1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB, Ortadoğu’da Clinton’un devreye girmesini bekliyor

(Deutsche Welle, Ajanslar, AP)14 Ocak 2009

İsrail ile Hamas arasında ateşkes çabalarından sonuç alamayan AB, dikkatlerini ABD’ye çevirdi. Brüksel, gelecek hafta Dışişleri Bakanlığını devralacak Clinton'a, Ortadoğu sorununda ağırlığını koyması çağrısında bulundu.

https://p.dw.com/p/GYYo
ABD'nin müstakbel Dışişleri Bakanı Clinton'dan beklentiler büyük.
ABD'nin müstakbel Dışişleri Bakanı Clinton'dan beklentiler büyük.Fotoğraf: AP

AB Komisyonu'nun Dış İlişkilerden Sorumlu Üyesi Benita Ferrero-Waldner, Strasbourg’da Avrupalı parlamenterlere hitaben yaptığı konuşmada, Clinton’dan büyük beklentileri olduğunu ifade etti. Ferrero-Waldner, Hillary Clinton’un vakit geçirmeden devreye girmesini, önce ateşkesin sağlanmasını ve ardından İsrail-Filistin barış görüşmelerinin başlamasını umut ettiklerini kaydetti. AB yetkilisi, müstakbel ABD Dışişleri Bakanı’nın Senato’da yaptığı konuşmadan da memnuniyet duyduklarını söyledi.

AB Komisyonu'nun Dış İlişkilerden Sorumlu Üyesi Benita Ferrero-Waldner
AB Komisyonu'nun Dış İlişkilerden Sorumlu Üyesi Benita Ferrero-Waldner.Fotoğraf: GMF

Dış politikada ‘akılcı güç” dönemi

Göreve başlaması öncesinde ABD Senatosu Dış İlişkiler Komisyonu’nda senatörlerin sorularını yanıtlayan Clinton, olumlu puan topladı. 61 yaşındaki eski senatör ve müstakbel Amerikan Dışişleri Bakanı Clinton “Amerika dünya sorunlarını tek başına çözemez, dünya da bu sorunların üstesinden Amerika olmaksızın gelemez” ifadelerini kullandı.

Clinton, izleyecekleri politikayı, askeri güç ve diplomasinin birlikte akılcı kullanımı olarak tanımladığı “smart power” kavramıyla özetledi:

“Bizim akılcı güç politikalarına ihtiyacımız vardır ve bu hedefe yönelik olarak elimizdeki tüm araçları, ekonomik, askeri, siyasi, hukuki ve kültürel tüm olanakları kullanmamız gerekiyor. Her durum için doğru araçları, daha doğrusu bu araçlardan oluşan doğru kombinasyonu seçmemiz gerekiyor.”

Clinton’dan Ortadoğu vurgusu

Hillary Clinton, resmen göreve başlamasıyla birlikte uzun zamandan beri kimsenin tanık olmadığı bir diyaloglar girişimi başlatacağını da bildirdi. Amerika’nın şu anda İsrail ile Filistinliler arasındaki anlaşmazlığın sona ermesi için elinden gelen her şeyi yapması gerektiğine işaret eden müstakbel dışişleri bakanı, şu anki durum ümitsiz ve çözümsüz gibi görünse de, Amerika’nın Ortadoğu’da barış vizyonunu hiçbir zaman elden bırakmaması gerektiğine vurgu yapt.

Baracak Obama ile ön seçim düellolarında İsrail’in sıkı bir yandaşı olduğu gibi bir izlenim bırakan Hillary Clinton, dışişleri bakanlığı görevinde onaylanmasının ardından bir anda polemik yapan bir siyasetçiden, geleceğin üst düzey diplomatına dönüştü. Clinton, Hamas’ın roket saldırılarını kınamak ve İsrail’in kendini savunma hakkı olduğunu söylemekle kalmadı, çatışmanın İsrail ve Filistinlilere olan trajik insani maliyetini de öne çıkarttı.

İran ile diyalog sinyali

Clinton Ortadoğu’da iki devletli bir çözüm yönündeki görüşlerini de yineledi. Clinton, Hamas’ın destekçisi ve İsrail’in düşmanı konumundaki İran ile gelecekte başlatmak istediği diyalog konusunda da esnek bir tavır içinde. Senato’daki soru-cevap oturumu sırasında, “Tahran ile önümüzdeki haftalarda doğrudan görüşmeler yapıp yapmayacağının” sorulması üzerine, Hillary Clinton buna açık bir yanıt vermedi ancak, nükleer silahlanmasını devam ettirdiği söylenen İran’ın karşısına ABD’nin yeni bir strateji ile çıkacağını biraz çekingen bir tavırla dile getirdi. Clinton, müstakbel ABD Başkanı Barack Obama'nın ana siyasi rotasını yineleyerek, Bush hükümetinden farklı İran politikaları izleyeceklerinin altını çizdi. Yeni Amerikan Dışişleri Bakanı, İran’a karşı izlenen politikalarda elbette ki tüm opsiyonların açık olacağını, diyalog olanaklarının tıkanması durumunda ise, askeri güce dayalı politikaların söz konusu olabileceğine işaret etti.