1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ABD için borç tehdit oluşturuyor

30 Mayıs 2010

ABD’nin yeni ulusal güvenlik stratejisinde bütçe açıkları ve borçlar ‘diplomatik tehdit’ olarak tanımlanıyor. Bu bağlamda ‘ihtiyaç kadar harcama ve vergilendirme’ prensibi getiriliyor. Ancak yeni stratejiye direniş var.

https://p.dw.com/p/NdIY
Fotoğraf: AP Graphics/DW

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Amerikan yönetiminin yeni ulusal güvenlik doktrini konusunda şu noktalara dikkat çekti: “Bizim yaklaşımımız, yurtiçinde ABD’nin çeşitli güç kaynaklarını oluşturmak ve aynı zamanda küresel sistemi öncelik verdiğimiz hedeflere ulaşmakta daha etkili olacak biçimde şekillendirmek. Öncelikli hedeflerimiz, yani güvenlik ve refah, değerlerimizi izah edip yaymak, adil ve kalıcı bir uluslararası düzen oluşturmak.”

En büyük tehlike bütçe açığı

Clinton’ın ‘yurtiçindeki kaynaklar’ ifadesi bütçe politikalarına gönderme yapıyor. Nitekim Dışişleri Bakanı, dev bütçe açığını, ABD’nin güvenliği önündeki en büyük tehlike olarak nitelendirdi.

USA Wahlen Symbolbild Barack Obama wird neuer Präsident der USA
Fotoğraf: DW/AP

Yeni strateji, Bush yönetimi dönemindeki ‘caydırma amaçlı savaş’ konseptine sınırlamalar getiriyor. ‘Amerikan hâkimiyetinde bir dünya düzeni oluşturma iddiası terk edilerek’, Rusya’nın dünyada giderek artan ağırlığı ile Çin ve Hindistan’ın yükselen güçler olduğu kabul ediliyor. Tasarruf anlayışı, savunma bütçesini de kapsıyor.

Ulusal güvenlik bütçesi

Strateji büyük bir direnişle karşı karşıya. Üstelik direniş sadece siyasî değil, ordudan diplomasiye, kalkınma yardımı kuruluşlarından istihbarat kurumlarına tüm devlet yapısına yayılmış durumda.

Senatorin Hillary Clinton, 20.01.2007
Fotoğraf: AP

Stratejiye yönelik güçlü direnişi dar görüşlü bir yaklaşım olarak gördüğünü ifade eden Clinton sözlerini şöyle sürdürdü: “Artık bir ulusal güvenlik bütçesi kavramını gündeme getirmek istiyoruz. Savunma Bakanlığı’nın ya da diğerlerinin bütçe komisyonundaki adamlarına gidip, herkesin kendisi için en iyisini kapmaya çalışması yerine vergi mükellefinin parasını daha anlamlı bir şekilde kullanıp tasarruf edeceğiz. Hükümetimiz içinde direniş var, savunma ve güvenlik, diplomasi ve dış ilişkiler, kalkınma ve dış yardım, çeşitli alanlarda çalışan büyük birimlerde de direniş var.”

“Direniş dar görüşlülüktür”

Clinton, daha etkin koordinasyondan endişe edenler olduğuna dikkat çekerken sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben bunun son derece dar görüşlü bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum. Çünkü zorlu bütçe yıllarında Kongre üyelerinin çoğu için en büyük görev ulusal güvenliktir, diplomasi ve kalkınmanın ulusal güvenliği nasıl destekleyebileceğidir. Bunu yapabilmek için de bu üçlünün daha iyi koordine edilmesi gerekir.”

ABD dünyadaki nüfuzunu korumak, dünya çapında diplomatlar, istihbarat elemanları ve kalkınma çalışanlarıyla mevcudiyetini ve bazı bölgelerdeki askeri varlığını sürdürmek istiyor. Bununla birlikte Dışişleri Bakanı Clinton, “Ancak birşeyin bir daha asla tekrarlanmaması gerek. O da Amerikan diplomasisinin Bush dönemindeki gibi askerîleşmesidir” diye konuştu.

NATO'da tasarruf beklentisi

ABD'li bakan, NATO'da da tasarruf öngören reformlara gidilmesi gerektiğini vurgularken savunma ittifakının yeniden yapılanmasını öngören reformlara ağırlık verilmesi gerektiğini kaydetti.

Symbolbild NATO NATO-Flagge Tschechische Soldaten hissen Nato-Fahne
Fotoğraf: picture-alliance / dpa

NATO üyelerinin payına düşeni yapması gerektiğini belirterek Avrupa'ya da ‘yükü paylaşın' mesajı veren Clinton sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu kurumlardan masraflar konusunda daha duyarlı ve daha etkin olmalarını talep etmeliyiz ki, başta ABD olmak üzere NATO’ya üye ülkelerde vergi mükellefinin cebinden çıkan her dolardan azami fayda sağlayalım. NATO, yüzlerce konsey ve komiteyle, çok fazla personelle muazzam genişledi. Gerçek anlamda para tasarruf etmek ve aynı zamanda NATO’nun görevlerine odaklanabilmek için çok şey yapılabilir.”


© Deutsche Welle Türkçe


Silke Hasselmann/ Çeviren: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Değer Akal