1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

070910 Frankreich Iran Menschenrechte

7 Eylül 2010

Avrupa Birliği, İranlı Sakine Aştiyani'nin taşlanarak öldürülmesi kararını kınadı. İki çocuk annesi kadını kurtarmak için uluslararası girişimler sürüyor. Ancak İran, geri adım atmamakta kararlı görünüyor.

https://p.dw.com/p/P67t
Fotoğraf: AP

Şeriat kanunlarının hüküm sürdüğü İran’da kadınların hayatı Batılı ülkelerdeki hemcinslerine nazaran çok daha zor. Pek çok hakları ellerinden alınan kadınlar bazen iftiralar nedeniyle hayatlarını da kaybedebiliyorlar. Zira İran'da zina yaptığına inanılan kadın ve erkekler ölüm cezasına çarptırılıyor. Üstelik bu oldukça acı veren bir ölüm. Kadınlar, recm adı verilen yöntemle taşlanarak öldürülüyor. Eşinin ölümünden sonra iki erkekle birlikte olduğu gerekçesiyle İran’da recm cezasına çarptırılan Sakine Muhammedi-Aştiyani’nin durumu, bu vahşeti bir kez daha gözler önüne serdi.

Aştiyani, her geçen gün ölüme biraz daha yaklaşıyor. 2006 yılında recm cezasına çarptırılan Aştiyani'nin durumu bir süre önce tüm dünyanın dikkatini çekti. Aştiyani, kısa sürede kadın haklarının sembolü haline geldi.

Başta AB yetkilileri olmak üzere çok sayıda devlet lideri yaptıkları açıklamalarla İran’ı bu kararından vazgeçirmeye çalışıyor. Ancak umutlar giderek tükeniyor. Aştiyani’nin oğlu Seyid Muhammedi, annesinin Ramazan ayının bitiminden sonra taşlanarak öldürülmesinden endişe ettiğini söyledi.

Mahkumiyet gerekçesi hakkında çelişki

Steinigung in Pakistan
Fotoğraf: picture-alliance/dpa


Aştiyani’nin recm cezasına çarptırılmasının gerçek nedeni konusunda ise çelişkili açıklamalar var. Uluslararası Af Örgütü’nün verilerine göre, Aştiyani eşinin ölümünden sonra iki erkekle ilişkisi olduğu gerekçesiyle ölüm cezasına çarptırıldı. İran adaleti bu iki erkekten birinin kocasının ölümüyle ilişkili olduğunun tespit edildiğini ve bu nedenle Aştiyani’nin hem cinayet hem de zinadan ölüme mahkûm edildiğini savunuyor. İran, ayrıca Aştiyani’nin cinayete karıştığını itiraf ettiğini de öne sürüyor.

Ancak 2008 yılında bir süre Aştiyani ile aynı hapishanede kalan gazeteci Şehnaz Golami, Azerice konuşan Aştiyani’nin Farsça kaleme alınan mahkûmiyet kararını anlamadan imzaladığını dile getirdi.

AB kararı kınadı

AB, Aştiyani’nin taşlanarak öldürülmesi kararını kınadı. Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Komisyon’da yaptığı konuşmada, cezayı “sözlerle ifade edilemeyecek kadar barbarca” bulduklarını dile getirdi.

AB yetkilileri pazartesi günü de Avrupa Parlamentosu’nda yaptıkları toplantıda Sakine Aştiyani’nin durumunu ele almıştı. Toplantıda konuşan Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, gerekirse Tahran’a gideceğini söyledi ve İranlı kadına verilen cezayı “Ortaçağ’a dönüş” olarak nitelendirdi. Kouchner, "Sakine’nin durumu bizim için gerçekten ulusal bir sorun. Cumhurbaşkanı Sarkozy, Sakine’yi savunmamız gerektiğini söyledi. Ben de bu ulusal problemi gerçekten kişisel bir mesele haline getiriyorum. Onu kurtarmak için her şeyi yapmaya hazırım. Eğer Tahran’a gitmem gerekiyorsa giderim" ifadelerini kullandı.

Fransa Aştiyani’nin kurtarılmasına büyük önem veriyor. Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin eşi Carla Bruni de bu konuda bizzat girişimlerde bulunmuş, ancak İranlı bazı kesimlerin hakaretine maruz kalması iki ülke arasında krize neden olmuştu.

Türkiye'den destek talebi

Fransız filozof Bernard-Henry Levy de Aştiyani’nin kurtarılması için bir imza kampanyası yürütüyor. Levy’nin Paris’te düzenlediği basın toplantısına telefonla katılan Aştiyan’nin oğlu endişelerini dile getirerek özellikle İran ile dostane ilişkiler içerisinde bulunan Türkiye ve Brezilya'dan destek talep etti. Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva, 31 Temmuzda Aştiyani'ye mülteci statüsü verebileceğini duyurmuştu.

Proteste gegen Steinigungen im Iran
Fotoğraf: AP


İran’dan gelen açıklamalar, uluslararası tepkilerin başarı şansının az olduğunu gösteriyor. Tahran’dan yapılan son açıklamada, yabancı ülkelerin İran adaletine karışmamaları gerektiği belirtildi ve Aştiyani vakasının bir insan hakları konusuna dönüştürme çabalarının durdurulması istendi. Tüm tepkilerin yanlış bilgilendirmeden kaynaklandığını belirten İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ramin Mehmanparast, Aştiyani’nin cinayetten yargılandığını yineledi.

Devrim ile gelen değişim

1979 yılındaki İslam Devrimi’nden sonra yürürlüğe giren şeriat yasaları gereğince, İran’da cinayet, zina, tecavüz, silahlı soygun, din değiştirme ve uyuşturucu kaçakçılığı ölümle cezalandırılıyor. Uluslararası Af Örgütü, 2008 yılında İran’da en az 346 kişinin idam edildiğini bildirdi.

Recm cezasına karşı uluslararası mücadele yürüten bir organizasyonun başkanlığını yapan Mina Ahadi de İran’da son 30 yılda 150 kişinin taşlanarak öldürüldüğünü tespit ettiklerini açıkladı.

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Başak Sezen (Ajanslar/DW)

Editör: Ahmet Günaltay