1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ABD’de çevre tartışması

Ayşe Tekin - Başak Özay / DW29 Kasım 2007

Yüksek karbondioksit salımıyla dünya iklimini olumsuz etkilediği öne sürülen ABD’de çevre gündemin ilk sıralarında yer alıyor. Eyalet yönetimleri, Washington ve sanayi temsilcileri farklı görüşler savunuyor.

https://p.dw.com/p/CUY0
karbondioksit ve zehirli gazlar salınımının %25’i ABD'de gerçekleşiyor.
karbondioksit ve zehirli gazlar salınımının %25’i ABD'de gerçekleşiyor.Fotoğraf: AP Graphics

Bali konferansına yönelik beklentilerden biri de Amerika Birleşik Devletleri’nin dünya ikliminin korunması önlemlerine katılması. Amerika Birleşik Devletleri, dünya nüfusunun yalnızca %5’ine sahip olmasına rağmen, karbondioksit ve zehirli gazlar salınımının %25’ini gerçekleştiren bir ülke. Bu nedenle Kyoto Protokolünü imzalamaya ve çevrenin korunması konusunda duyarlı olmaya davet edilen Amerika’da eyalet yönetimleri de çevre politikası konusunda Beyaz Saray ile anlaşamıyor.


Bali zirvesine katılım

Aralık ayında Bali’de toplanacak İklim Değişikliği Zirvesi’ne hükümet delegelerinin yanı sıra, senatörlerden oluşan partiler üstü bir grup da katılacak. Bu grubun başkan yardımcısı John Kerry’ye göre Başkan Bush’un iklim önlemlerine karşı direnmesi yakında son bulacak.

İklim değişikliklerine ve küresel ısınmaya karşı önlemler içeren bir çevre politikası Amerikan siyasetinde öncelikli sırada yer almıyor. Sanayi ülkelerinin karbondioksit salınımını 2012 yılına kadar %5,2 oranında azaltmasını öngören Kyoto Protokolü de Amerikan hükümeti tarafından henüz imzalanmadı.

Yerel yönetimlerin önlemleri

Ancak Amerikan halkı, siyasi inisiyatif eksikliğine rağmen, çevrenin ve iklimlerin korunması için adımlar atılmasından yana. Yerel yönetimler ve özel sektör de önlemler almaya başladı.

Kaliforniya valisi Arnold Schwarzenegger otomobillerin açığa çıkardığı zehirli gazların azaltılmasıyla ilgili yasalar çıkardı. Diğer şehirlerde de toplu taşıma araçlarına yapılan yatırımlar artıyor. Yalnızca New York’ta 1 milyon yeni ağaç ekildi.

Amerika’da iklim koruma girişimlerinin başını çekenlerin arasında kiliseler de var. Ulusal Protestan Kilisleri Derneği başkan yardımcısı Richard Cizik, “Amerika Birleşik Devletleri’ndeki 300.000 kilise enerji tüketimini %10 oranında azaltırsa, yılda iki milyon ton daha az zararlı gaz açığa çıkar” diyor.


Demokrat Parti’nin ikilemi

Muhalefette olan ama Amerikan parlamentosunda çoğunluk grubunu oluşturan Demokrat Parti, Bush’un politikalarını eleştiriyor ama çevrenin ve iklimin korunması konusunda kendi politikaları da yok. Partide, otomobil ve ağır metal endüstrisinden nüfuzlu iş adamları yer aldığından, çevrenin korunmasına yönelik öneriler bir çıkar çatışması yaratıyor.

Parlamentoda şu günlerde cumhuriyetçiler ve demokratlar tarafından ortaklaşa hazırlanan bir iklim koruma yasa tasarısı görüşülüyor. Yasa tasarısı, 2050 yılına kadar zararlı sera gazları salınımının %63 oranında azaltılmasını öngörüyor.

Tartışma seçim hazırlıklarına yansıyor

Amerika Birleşik Devletleri’nde yeni dönem başkanlık seçimleri 2008 yılında yapılacak. Demokrat Parti’nin popüler başkan adayları olan Hillary Clinton, Barack Obama ve John Edwards’ın geniş birer çevre programları var. Clinton, zararlı sera gazları salımınımını 2050 yılına kadar %80 oranda azaltmayı, çevre teknolojilerini geliştirmeyi ve çevre sektöründe 5 milyon yeni iş imkânı yaratmayı hedefliyor. Clinton, aynı zamanda atom enerjisini ve temiz kömür Santralleri’ni bir seçenek olarak sunuyor.