1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB Sermaye Piyasası'na yeşil ışık

27 Nisan 2015

AB maliye bakanları Riga'da düzenlenen zirvede AB Sermaye Piyasası'nın oluşturulması yönünde görüş alış verişinde bulundu. Zirvede Yunanistan'ın mali krizi de ele alındı.

https://p.dw.com/p/1FFeO
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Letonya'nın başkenti Riga'da bir araya gelen 28 Avrupa Birliği (AB) bakanına seslenen AB Komisyonu'nun İstikrar ve Mali Hizmetlerden Sorumlu Komiseri Jonathan Hill, AB'de ortak sermaye piyasasının bir an önce inşa edilmesi gerektiğini vurguladı.

Jonathan Hill'e göre Sermaye Piyasası Birliği'nin hedefi, şirketlere bankaların sağladıkları klasik kredilerden daha cazip mali kaynaklar sunmak. AB Sermaye Piyasasını destekleyenler sadece büyük ölçekli şirketlerin değil, küçük ve orta ölçeklilerin de doğrudan yatırımcılar ya da Avrupa'daki borsalar tarafından finanse edilmelerine olanak sağlanacağını belirtiyorlar.

Alman Merkez Bankası olumlu bakıyor

Almanya Merkez Bankası Başkanı Jens Weidmann da Ortak Para Piyasası'na olumlu bakıyor. Sermayenin uzun vadede daha geniş alanlara yayılacağını ve risk yönetiminin daha kolay hale geleceğini ifade eden Weidmann, AB Komiseri Jonathan Hill ve birçok AB ülkesinin maliye bakanı gibi, özellikle dijital sektöre girmek isteyen genç girişimcilerin önünün bu yolla açılacağını düşünüyor.

ABD'de birçok şirket hisse senedi piyasalarından aktarılan sermayelerle destekleniyor. Avrupa'da ise destek genelde bankalardan geliyor. Bu durum Avrupa'daki bankaları ise tedirgin ediyor. Kredi piyasasında yeni bir rakibin oluşturulduğu düşünülüyor. Ama AB Komisyonu bankaların endişe etmelerini gerektirecek bir durumun söz konusu olmadığını, ortak sermaye piyasasının bankalara rekabet amacıyla yaşama geçirilmeyeceğini vurguluyor.

Almanya Merkez Bankası Başkanı Jens Weidmann bankaların endişelerinin giderilmesinin önemine vurgu yaparak, "Aslında kredi konusunda Avrupa Merkez Bankası ve Bank of England'ın belli bir pazar segmentine bağlı inisiyatifi belirleyici oluyor. Bu da basit ve nispeten yüksek değerdeki seküritizasyonlardır. Bu nispeten mantıklı bir uygulama. Ama diğer taraftan krizlerden edinilen tecrübelerin unutulmasına yol açarak, altından kalkılması mümkün olmayan risklerin oluşmasına karşı dikkatli olunmalı" diye konuştu.

Weidmann yatırımların kredilerle değil, şirketlerin öz sermayeleriyle garanti altına alınmaları gerektiğini savunuyor. Aksi halde riskli spekülasyonların ortaya çıkabileceği uyarısında bulunan Weidmann, "Öz sermayeli sınır ötesi yatırımlar AB ülkeleri arasında daha uygun risk yönetimine olanak sağlar. Yaşanacak bölgesel şoklar çeşitlendirilmiş sermaye pazarı yatırımlarıyla daha fazla omuzlara paylaştırılır. Bir ülkenin ekonomik gidişatının etkisi daha az hissedilir. Devletlerin krize sürüklenmeleri ve böylece AB'yi olumsuz etkilemeleri riski azaltılmış olur" şeklinde devam etti.

Yunanistan için ümit vermedi

Riga'daki toplantıya Avrupa Sermaye Piyası konusunda bir sunum yapmak üzere davet edilen finans uzmanı Guntram Wolff oluşturulacak ortak sermaye piyasasının bölgede ekonomik istikrarın güvencesi olacağını dile getiriyor. Wolff bu uygulamanın bireysel yatırımcıların da faiz geliri elde etmesine yol açacağından, bankalara alternatife dönüşerek küçük yatırımcılar için de uzun vadede cazip hale geleceğini vurguluyor.

Ancak Wolff AB Sermaye Piyasası'na kısa vadeli ümit bağlanmaması gerektiğini söylüyor. Uzman özellikle Yunanistan krizinin bu yolla kısa sürede çözüleceğini düşünenlerin yanıldıklarını belirtiyor. Wolff'a göre Yunanistan ya da Avrupa'nın güneyindeki ülkelerde sorunları bertaraf etmek için öncelikle bankacılık sistemlerinin elden geçirilmesi ve devlet borçlarının çözüme kavuşturulması gerekiyor.

©Deutsche Welle Türkçe

Bernd Riegert