1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB'de terörle mücadele masaya yatırıldı

Tina Gerhäuser15 Ekim 2004

Bir dizi AB üyesi ülkeden savcı, polis ve güvenlik uzmanı dün Hollanda’nın başkenti Lahey’de biraraya gelerek uluslararası terörle mücadelede örgütlenme çalışmalarının bir bilançosunu çıkarttılar. Uzmanlar, bu konuda hala aksaklıkların olduğu görüşüne vardılar...

https://p.dw.com/p/Ab6K
Avrupa polis örgütü Europol’un Lahey’deki merkezi, uluslararası yasadışı olaylarla ilgili verileri tek bir merkezde topluyor.
Avrupa polis örgütü Europol’un Lahey’deki merkezi, uluslararası yasadışı olaylarla ilgili verileri tek bir merkezde topluyor.

Aslında Avrupa’nın elinde uluslararası terör olaylarına karşı mücadele için yeterli imkan var, bunları daha efektif kullanmanın gereği ise henüz yeni anlaşılıyor. Avrupa polis örgütü Europol’un Lahey’deki merkezi, 1999 yılından beri sınırlarötesi nitelik taşıyan yasadışı olaylarla ilgili enformasyonları tek bir merkezde topluyor.

2001’den bu yana ise Eurojust bünyesinde çeşitli AB ülkelerinden polisler, sorgu yargıçları ve savcılar, sınırötesi işlerlik gösterebilmek için farklı bir örgütlenme süreci yaşıyorlar. Ancak değinilen bu iki oluşumun da bir ortak sorunu var. ”Biz hala aşırı biçimde üye ülkelerin tutumuna ve konuya bakış biçimlerine bağımlıyız” diyen Europol Müdür Yardımcısı Jens Henrik Höjbjerg, koğuşturulan olaylarla ilgili bilgilerin, ancak münferit ülkelerin güvenlik birimleri tarafından onaylandığı ölçüde ellerine ulaşabildiğinden yakındı.

İletişim yetersiz

Aynı zorluk Eurojust için de geçerli. Burada da her ülke savcı, yargıç ve polislerinden birini Eurojust’un çekirdek kadrosu için bu oluşumun hizmetine yollarken, birlik üyesi devletlerin içişleri ve adalet bakanlıkları arasındaki iletişim yetersiz kalıyor. Ayrıca Europol ile Eurojust arasındaki işbirliğinde de henüz aksayan noktalar var. Nitekim, önemli verilerin karşılıklı değişimi, Eurojust’un üçüncü yılını doldurduğu şu günlerde ancak başlayabilmiş durumda.

Bu konuda yine de iyimser olan Jens Henrik Höjbjerg, ”Europol ve Eurojust’un işbirliği, özellikle ileriki yıllarda giderek önem kazanacak. Kısa süre önce imzaladığımız bir anlaşma, karşılıklı bilgi alışverişini daha da hızlandırmayı hedefliyor. Gelecekte bu iki kurum, sınırlarüstü yasa dışı olaylara karşı tek bir yumruk gibi karşı koyabilecek" dedi.

11 Mart saldırıları sonrası

Genelde hep olduğu gibi, böyle konuların önemi pratikte yaşanan olaylarda belirginleşiyor. Örneğin, bu yılın 11 Mart tarihinde Madrid’te meydana gelen terör saldırısının ardından AB bünyesinde saptanan önlemler bunun örneği. Bu olaylardan sonra Antiterör Koordinatörlüğü görevine atanan Hollandalı Grijs de Vries, şimdi AB üyesi ülkelerin diger devletlerle işbirliğini düzenliyor.

Buna karşılık, saptanan, işbirliğini kolaylaştırıcı önlemlere hala çok fazla bel bağlamayan uzmanlar da var. Eski Brüksel sorgu yargıcı Christian de Valkeneer, terör zanlılarına ilişkin dava ve duruşmalarda kazandığı deneyimlerle şu anda Avrupa kurumlarının danışmanlığını yapıyor. ”Eğer bir suç fiili konusunda üç ayrı ülkede koğuşturma yapılıyorsa, koordinasyonun niteliği ağırlık kazanır" diyen Valkeneer, şöyle diyor:

"Bu aşamada karşılıklı görüş alışverişi ne kadar önem taşıyorsa, iş o aşamaya geldiğinde, şu ve ya bu bitirici adımı atma konusundaki kararın çabukluğu da bir o kadar önemlidir. Örneğin üç ülkede aynı zamanda ev ve mekanlara baskın planlanıyorsa, farklı bir işleyiş temposu önem kazanır."