1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB kapılarını mültecilere kapatıyor

13 Temmuz 2004

Akdeniz'de Alman bandralı Cap Anamur gemisi tarafından kurtarılan 37 Sudanlının durumu, AB'nin mülteci politikasını yeniden gündeme getirdi. AB, mültecilerin insan haklarına az ya da çok saygı gösteren bir ülkeden gelmesi durumunda hemen geri gönderilebileceği şeklinde ortak ilke saptadı.

https://p.dw.com/p/Aaim
AB, ortak iltica yasası konusunda yaklaşık üç ay önce görüş birliğine vardı
AB, ortak iltica yasası konusunda yaklaşık üç ay önce görüş birliğine vardıFotoğraf: dpa

Avrupa Birliği’nin ”Avrupa Kalesi” haline geleceğini söyleyenler kendilerini haklı görüyorlar.

Avrupa Birliği’nin tüm dünyadan göçmenlere kapılarını kapatmak için harcadığı çaba, Cap Anamur gemisinin macerası ile bir kez daha gözler önüne serildi.

Tekneleri kaza yapmış 37 mülteciyi kurtaran Cap Anamur gemisine limana yanaşana kadar İtalyan polis motorları ve savaş gemileri eşlik etti.

Denizde iltica kabul edilmiyor

Sonuçta mülteciler karaya ayak basabildiler ama Avrupa’da kalabilecekleri meçhul. Çünkü Avrupa ülkelerinin ortak mülteci uygulaması, denizde iltica başvurusunu kabul etmiyor.

Avrupa Birliği İçişleri Bakanları ortak iltica yasası konusunda yaklaşık üç ay önce görüş birliğine vardılar:

Avrupa Birliği İçişleri Bakanları iltica başvuruları konusunda ortak ilkeyi saptadılar: Mülteciler, insan haklarına az ya da çok saygı gösteren bir ülkeden geliyorsa hemen geri gönderilebilir.

Bu sadece mültecinin kendi ülkesi için değil, aynı zamanda vardığı yere gelene kadar seyahat ettiği ülkeler için de geçerli.

"Güvenli ülke" kriteri

Örneğin BM Mülteciler Sözleşmesi diğer adıyla Cenevre Konvansiyonu’nu imzalayan her ülke güvenli ülke olarak kabul edilir.

Söz konusu mültecinin iltica başvurusunu bu tür güvenlik ülkelerden ilkinde yapması gerekir, başvurunun yapıldığı ülke, mültecinin gerekçelerini Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonu’nu da gözönünde bulundurarak inceler ve karara bağlar.

Başvuruda bulunan kişinin, hukuki olarak mültecinin geçtiği ülkelerin Avrupa Birliği’nin koşullarına göre güvenli bir ülke olmaması, geriye gönderilmemesi için garanti değil.

İnsan hakları gruplarının eleştirisi

Brüksel ya da üye ülkelerden biri, söz konusu ülkede güvenli koşulların varolduğuna karar verebilir.

İnsan hakları grupları en çok bu kararı eleştiriyor; mahkeme kanalı ile verilmiş de olsa.

Bu ilkenin tehlikesi iltica başvurusunda bulunan kişinin geri gönderildiği ülkede korunmadan yoksun kalıp, baskıya uğradığı kendi ülkesine gönderilebilmesi olasılığında.

Karayolu-havayolu ayrımı

Örneğin Almanya’da iltica başvurusunda bulunan bir kişi kara yolu ile bu ülkeye gelmişse geçtiği ülkelerden birine gönderilebilir, havayolu ile gelmiş ve uçağı yolda güvenli bir başka ülkeye uğramışsa, aynı nedenle bu ülkeye geri yollanabilir.

Avrupa çapındaki uzlaşma böyle, ama her üye güvenli üçüncü ülke konusunda kendi karar veriyor ve bu konuda bir liste yayınlıyor.

Dublin zirvesinde kabul edilen ilke

Avrupa Birliği Devlet ve Hükümet Başkanlarının Dublin zirvesinde kabul ettiği ilkeye göre mülteciler ilk ayak bastıkları üye ülkede başvurularını yapmak zorundalar.

Bu durumda, İtalya’ya ayak basan Sudan’lı mültecilerin Almanya’dan iltica istemeye hakları yok. Avrupa’da kalıp kalmayacaklarına İtalyanlar karar verecek.

Dilekçeler nafile

37 Sudanlı mültecinin Cap Anamur gemisi kaptanına verdikleri ve Almanya’daki iltica merkezi Nürnberg’e yollanan dilekçeler de hiçbir şeyi değiştirmiyor.

Cap Anamur gemisinin Almanya bandıralı olması da hukuki açıdan bir şeyi değiştirmiyor. Alman hukuk sistemi denizde yapılmış başvuruyu kabul etmiyor.

Almanya iltica başvurusunun bireysel olarak bu iş için öngörülen yirmi merkezden birine yapılmasını öngörüyor. Sınır dışı kararı da ancak mahkeme tarafından veriliyor.