.

© Deutsche Welle Türkçe

Carsten Grün