AB’de Türkiye için geri sayım

Deutsche Welle'nin ulaştığı ana raporun genel değerlendirme bölümünde, Türkiye’nin genel bir fotoğrafı çekiliyor. Rapor Ülkenin çabaların hem övüyor, hem de daha fazla çaba bekliyor. Siyasi reformların daha fazla genişletilmesini isteyen rapor, işkence ile mücadele, köye dönüş ve dini azınlıklar konusunda Ankara’ya eleştiriler yöneltiyor. Raporda, ‘’Türkiye, kriterleri yerine getirmeye yönelik olarak gelişme gösterdi. Ancak hala gözle görünür çabalara gerek var’’ diyerek Ankara’dan reformların uygulamasının yaygınlaştırılmasını istiyor. Buna göre:

-İşkence ile mücadele konusunda, ilerleme kaydedildiği belirtiliyor ancak ‘işkencecilerin cezalandırması konusunda’ daha fazla adım bekleniyor. Savcılar hala, işkenceci olmakla suçlanan kamu görevlilerine ilişkin soruşturma başlatmıyorlar.

-Güneydoğu Anadolu'nun durumu konusunda da eleştiri okları yöneltiliyor. Bu konuda da, ‘’bölgesel uçurumların azaltılması, konusunda hala belli bir strateji yok. Köylerine geri dönenlerin sayısı az’’ değerlendirmesi yer alıyor.

-Din ve inanç özgürlüğünün sağlanması konusunda ise, hala gayri Müslümlerin haklarının sağlanmamasından yakınılıyor.

-Kürtçe kurslar yayın haklarının sağlanmasında memnunluk duyuluyor. Ancak bu konuda da daha fazla uygulama isteniyor.

-Basın ve ifade özgürlüğünün büyük ölçüde sağlandığı söyleniyor. Ancak bu konuda da, ‘’Hala bazı sorunlar var. Gazeteciler ve şiddet içermeyen ifadelerini açıklayanlar hakkındaki soruşturmalar devam ediyor’’ sözlerine dikkat çekiliyor.

-Temel hakların Avrupa standartlarına getirilmesi konusunda, somut gelişme sağlandı. Kadın ve erkek eşitliği sağlandı. Yeni ceza kanunu, kadın haklarını koruyor ve ayrımcılığı önlüyor, aynı zamanda işkence ile mücadele ve kötü muameleyi önleme konusunda ek önlem alıyor.

-Ege ve Kıbrıs Politikasına Övgü. Türkiye, Birleşmiş Milletler(BM) Genel Sekreteri’nin Kıbrıs sorunun çözülmesi yönündeki çabalarına destek verdi. ‘Sınır anlaşmazlıklarının barışcıl çözümü’ konusunda da ilerleme sağlandı.

Müzakere 2013'e kadar sürer

Öte yandan, bir bölümü basına sızan, Türkiye’nin üyeliğinin AB’ne etkileri adlı ikinci raporda ise, üyeliğin her iki tarafa yararlı olacağı anlatılıyor. Özellikle AB’nin dış politikasında bunun etkilerinin görüleceği ifade ediliyor. Bunun, Ortadoğu, Akdeniz bölgesi ve Kafkaslar gibi istikrarlı olmayan komşu bölgelere yönelik birliğin dış politikasına etki edeceği belirtiliyor. Türkiye’nin AB’ne maliyeti konusunda ise, ‘’2025 yılında ülkenin birliğe maliyeti yılda, 16 ila 28 milyar euro arasında olacak’’ deniliyor. Bu ikinci raporda, müzakerelerin 2013’e kadar uzayabileceği yorumu yer alıyor.

Öneriler son dakikaya

Üçüncü ve en önemli rapor ise, öneriler bölümü. Türkiye ile müzakerelere başlanıp başlanmayacağına yönelik önerinin yer alacağı bu bölümün, basına sızmasını önlemek için Komisyon’un genişleme bölümü dışında hiç bir kabineye gönderilmediği belirtiliyor. Bu son bölümün, 6 Ekim sabahı Komisyon’un 30 üyesi tarafından tartışılarak, kabul edilmesi bekleniyor. Böylece, Komisyon bu kritik görevini tamamlayarak, topu Aralık ayında, 25 devlet ve hükümet başkanına atmış olacak.