1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ABD için yeni strateji

Ayhan Simsek13 Aralık 2012

Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 4 ülke, ABD’nin küresel gücünü sürdürebilmesi için kritik önem taşıyor.

https://p.dw.com/p/1722w
Fotoğraf: Fotolia/mucft

Amerika’nın önde gelen iki düşünce kuruluşunun uzmanları, ABD için yeni bir gelecek stratejisi önerdi. Buna göre ABD, küresel konumunu sürdürebilmek ve uluslararası sistemi ayakta tutmak için Türkiye dâhil, dört büyüyen güçle ilişkilerini daha da güçlendirmeli. Büyük yankı uyandıran araştırmayı hazırlayan uzmanlara göre AB’nin Türkiye’ye üyeliğe kabul etmesi de kilit önem taşıyor.

Alman Marshall Fonu'ndan Daniel M. Kliman ile Center for a New American Security adlı kuruluştan Richard Fontaine, ABD’nin uluslararası düzeni ayakta tutmak için Türkiye, Brezilya, Hindistan ve Endonezya ile yakın ilişkiler geliştirmesi gerektiğini söylüyor. Uzmanlara göre bu ülkeler, üç önemli kriteri karşılıyor: Demokratikler, büyük ve gelişmekte olan ekonomiye sahipler ve coğrafi konumları sayesinde bölgelerinde köprü görevi de gören önemli bir rol oynuyorlar.

Salıncak ülkeler

Uzmanlar, uluslararası sistemdeki değişken yaklaşımları nedeniyle dört ülkeyi “salıncak ülkeler” olarak tanımlarken, bu ülkelerin kazanılmasının demokratik bir dünya düzeninin geleceği açısından önem taşıdığını vurguluyor. Salıncak ülke kavramı, ABD'de, oy tercihleri her seçimde değişiklik gösterebilin, bu nedenle de ABD başkanlarının seçilmesinde çok kritik rol oynayan "salıncak eyalet" kavramından geliyor.

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton
ABD Dışişleri Bakanı Hillary ClintonFotoğraf: AP

Raporda ABD'nin Türkiye, Brezilya, Hindistan ve Endonezya ile özellikle beş alanda ilişkileri derinleştirmesi öneriliyor. Bu alanlar ise ticaret, finans, denizcilik, nükleer silahsızlanma ve insan hakları.

Alman Marschall Fonu’ndan Daniel M. Kliman bu alanların dünya düzenini özgürlük, barış ve refaha taşıyan temel direkler olduğunu ve eşit derecede önem taşıdıklarını söylüyor. Kliman, ABD’nin her ülke ile farklı alanlarda daha yakın çalışabileceğini belirtirken, “Örneğin demokrasi ve insan hakları alanında Endonezya ile birlikte çalışma konusunda, belki diğer ülkelere göre daha çok olanak bulunuyor. Denizcilik alanında ise özellikle Hindistan, gelecek vaat eden bir partner” görüşünü dile getiriyor.

Hindistan’ın aksine Brezilya uluslararası serbest ticaret müzakerelerinde sık sık görüşmeleri frenliyor. Suriye gibi konularda askeri müdahaleye baştan kapıyı kapatan tutumu ile ABD’nin politikalarıyla farklılık gösterebiliyor. Buna karşın, uluslararası siyasette etkinliğini artırmaya çalışan Brezilya, Dünya Bankası ve IMF’ye mali katkısını da giderek artırıyor. Öte yandan uluslararası açık sular ve denizcilik alanında güvenliğin sağlanmasında da rol alıyor.

Türkiye'nin AB üyeliği

Amerikan düşünce kuruluşlarının raporunda Türkiye’nin de artan önemine vurgu yapılıyor ve bu kapsamda AB üyelik sürecine dikkat çekiliyor. Daniel Kliman, “Türkiye’nin AB’ye alınmasını, Avrupa’nın uluslararası düzene sağlayacağı yaşamsal bir katkı olarak görüyoruz,” şeklinde konuşuyor.

WASHINGTON - JULY 24: American Enterprise Institute Resident Scholar Michael Rubin speaks at the institute July 24, 2006 in Washington, DC. Rubin joined a panel titled 'The Future of the Iraqi Armed Forces' and delivered a short evaluation of the current state of affairs in the Iraqi government's fight against militias and the insurgency. (Photo by Chip Somodevilla/Getty Images)
Michael RubinFotoğraf: Getty Images

Büyük yankı yaratan rapor, bazı çevrelerden ise eleştiriler aldı. Neo-conlara yakınlığı ile bilinen Amerikan Girişimcilik Enstitüsü'nün uzmanlarından Michael Rubin, Türkiye’nin raporda sözü edilen dört ülke içinde olmasına şaşırdığını belirtiyor. Türk hükümetinin, ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarını ciddiye almadığını, İran ile ticaretini sürdürdüğünü belirten Rubin, Türkiye’nin AB’ye alınması tavsiyesini de şu sözlerle eleştiriyor:

“AB’nin Türkiye’yi üyeliğe kabul etmesi tavsiyesi, ciddi soru işaretleri içeriyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün son raporuna göre Türkiye’de basın özgürlüğü, Rusya’nın bile gerisinde. Türkiye’nin demokratik bir ülke olduğunu söylemek, Rusya’nın da demokratik olduğunu söylemek anlamına gelir.”

Michael Rubin raporda üzerinde durulan dört ülke Brezilya, Türkiye, Hindistan ile Endonezya’nın öneminin aniden değişebileceğini de sözlerine ekliyor. Rubin aynı bakış açısıyla, güncel gelişmeler dikkate alındığında Güney Kore, Malezya ya da Kenya gibi ülkelerin de dünya düzenine önemli katkıları olabileceğine işaret ediyor ve ekliyor:

“Söz konusu olan istikrarsa, örneğin Kenya, Somali’de istikrarın sağlanması konusunda Uganda ve diğer Afrika devletleriyle birlikte kilit bir rol oynamakta. Ama tabii ki bu ABD’nin artık yalnızca Kenya ile işbirliği yapacağı anlamına gelmez.”

© Deutsche Welle Türkçe

Christina Bergmann / Deniz Eğilmez

Editör: A. Şimşek