1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB yolunda Türk yargısı

28 Temmuz 2009

Türkiye’de siyasetin yargı üzerinde etkisi, adil bir yargılama önünde sorunlar AB’nin eleştirdiği konuların başında geliyor. Yeni bir araştırma, yargı mensuplarının ve halkın yargıya bakışını mercek altına aldı

https://p.dw.com/p/Iz49
Fotoğraf: AP

Türkiye'de siyasetin yargı üzerinde etkisi, adil bir yargılama önünde sorunlar AB’nin eleştirdiği konuların başında geliyor. Yeni bir araştırma, yargı mensuplarının ve halkın yargıya bakışını mercek altına aldı

Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı (TESEV) tarafından yapılan araştırma Türkiye’de toplumun yargı algısını ortaya koyuyor. 20 ilden toplumun değişik kesimlerinden 60 kişinin derinlemesine mülakat tekniğiyle yargı üzerine görüşlerinin alınmasıyla yapılan “Biraz Adil, Biraz Değil. Demokratikleşme Sürecinde Toplumun Yargı Algısı” başlıklı araştırma vatandaşların yargıya güveni olmadığını gözler önüne seriyor.

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Suavi Aydın, Türkiye’de insanların mahkemelere güvenmediklerini belirtiyor. Aydın, güçlü olanın mahkemede haklı çıkacağına dair yaygın bir kanaat olduğuna dikkat çekiyor:

“İnsanlar oraya gittikleri zaman bir mağduriyet haliyle gidiyorlar. Hiçbir şekilde bir vatandaşın hak araması veya adaletin tecelli edeceğine bir güvenle mahkemelere gidilmiyor. İkincisi de, belki önemli şeylerden biri bu, yaygın bir kayırmacılığın olduğu düşünülüyor. Yani güçlü olanın mahkemede her zaman haklı çıkacağına dair yaygın bir kanaat var. Kayırmacılık bir yandan da devletin kayırıldığına dair bir inançla pekişiyor.”

Hâkimlerde devletçi algı

Türkisches Verfassungsgericht eröffnet Verbotsverfahren gegen AKP
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Ankara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mithat Sancar ise hâkimler ve savcılara ilişkin yaptıkları araştırmada görüş bildiren hâkimlerin, devletin taraf olduğu davalarda çoğu zaman devletin ve devlet görevlilerinin korunduğunu kabul ettiklerini belirtiyor:

“Konuştuğumuz hâkim ve savcıların büyük bir kısmı devleti tutan, devletçi bir algının olduğunu kabul ettiler. Bir kısmı bunu eleştirerek belirttiler, bir kısmı benimseyerek belirttiler.”

Sancar, görüştükleri hâkimlerin AB’ye mesafeli olduklarını ifade ediyor:

“Avrupa Birliği’ne karşı oldukça mesafeli, hatta reddedici olumsuz bir tutumun görüştüğümüz hâkim ve savcılarda egemen olduğunu söyleyebilirim. Uluslararası hukuka, uluslararası hukuk kaynaklarına hatta AİHM’e mesafeliler.”

“Yargı bağımsız ve tarafsız değil”

Türkei Prozess gegen mutmaßliche Verschwörer in der Türkei beginnt
Fotoğraf: picture-alliance/ dpa

TESEV araştırmasına göre Türkiye'de farklı siyasi görüşlerden vatandaşla, yargının bağımsız olmadığı konusunda birleşiyor. Prof. Dr. Suavi Aydın bu konuda şu değerlendirmeyi yapıyor:

“İnsanlar yargının tarafsız ve bağımsız olduğunu düşünmüyor ama burada bir bölünmüşlük de söz konusu. Örneğin yargının bağımsız ve tarafsız oluşunun önünde Hükümet’in ya da belirli eğilimlerin etkili olduğunu düşünenler var ve bunlar Ergenekon davasına bakarak bunu söylüyorlar. Öte yandan 367 kararı, AKP’nin kapatılma davası gibi davalara bakarak yargının hukuku değil devletin ve özellikle bu bloğun çıkarlarını ve statüsünü koruyacak biçimde hareket ettiğine dair bir imaj var. Yani iki taraf da baktığında aynı şeyi görüyor: Yargı bağımsız ve tarafsız değil.”

Türkei Gericht
Fotoğraf: AP

Aydın, yargıya güvensizliğin sürmesine rağmen Türkiye’de insanların mahkemelerden başka bir yolla hak arama çabasına girmediklerini, bunun da umut verici olduğunu dile getiriyor:

“Mahkemelere güvensizlik görülüyor. Adaletin tecelli edeceğine dair inanç zayıf. Bunları görüyoruz. Fakat öte yandan insanlara sorduğumuzda, adaleti kendi imkanlarıyla kendi bildiği gibi tecelli ettirmeye dönük bir tavır da göremiyorsunuz. Yani insanlar bu konuda da nihai başvuru merciinin mahkemeler olduğunu düşünüyor. Bu aslında bir ışık, bir umuttur. Hukuk devleti olmanın en önemli koşulunun bu olduğunu insanlar görebiliyor demektir.”




Hüseyin Hayatsever (Deutsche Welle / Ankara)

Editör: Ahmet Günaltay