1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ABD ve Kuzey Kore arasında nükleer poker

Rainer Sollich6 Ocak 2004
https://p.dw.com/p/Aa6Y

Nükleer geliştirme programı yüzünden ABD ile anlaşmazlığa düşen Kuzey Kore sürpriz bir açıklamayla nükleer silah geliştirmekten vazgeçmeye hazır olduğunu duyurdu. Pyöngyang yönetiminin bağımsız Amerikan uzmanlarına nükleer tesislerde inceleme yapma izni vermesi de sürpriz olmuştu. Bütün bu gelişmelerden Kuzey Kore’nin yola geldiği sonucu çıkarılabilir mi? DW yorumcularından Rainer Sollich bundan biraz şüpheli...

"Kuzey Kore’nin, Washington ile düştüğü nükleer anlaşmazlıkta sürpriz yapmasına artık alıştık. 2002 yılında tartışmalı nükleer reaktörü yeniden devreye sokması ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı uzmanlarını sınırdışı etmesi sürpriz olmuştu. Geçen yılın Ekim ayında, 8 bin nükleer yakıt çubuğunu yeniden kullanılır hale getireceğini ve gerekirse bu malzemeyi atom bombası yapımında kullanacağını duyurması da şok etkisi yaratmıştı.

Sürprizler bununla da bitmedi. Kuzey Kore hükümeti nükleer geliştirme programını büyüteç altına alabilmeleri için Amerikan bilim adamlarını Pyöngyang’a davet etti. Kuzey Kore yönetiminin, taleplerinin ABD tarafından yerine getirilmesi şartıyla nükleer enerjiden tamamen vazgeçebileceğini duyurması sürprizler zincirinin son halkası oldu.

Kuzey Kore’nin neden fikir değiştirdiğini kestirebilmek şimdilik zor. Spekülasyonların ilk şıkkı şu olabilir: Ekonomik bakımdan dibe vuran ve son derece fakir düşen Kuzey Kore köşeye sıkıştığını ve uzlaşmaya yanaşmadan dışardan yardım alamayacağını nihayet idrak etti.

Aksi takdirde, Pyöngyang yönetimi ABD’den sadece yardım istemez, saldırmazlık paktı kurulmasında ısrar ederdi. Bu durumda, Washington’un baskı politikasına da yüksek puan vermek gerekir. Tabii aynı zamanda Çin Halk Cumhuriyeti’nin eski müttefiki üzerindeki baskısı da yabana atılamaz.

İkinci ihtimal o kadar iyimser değil: Pyöngyang’ın sürpriz teklifi, Amerikalı uzmanların ülkeye ayak bastığı güne rastladı. Kuzey Kore, nükleer geliştirme çalışmalarında ne kadar ilerleme sağlandığını gözler önüne serebilecek kadar kendine güveniyor olabilir. Bu tehlikeyi kanıtlayabilirse nükleer pokerde taleplerini aniden arttırabilir. Unutmamak gerekir ki, nükleer silahı olan her ülke aynı caydırıcılık gücüne sahip demektir.

Ama yine de Washington, Pyöngyang yönetiminin son teklifini olumlu bir yaklaşımla değerlendirmeli ve tavize vermeye hazır olmalıdır. Ama bunu yaparken Kuzey Kore tarafından aldatılmamaya da dikkat etmelidir. Onaylanabilecek tek çözüm, Kuzey Kore’nin denetlenebilir bir şekilde nükleer geliştirme programına son vermesidir. Sadece bunun fiyatı pazarlık konusu edilebilir."