1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB ve İran yeniden masada

Derleyen: Ahmet Günaltay21 Aralık 2005

İran'ın sahip olduğu tartışmalı nükleer programla ilgili AB Troykası ve Tahran yönetimi arasında ağustos ayında kesilen görüşmeler, İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad’ın tepki toplayan açıklamalarının gölgesinde yeniden başlıyor. AB, İran’ın uranyum zenginleştirme planlarını durdurmasını istiyor...

https://p.dw.com/p/AaIq
AB, İran'ı uranyum zenginleştirme planlarında vazgeçirme çabasında
AB, İran'ı uranyum zenginleştirme planlarında vazgeçirme çabasındaFotoğraf: AP

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad’ın İsrail’i hedef alan son hakaretamiz beyanatları, AB Troykası ve Tahran yönetimi arasındaki nükleer pazarlığı da zorlaştırdı. İki yıldır süren ve bugün yeni bir turu başlayacak olan siyasi pokerin alternatifsiz olduğunu belirten batılı diplomatlar, Ahmedinecad’ın sözlerinin, İran’ın nükleer geliştirme programıyla ilgili görüşmelere daha da önem kazandırdığını vurguluyorlar. Viyana yapılacak görüşmelere, AB adına İngiltere, Fransa ve Almanya ile Tahran yönetiminin temsilcileri katılıyor.

İran Cumhurbaşkanı’nın sık sık İsrail’e sözlü saldırılarda bulunmasının, İran iç politikasıyla ilgili olup olmadığını sorduğumuz Alman uluslararası güvenlik enstitüsü uzmanı Johannes Reissner, İsrail’i tahkir eden demeçlerin sadece iç politika açısından değerlendirilmemesi gerektiğini ve Ahmedinecad’ın pozisyonunu güçlendirip imaj kazanmak için diğer islam ülkelerindeki kendi gibi düşünenleri de harekete geçirmeye çalıştığını söylüyor.

Batı’nın imkanları sınırlı

Alman uzman, DW televizyonunun İngilizce kanalına yaptığı açıklamada, İslam aleminin liderliğini üstlenmeye çalışan İran yönetiminin bu gibi davranışlarla hem ülke içinde, hem de Sünni – Şii karşıtlığı nedeniyle Arap ülkelerinde sempati toplayamayacağını da sözlerine ekledi. Johannes Reissner’e göre, Batı’nın İran’a tepki gösterme imkanları sınırlı.

Stratejik araştırma uzmanı, İran’ın kendini çok güçlü hissettiğini ve nükleer anlaşmmazlık nedeniyle de ABD ya da İsrail’den çekinmesi için neden bulunmadığını belirterek sözlerini şöyle tamamladı: “Zaman zaman dile getirilen İran’a kuvvet kullanma opsiyonu şimdilik sadece faraziye. İran, kendini çok emin hissediyor; izolasyon önerirken de dikkatli olunmalı. Dünyanın sadece Batı’dan ibaret olmadığını ve göstereceğimiz tepkinin ne gibi sonuçlara yol açabileceğini iyi düşünmemiz gerekir.”

AB, İran’ı ikna edebilecek mi?

Peki, İran Cumhurbaşkanı’nın İsrail düşmanı beyanatlarıyla gerginleşen diyalog ortamında AB, Tahran yönetimini nükleer uzlaşmaya ikna edebilecek mi? İran, Batı’nın bütün endişe ve rezervlerine rağmen uluslararası denetim altında urunyum zenginleştirmekte kararlı. AB temsilcileri ile bugün Viyana’da yapılacak olan sondaj niteliğindeki görüşmeler öncesinde bir demeç veren İran Milli Güvenlik Kurulu Başkanı Hüseyin İntizami bu önerinin, uranyum zenginleştirme işlemlerinin Rusya’da yapılması şeklindeki Rus önerisinden daha iyi olduğunu savundu. AB üçlüsünü oluşturan Almanya, Fransa ve İngiltere uranyumun İran’da işlenmesine kesinlikle karşı çıkıyorlar.

Ağustos ayında kesilen nükleer diyaloğu yeniden başlatmak için girişimde bulunan AB, uranyum zenginleştirme çalışmalarının İran dışına kaydırılması karşılığında Tahran yönetimine ekonomik, siyasi ve teknolojik işbirliği önermişti. Bütün bu girişimlerin temelinde, İran’ın nükleer enerjiden atom silahı geliştirmekte yararlanmasını önleme düşüncesi yatıyor.

Almanya’nın rahatsızlığı

Almanya Dışişlleri Bakanlığı’nın Viyana buluşması öncesinde yaptığı açıklamada, İran Cumhurbaşkanı’nın Yahudi soykırımını inkar edip İsrail devletinin Avrupa ya da Kanada’ya taşınmasını istemesinin diyaloğu zorlaştırdığı kaydedildi. Bakanlık sözcüsü, İran’ın nükleer enerjiden sadece barışçı amaçlarla yararlanacağına dair garanti vermesi gerektiğini belirtti.

AB, zaman baskısı altında olmadıklarını öne sürse de müzakere heyetini son derece zor hafta ve aylar bekliyor. İran yönetiminin gerçek niyetini kestirmekte zorlanan uzmanlar, “Tahran azami taleplerle asgari sonuç arıyor olabilir” diyorlar. Yanılmaları durumunda gerginliğin daha da tırmanacağı şimdiden söylenebilir.