1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB-Ukrayna yakınlaşması

Ute Schaeffer10 Temmuz 2004

La Hey’de üst düzeyde katılımla Avrupa-Ukrayna Zirvesi düzenlendi. Bu toplantının ‘dostlar alış-verişte görsün’ türündeki buluşmalardan farkı ise, önemli mesajlar verilmesiydi. Zirve’de konuşan AB Konseyi Başkanı Jan Peter Balkenende, Devlet Başkanı Leonid Kuçma’nın otoriter yönetimi altındaki Ukrayna’da demokrasi eksikliklerini açıkça ifade etmekten kaçınmadı. Zirveye ilişkin olarak Ute Schaeffer’in yorumu:

https://p.dw.com/p/Aa2X

Ukraynalı politikacılar doğallıkla Ukrayna’da işleyen bir demokrasi olduğundan, yargının bağımsızlığından, parlamentonun söz hakkı bulunduğundan ve basının özgürce yayın yapabildiğinden dem vuruyorlar. Zirve’de konuşan Ukrayna Devlet Başkanı Leonid Kuçma, sonbaharda yapılacak başkanlık seçimlerinin de özgür ve adil olacağını vaadediyor. Kuçma daha önceki seçimlerde de aynı vaadlerde bulunmuştu.

Ukrayna’daki durumun resmi açıklaması böyle. Ancak pratiğe bakıldığında, durumun farklı olduğu görülüyor. Kuçma yanlısı çevreler, başkanlık seçimlerine az bir zaman kala, anayasayı kendi çıkarlarına işleyecek biçimde değiştirme çabasına girmiş bulunuyorlar. Muhalefete yakınlığıyla tanınan ‘Lvivskaya Gazeta’ gibi eleştirel medyaya, dava üstüne dava açılıyor, belediye başkanlığı seçimleri eli silahlı grupların baskılarıyla sonuçlandırılıyor.

Viktor Yuşçenko liderliğindeki muhalefet ittifakının seçim kampanyaları, ya da Kuçma’ya karşı düzenlenmek istenen gösteriler engelleniyor. Gazeteciler, siyasal gündeme ilişkin konuların, doğrudan Başkanlık İdaresi’nden yönlendirildiğine işaret ediyorlar. Demokrasi ve hukuk devleti kurallarının sınırlandırıldığı bu durumun, Devlet Başkanı Kuçma’nın ikinci kez görev üstlendiği son beş yıldan bu yana daha da arttığı belirtiliyor.

Ukrayna, Avrupa’nın bir parçası olması istediğini söylüyor. Avrupa da Ukrana’ya yeni komşuluk projesi öneriyor. Bu projeyle Avrupa, Ukrayna’nın reformlara ve uyuma ne kadar hazır olduğunu ölçmek istiyor. Ancak bu öneri Ukrayna’ya yetmiyor. Ukrayna, Avrupa’nın gerçek bir üyesi olmak istediğini beyan ediyor.

Ancak Ukrayna yönetiminin anlamak istemediği şey, AB’nin değer ve ekonomik ittifakına dahil olmak istiyorsa, ülkenin siyasi yönetiminde değişiklik yapmak zorunda olduğu gerçeği. Bu yönetim değişikliği, otoriter devlet içindeki bürokratları olduğu kadar, siyaseti ve ekonomiyi yönlendiren oligarşiinin de iktidarını yitirmesi anlamına gelecek. Böyle bir değişikliğin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği sohbahardaki başkanlık seçimlerinde belli olacak. Ülkede direniş büyük. Muhalefet lideri Yuşçenko’nun –seçim prosedürüne ilişkin tüm olumsuzluklara rağmen- başakanlık seçimlerden başarıyla çıkması durumunda, Brüksel’in de Kiev’e yeniden ‘açık kapı’ politikası uygulaması gündeme gelecektir. Bu, hem Ukrayna halkının çıkarına olacaktır, hem de AB’nin doğusunda istikrarlı ve demokrasisi güçlü bir komşusu olacağı anlamına gelecektir.