1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Aşırı sağcı adaylar yükselişte

3 Haziran 2009

Radikal taleplerle seçmen kazanmaya çalışan marjinal partiler Avrupa Parlamentosu (AP)’nun aritmetiğini değiştirmesinden ve AP’ye prestij kaybettirmesinden korkuluyor.

https://p.dw.com/p/I2uc
Avrupa Parlamentosu'na aşırı sağcı adayların seçilmesinden endişe ediliyorFotoğraf: picture-alliance/ dpa

Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aşırı sağcı adayların şanslı olduğu ülkelerden biri İngiltere.

İngiliz seçmen öfkeli. Harcırah skandalı üç büyük partiyi inandırıcılık krizine sürükledi. Halk işini, evini ve emeklilik ikramiyesini kaybederken, temsilcilerinin lüks harcamalarını hazineye ödetmesi büyük hayal kırıklığına yol açtı.

İşçi Partisi kadar Muhafazakar Parti de sadık seçmenlerini kaybetmekten korkuyor. İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılmasını isteyen Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi (UK Independence Party) muhafazakarların korkulu rüyası haline geldi. Büyük halk partisinden ayrılarak kurulan bu marjinal partinin İşçi Partisi’nden fazla oy alması sürpriz olmayacak.

Manchester’in en hüzün verici seçim bölgesi Başbakan Gordon Brown’un kâbusu olabilir. Sadece beyazların üye olabildiği ve İngiltere’yi Avrupa Birliği’nden söküp almak isteyen İngiltere Milli Partisi (British National Party, BNP) Perşembe gününden itibaren yapılacak olan İngiltere’deki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde oy oranını arttırmayı umuyor.

Bu ırkçı İngiliz partisi öncelikle, on yıllardır İşçi Partisi’nin kalesi sayılan ve önce Tony Blair, ardından da halefi Gordon Brown’un kazandığı seçim bölgelerinde adeta şahlandı. 38 yaşındaki BNP’li Chris Rowlison, partisinin İngiltere’ye çok daha fazlasını kazandırabileceğini söylüyor.

Yahudi ve Müslüman düşmanı gruplaşmalar tırmanışta

Fransız siyasi partiler yelpazesinin sağ ve sol uçlarındaki aşırı partilerin de düşük katılma oranından kârlı çıkması bekleniyor. Aşırı sağcı Milli Cephe’ye (Front National) rakip çıkan Anti Siyonist Liste’nin liderliğini, Yahudi aleyhtarı çıkışları yüzünden defalarca hüküm giyen komedyen Dieudonne yapıyor.

Hollanda’da ise İslam aleyhtarı Milletvekili Geert Wilders’in liderliğindeki Özgürlük Partisi’nin yüksek oranda oy alması bekleniyor.

Avrupa Parlamentosu prestij kaybedebilir

Brüksel’deki Avrupa Siyaset Merkezi’nin bilimsel kadrosunda çalışan Antonio Missiroli, yeni parlamentonun selefinden daha fazla yetkiyle donatılacak olmasının endişelerini arttırdığını, söylüyor. İrlanda’daki ikinci referandum başarılı geçer ve Lizbon Antlaşması yürürlüğe girerse, parlamento üyeleri Avrupa’nın şekillendirilmesinde daha fazla söz sahibi olacaklar.

2004 yılındaki son seçimde sağ ve soldaki aşırı partiler 785 üyeli Avrupa Parlamentosu’na 50’den fazla milletvekili sokabilmişti. Paylarını büyütmeleri durumunda parlamentonun kendine kesin bir profil biçmesi daha da zorlaşacak.

London School of Economics’ten Ian Begg marjinal grupların gerçekten iktidar faktörü konumuna gelebileceklerine ise ihtimal vermiyor. Begg, üç büyük Avrupa partisinin aritmetik büyüklüklerini koruyacağı kanaatinde. Anketlere göre muhafazakar Avrupa Halk Partisi yine en büyük grubu oluşturacak. Avrupa Sosyal Demokratları ikinci, liberal partiler grubu ise üçüncü parti olacaklar.

Seçimlere katılım düşük olabilir

Diğer yandan Yaygın siyaset bıkkınlığı ve ekonomik krizde milli egemenlik kaybının daha fazla işsizliğe yol açabileceği kaygısı seçime katılma eğilimini Avrupa Parlamentosu tarihinin en kötü oranına çekebilir.

Anketler, Avrupa genelinde Perşembe – Pazar günleri arasında yapılacak olan Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılma oranının yüzde 43’e düşebileceğini gösteriyor. 1979 yılında yapılan ilk seçime katılma oranı yüzde 62 olmuştu. Oylamaya katılmama oranı 2004 yılındaki son seçimde kırılmış ve 375 milyon kayıtlı seçmenden sadece yüzde 45,5’u oy pusulası doldurmuştu.

Derleyen: Ahmet Günaltay

Editör: Hülya Köylü