1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ABD Ortadoğu’yu yeniden keşfediyor

21 Temmuz 2013

Washington yönetimi İsrail ile Filistinliler arasında kalıcı barış sağlanmadan bölgenin huzura kavuşamayacağı düşüncesiyle yeni bir girişim başlattı.

https://p.dw.com/p/19BL4
ARCHIV - Mahmud Abbas (l) und Benjamin Netanjahu stecken in Washington bei Nahost-Friedensgesprächen die Köpfe zusammen (Archivfoto vom 01.09.2010). Der Wandel in der arabischen Welt und der Siedlungsstreit führen Israel immer weiter in die Isolation. Regierungschef Netanjahu arbeitet deshalb an einem eigenen Friedensplan - eine Art Befreiungsschlag. Doch Palästinenser lehnen eine Zwischenlösung ab. Foto: MOSHE MILNER GOVERNMENT PRESS OFFICE HANDOUT ISRAELI MEDIA MUST CREDIT GPO, EDITORIAL USE ONLY / NO SALES +++(c) dpa - Bildfunk+++
Mahmud Abbas und Benjamin Netanjahu bei Nahost-FriedensgesprächenFotoğraf: picture-alliance/dpa

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry tarafları üç yıllık bir aradan sonra yeniden müzakere masasında buluşmaya ikna etti. Başkan Barack Obama son olarak 2010 yılında tarafları görüştürmeyi başarmış, ancak İsrail'in işgal ettiği Arap topraklarını iskan politikasını yeniden devreye sokması üzerine İsrail – Filistin diyaloğu bir kez daha rafa kaldırılmıştı.

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu barış görüşmelerinin ülkesinin hayati stratejik çıkarları açısından kaçınılmaz olduğunu belirttikten sonra müzakereler için iki hedef tayin ettiklerini açıkladı. Birincisi, Yahudi devletinin geleceğini tehdit edeceği için Akdeniz ile Şeria arasında iki uluslu bir devlet kurulmasının önlenmesi. İkincisi ise, İsrail sınırları içinde İran tarafından desteklenen yeni bir terör devletinin kurulmasına meydan verilmemesi.

Almanya'nın önde gelen Ortadoğu uzmanlarından Michael Lüders yeni tur gelişmelerin sonuç getireceğine ihtimal vermiyor. Lüders Deutschlandfunk radyosuna verdiği mülakatta Batı Şeria'da yerleşim birimleri kurmaya son verilmeden barış sürecinin başarıya kavuşamayacağını, ABD İsrail'e baskı yapmadığı için de durumun değişmeyeceğini söyledi.

Lüders “ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin altıncı kez bölgeye yaptığı ziyaret de başarıya ulaşmayacaktır. Barış sürecini canlandırmak için üstün çaba göstermesi takdir edilmelidir. Ancak barış sürecinin üç yıldır yerinde saymasının ana nedeni olan İsrail'in yerleşim politikası devam ediyor. Batı Şeria topraklarının yaklaşık yüzde 60'ı Yahudi yerleşimcilerin kontrolünde. Bu durumda Filistinliler de, ‘daha neyin müzakere edilebileceğini', soruyor, üzerinde devlet kurabilecek toprakları kalmadığını söylüyorlar. İsrail yönetimine tutumunu değiştirmesi için baskı yapılmadığı takdirde barış görüşmeleri sonuç vermeyecektir” şeklinde konuştu.

14.03.2013 DW QUADRIGA STUDIOGAST Michael Lüders
Ortadoğu uzmanı Michael Lüders

'Başına iş açmak istemeyecektir'

Ortadoğu uzmanı Michael Lüders, ABD Dışişleri Bakanı Kerry'nin kısa aralıklarla bölgeye gitmesinin, Washington yönetiminin İsrail üzerindeki baskıyı arttıracağına yorulmaması gerektiğini belirtti ve ekledi:

“Başkan Obama son olarak 2010 yılında samimi bir şekilde 1967 sınırları içinde çözüm bulunması için çaba gösterdi. Altı Gün savaşında İsrail'in işgal ettiği bölgeler dikkate alınarak ve küçük çaplı toprak mübadelesiyle çözüm yolunun bulunabileceğine inanıyordu. Ancak ABD'deki İsrail lobisinin bu öneriye ayaklandığını görünce yelkenleri suya indirdi. Barack Obama bir daha İsrail yüzünden başına iş açmak istemeyecektir.”

Israeli Prime Minister Benjamin Netanyahu gestures as he speaks during an interview with Reuters in Jerusalem June 17, 2013. Iran's election has exposed popular discontent with the Tehran government but was unlikely to bring about any change in Iranian nuclear policy, Netanyahu told Reuters on Monday. REUTERS/Darren Whiteside (JERUSALEM - Tags: POLITICS HEADSHOT)
İsrail Başbakanı Benyamin NetanyahuFotoğraf: Reuters

'Devlet kuracak toprak kalmıyor'

Büyük koalisyon ortağı Likud Partisi'nin lideri Netanyahu'nun, ‘biz iktidarda olduğumuz sürece Şeria ırmağının batısında bağımsız Filistin devleti kurulamayacağı', şeklindeki sözlerini hatırlatan Michael Lüders, bu durumda Filistinlilere devlet kuracak toprak kalmadığını ve çoğu İsraillinin Filistin bölgelerini işgal edilmiş değil vaat edilmiş Yahudi toprağı saydığını belirtti.

Alman Ortadoğu uzmanı diplomatik girişimlerin, ‘dostlar alışverişte görsün' mantığıyla açıklanabileceğini belirttikten sonra Avrupa Birliği'nin barış arayışındaki rolünü şöyle değerlendirdi:

“ABD ile Avrupa Birliği (AB) ‘iyi polis, kötü polis' rollerini paylaşmışa benziyorlar ve AB biraz baskı yaparmış gibi görünmeye çalışıyor. Bu da sonuç vermeyecektir. Asıl ilginç tartışma İsrail'de oluyor. Geçenlerde Haaretz gazetesinde bir makale yayınlayan İsrail'in en tanınmış köşe yazarı Gideon Levy infiale yol açtı. Levy mealen, ‘İsrail hükümetini yerleşim politikasından vazgeçirtmenin tek yolu, İsrail'e siyasi, ekonomik ve kültürel alanlarda mutlak boykot uygulamaktır', demişti. İsrail'de bu görüşe katılanların sayısı küçümsenmemeli. Öte yandan Batı Şeria ile Akdeniz arasındaki topraklarda Yahudi'den fazla Arap yaşıyor. Yahudi azınlığın Filistinli çoğunluğa hükmetmesi iyiye alamet değildir.”

©Deutsche Welle Türkçe

Jasper Barenberg / Ahmet Günaltay

Editör: Banu Wöltje