1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İsrail'e şartlı yardım

Celik Akpinar19 Temmuz 2013

AB, İsrail’e artık mali destek vermek istemiyor. Bu planın AB’nin İsrail politikalarında temelden bir değişiklik işareti olup olmadığı tartışılıyor.

https://p.dw.com/p/19Acg
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Avrupa Birliği geçtiğimiz günlerde İsrail’i öfkelendiren bir karar aldı. Mali yardımlarını 2014'ten itibaren şarta bağlamayı planlayan AB, işgal altında bulunan Batı Şeria’daki konut projeleri için İsrail’e artık mali destek vermek istemiyor. AB'nin planı İsrail'de tepkilere neden olurken, uzmanlar da bunun AB’nin İsrail politikalarında temelden bir değişikliğin işareti olup olmadığını tartışıyor.

Havuç ve sopa politikaları

AB’nin İsrail’e mali yardımlarını şarta bağlamak istemesi ülkede büyük öfke yarattı. İsrail gazeteleri, AB’nin ülkelerini boykot ettiğini yazarken, İsrailli politikacılar da Avrupalıların havuç ve sopa politikasını devreye soktuğunu öne sürüyor. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun sözlerine atıfta bulunarak, İsrail’in sınırlarının görüşmeler yoluyla değil, ekonomik baskı politikalarıyla değiştirilmeye çalışıldığı savunuluyor.

Yardımlar işgal bölgelerindeki projelerde kullanılmasın

Peki Avrupa Komisyonu'nun kararı tam olarak neleri içeriyor? Buna göre, İsrail'in belirli projeler için AB'den mali yardım istediğinde, bu paraları Batı Şeria, Doğu Kudüs ya da Golan Tepeleri’ndeki projelerde kullanmama taahhüdünde bulunması gerekiyor. Ayrıca bu tartışmalı bölgelerde İsrail kurumlarının varlık göstermemesi de şart koşuluyor.

AB öne sürdüğü bu şartlarla İsrail’in 1967 yılındaki Altı Gün Savaşları öncesindeki topraklarını geçerli saymış oluyor ve işgal altındaki topraklarda inşa edilen Yahudi yerleşim birimlerinin uluslararası hukuka aykırı olduğuna işaret ediyor.

'Kimse İsrail ile anlaşmazlık istemiyor'

AB’nin İsrail ile imzalayacağı yeni mali yardım sözleşmeleri 2014’ten itibaren geçerli olacak, halen yürürlükte bulunan sözleşmelerde ise bu şartlar yer almayacak. AB Parlamentosu’nda görev yapan liberal Alman politikacı ve Ortadoğu uzmanı Alexandra Thein, ‘aslında böyle olmasa daha iyi olurdu' diyor ve ekliyor: “Kanımca sözleşmelerdeki bu şartlar geriye dönük de işleseydi daha iyi olurdu. Ama hukuksal açıdan bu mümkün değil. Bu girişimle büyük bir anlaşmazlığa ya da tartışmaya yol açmayı kimse istemiyor.”

Dolayısıyla AB’nin öngördüğü yeni koşullara rağmen şu an için AB’den Filistin topraklarındaki İsrail kurumlarına mali yardım akmaya devam edecek.

Ancak önümüzdeki yıllarda İsrail’e AB’den kaç milyon euro hacminde mali yardım yapılacağı belirsiz. AB halihazırda İsrail’deki araştırma ve gençlik projelerine, spor ve polis kuruluşları bünyesindeki projelere ya da 'Ahava' adındaki kozmetik firmasının Batı Şeria’daki üretim projelerine destek oluyor.

İsrail AB'ye müracaat edecek mi?

AB’nin mali yardım kararı alabilmesi için ise öncelikle İsrail’den yeni müracaatların gelmesi gerekiyor. Ancak tarih bilimci Tamer Amer-Dahl, pek çok İsrailli’nin böyle bir sözleşme için müracaatta bulunmayı reddedeceğini, çünkü bunun onlar açısından AB’nin tutumunu kabul etme anlamına geleceğini belirtiyor: “İsrail hükümeti açısından işgal altındaki toprakların İsrail’in bir parçası olmadığı gibi bir tartışma söz konusu dahi olamaz.”

"Bu mesaj AB'yi zaafa uğratmaz, güç kazandırır"

İsrail doğalgaza kavuştu

Siyasal bilimci Jochen Hippler ise ortaya çıkan yeni tartışmaya rağmen Avrupa’nın Ortadoğu politikalarında temelden bir değişiklik olacağına inanmıyor. Duisburg / Essen Üniversitesi'nden Doç. Dr. Hippler, “Kaplumbağa hızıyla hareket ediliyor. Şimdi bu hedefe doğru bir adım daha atılmış oldu. AB, içindeki tüm çelişkili görüşlere ve bölünmelere rağmen bazen söylediklerine gerçekten inandığını belli etmesi açısından bu adımın sembolik bir anlamı var. Bu mesaj AB’yi zaafa uğratmıyor, tam tersine güçlendiriyor” diyor.

"Made in Israel" damgalı ürünler

AB’nin işgal altındaki topraklarla ilgili İsrail’e karşı başka önlemler de alıp almayacağı şimdiden bilinmiyor. Uzun zamandan beri Batı Şeria ya da Golan Tepeleri’nde üretilen ürünlerin özel etiketlere tabî tutulması üzerinde duruluyor. Zira şu anda tüm bu ürünlerin üzerinde “İsrail’de üretilmiştir” ibaresi yer alıyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Klaus Jansen / Çelik Akpınar

Editör: Hülya Schenk