1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Aşırı sağcı parti yasanklanmalı mı?

Karin Jaeger/DW21 Eylül 2006

Nazi partisi olarak da anılan Nasyonal Demokrat Parti’nin Mecklenburg-Vorpommern eyaletinde meclise girmesiyle, Almanya’da bu partinin yasaklanması tartışmaları yeniden alevlendi. Parti, daha önce başka eyalet seçimlerinde de başarılar kazanmış, ancak fiyaskoyla sonuçlanan ilk davanın ardından, ikinci kez yasaklama gündeme gelmemişti.

https://p.dw.com/p/AZhN
Alman politikacılar NDP’nin yasaklanması konusunda ikiye bölünmüş durumda.
Alman politikacılar NDP’nin yasaklanması konusunda ikiye bölünmüş durumda.Fotoğraf: AP

Almanya’da aşırı sağcı Nasyonal Demokrat Parti’nin (NDP) Pazar günkü eyalet seçimlerinde Mecklenburg-Vorpommern eyaletinde meclise girmesi, partinin yasaklanması tartışmalarını yeniden gündeme getirirken, siyasi partiler NDP’nin yasaklanması konusunda ikiye bölünmüş durumda. Almanya Yahudileri Merkez Konseyi, partinin yasaklanmasına sıcak bakmayan Hıristiyan Demokrat Birliklileri, aşırı sağa açık çek vermekle suçluyor. Düsseldorf kentinde 2000 yılı Temmuz ayında bir grup Yahudi göçmene karşı düzenlenen bombalı saldırının ardından aşırı sağcı NDP’nin yasaklanmasını isteyen sesler çoğalmıştı. Partinin yasaklanması için Sosyal Demokrat Parti-Yeşiller koalisyonu döneminde başlatılan girişim, aralarında NDP’de yöneticilik yapan Wolfgang Frenz’in de bulunduğu bazı üst düzey kişilerin Anayasayı Koruma Teşkilatı için çalıştığı ortaya çıkınca, 18 Mart 2003 tarihinde durduruldu.

Parti içinde ajanlar

Bu karar, davayı ortaklaşa açan dönemin Alman hükümeti, federal meclis ve eyalet temsilciler meclisi için ağır bir darbe anlamına geliyordu. Mahkeme İkinci Senatosu Başkanı Winfried Hassemer’e göre, “Bir siyasi partinin istihbarat teşkilatı ajanlarınca gözlemlenmesi, Anayasa Mahkemesi’ne gelen bir dava sırasında ya da hemen öncesinde partide eyalet ya da federal düzlemde yönetim kurulunda görev yapmaları, hukuk devleti ilkeleri ile bağdaştırılamaz.’’ NDP yönetiminde bulunan bir ajanının, partinin kararları ve politikaları üzerinde de etkili olacağı yorumundan yola çıkan yargıçlar davada partinin anayasaya uygunluğuna değil, içinde ajanların görev alması konusuna odaklandı. Yargıçlar için asıl sıkıntı, parti yöneticisi ve ajan Frenz’in yazılarının iddianamede partiye yönelik antisemitizm suçlamalarına kaynak gösterilmesiydi.

Ancak Wolfgang Frenz partisinde istihbarat teşkilatından maaş alan tek kişi değildi. Parti yönetim kurulu üyelerinin yüzde 15’inin, Anayasayı Koruma Teşkilatı’yla işbirliği içinde oldukları anlaşıldı! Bu gerçeğin açığa çıkması yeni bir soruyu gündeme getirdi: Anayasa’yı Koruma Teşkilatı yani devlet adına çalışan kişiler nasıl olur da yasaklanması gündeme gelecek kadar NDP’yi radikal çizgilere taşıyabilmişti? Sonuçta Anayasa Mahkemesi’nden partinin yasaklanması yönünde bir karar çıkmadı ama mahkeme, yeni yasaklama davalarına kapının kapalı olmadığı işaretini de verdi.

Demokratik işbirliği

NDP'nin yasaklanması konusu Çarşamba günü de Alman federal meclisinin gündemindeydi. Mecliste grubu bulunan tüm partiler, yaptıkları ortak açıklamada aşırı sağa karşı daha iyi stratejiler geliştirilmesi ve tüm demokratik partilerin işbirliğinin kaçınılmaz olduğunu vurguladı. NPD’nin yasaklanması için Anayasa Mahkemesi’ne yeni bir başvuruda bulunulup bulunulmayacağı konusunda tartışmaların daha uzun süre devam etmesi bekleniyor…