1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB, Irak'a yardımda temkinli

Bernd Riegert13 Temmuz 2004

Irak yönetimi yeniden yapılanma için AB’den daha fazla ekonomik yardım talep etti. Ekonomik yardım talebine bağlayıcı bir karşılık vermeyen AB kurmayları, Irak’ta ölüm cezasının uygulamaya konmasına sıcak bakmadıklarını dile getirdiler.

https://p.dw.com/p/AbDF
Irak Dışişleri Bakanı Zebari, ölüm cezasının yıldırıcı etkisi olacağını söyledi
Irak Dışişleri Bakanı Zebari, ölüm cezasının yıldırıcı etkisi olacağını söylediFotoğraf: AP

Ülkesindeki gergin ortam nedeniyle Başbakan Allawi Bağdat’ta kalmayı yeğleyince, AB’deki meslektaşlarından Irak’ın yeniden yapılanması için acil pratik yardım talebinde bulunmak görevi geçici dışişleri bakanı Hoşyar Zebari’ye kalıyordu:

”Irak olarak AB’den kurumsal, üye devletlerden ise bireysel boyutta destek talebinde bulunduk. Irak’la ilgili belirgin bir politik angajmanın oluşmasını hedefliyoruz. AB’nin Bağdat’ta bir büro açmasını, Irak halkı sevinçle karşılayacaktır.”

Savaş karşıtı ülkeler mesafeli

Zebari ile yapılan temasların ardından dile getirilen diplomatik söylemlerde Avrupa ülkelerinin Irak’ta güvenlik ortamının henüz sağlanamamış olması nedeniyle çekimser davrandığı belirtiliyor. Bu arada eski savaş karşıtları Almanya, Fransa ve Belçika’nın mesafeli tutumu nedeniyle geçici Irak hükümetine somut yardım vaadlerinde bulunulmadığı kaydediliyor.

Dönem başkanı Hollanda adına konuşan Dışişleri Bakanı Bernard Bot, dünkü temasların sonunda en azından ilkede bir uzlaşmanın sağlandığını vurguladı.

AB'den ek 200 milyon euroluk yardım

”Geçici Irak yönetiminin yoğun bir desteğe ihtiyacı olduğu konusunda tüm ülkeler görüş birliği içinde. Hepsi, bu ülkenin bir an önce güvenli, istikrarlı, birlik içinde, demokratik ve gelecek vaad eden niteliklere kavuşmasını hedefliyor.”

AB, son bir yıldır sağladığı 300 milyon Euro tutarındaki insani yardımla Irak’a en fazla destek sağlayan kurum niteliğinde ve bu yıl için planlanan 200 milyon Euro ile bu eğilim devam edecek.

Hollandalı bakan Bernard Bot, birliğin Irak’ta demokratik kurumların oluşması süreci ve gelecek Ocak ayında yapılması öngörülen seçimlerin hazırlığı alanında daha etkin olmayı planladığını bildiriyor.

Zebari'nin itirafı

Iraklı bakan Zebari, 28 Haziran’da egemenliği teslim alan geçici yönetimin, güvenliğin sağlanması yolunda henüz mesafe katedemediğini itirafla, bu bağlamdaki bir çok görevin Amerikan ve İngiliz işgal birimlerinden henüz devralındığını söylüyor.

"Geçici yönetimin duruma tümüyle hakim olabilmek için daha kararlı ve sert davranması gerekiyor. Sorumluluk alanlarımız her geçen gün artıyor. Kaldı ki bu konuyu Irak’ın bir iç sorunu olarak görmek gerekir.”

Zebari: "Ölüm cezası kaçınılmaz"

Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari, AB ülkelerince kesinlikle reddedilen ölüm cezası uygulaması konusuna değinirken, en azından yıldırıcı etkisi nedeniyle bu cezanın yeniden hayata geçirilmesini kaçınılmaz gördüklerini söyledi. AB ile Irak dışişleri bakanlarının bundan sonraki ilk buluşması Eylül ayındaki BM Genel kurulu sırasında gerçekleşebilecek.

Dönem başkanı olarak Hollanda DIŞ Bernard Bot bu arada birliğin Sudan konusunda pasif davrandığına ilişkin eleştirileri reddederek, Darfur bölgesine yapılan insani yardımın yanında, şu andaki ateşkesin sağlanmasında da Avrupa devletlerinin katkısı olduğunu hatırlattı. Bot meslektaşlarına Alman bakan Joschka Fischer’i örnek göstererek, Hartum yönetimi üzerinde siyasi baskı sağlayabilmek için bu ülkeyle dirsek tamasının kesilmemesi gerektiğini vurguladı.

Sudan ile tatlı-sert ilişki

”Sudan ile tatlı sert bir ilişki sürdürmemiz gerekiyor” diyen Hollandalı bakan, bir yandan Hartum yönetimini barış yönünde işbirliğine özendirme amacıyla her fırsatta destek sağlandığını söylerken, bu ülkenin doğru yoldan şaşmaması için de gerekirse yaptırım uygulamaktan kaçınılmayacağını kaydetti.

AB, bu söylemlere karşın yaptırımlar konusunda topu şu aşamada BM Güvenlik konseyine atmayı yeğliyor.

İsrail de konuşuldu

Avrupalı bakanlar bunun dışında İsrail’in Filistin topraklarında duvar ve telörgü ile korunma önlemleri almasının Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı tarafından kınanarak reddedilmesini, birliğin de savunageldiği olumlu bir eğilim olarak değerlendiriyor. AB Dışişleri komisyonu başkanı Chris Patten, bu gelişmeyi sert bir dille yeren İsrail başbakanı Ariel Şaron’un tavrını eleştirerek, birliğin en önemli kazanımlarından biri olan hukukun önceliğine inanma ilkesini İsrail’in de benimsemesinin arzu edildiğini söyledi.