1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ABD'nin dış politikası sertleşiyor

Hans Peter Riese / Washington17 Kasım 2004

Başkan George Bush, Colin Powell’den boşalan ABD Dışişleri Bakanlığı görevine Güvenlik Danışmanı Condoleezza Rice’i atadı. Condoleezza Rice’nin daha sert politikalar izleyeceği görüşünü savunan Alman Radyolar Birliği Washingiton Muhabiri Hans Peter Riese’nin yorumu:

https://p.dw.com/p/AZzw

"Condoleezza Rice’nin Colin Powell’ın halefliğine tayin edilmesi, Bush yönetiminin dış politikada kendini yenilemesi olarak değerlendirilebilir. Yardımcısı Dick Cheney gibi Bayan Rice da Başkan George Bush’un dış ve güvenlik politikalarındaki en çok nüfuz sahibi danışmanlarından sayılıyor. Bayan Rice dört yıl boyunca birinci Bush döneminde kimseye ters düşmedi ve bilindiği kadarıyla Rumsfeld ve Cheney karşısında Colin Powell’ı destekler bir tavır da almadı. Tabii bunda şimdiye kadarki Dışişleri Bakanı‘nın kamuoyuna eksik yansımış olması da rol oynuyor.

Colin Powell sanıldığının aksine Bush kabinesinin barış güvercini değildi. Emekli general sadece bu makam sayesinde askeri kuvvet yerine diplomasinin araçlarına ağırlık verilmesi gerektiğini öğrendi. Bush ekibinin liberal kanadında yer aldığı izlenimi taktik nedenli fikir ayrılıklarından doğmuştu. Başkan‘ın yakın çevresine hiç girmedi. Dick Cheney, Andrew Card ve Condoleezza Rice Bush’un ikinci başkanlık dönemindeki en önemli danışmanları olacaklar.

Condoleezza Rice’ın kariyerindeki mihenk taşlarını Soğuk Savaş yılları ve Sovyetler Birliği karşısında kazanılan siyasi zafer şekillendirdi. Baba Bush’un Beyaz Saray’a aldığı Brent Scowcroft, Rice’ın akıl hocası oldu. Scowcroft’a göre müstakbel Dışişleri Bakanı çizgisinden sapmayan ve kesin dış siyasi görüşleri olan bir politikacı. Başkan da bu özelliklere sahip. İkinci Bush döneminde aralarına kara kedi gireceği sanılmıyor.

Bayan Rice’nin dışişleri bakanı olmasıyla, Milli Güvenlik Konseyi, Başkan Yardımcılığı, Beyaz Saray ve Dışişleri Bakanlığı‘nın oluşturdukları mihverin pürüzsüz çalışması bekleniyor. Yani iç tartışmalardan arınmış, yekpare bir Amerikan dış politikasıyla karşılaşacağız. Bu müttefiklerin aleyhine olabilir. Çünkü Başkan‘ın dış politik çizgisi hiç bir eleştiri ve tartışmaya tahammül gösterilmeksizin lanse edilmeye çalışılacak.

Irak’ta olup bitenlerin Beyaz Saray’daki şahinleri ne ölçüde yumuşatacağını kestirmek zor. Önümüzddeki yılların en önemli ddış politika konuları olan, İran, Kuzey Kore ve Ortadoğu’da Bayan Rice, Bush ve Cheney ile aynı değerleri paylaşıyor. ABD’nin milli çıkarları bundan böyle de Beyaz Saray tarafından belirlenecek ve bu çıkarlar taviz vermeksizin kollanacaktır.

Avrupa ülkelerinin, Amerikan dış politikasının prensiplerini hiçbir zaman tartışma konusu yapmaya yanaşmayan bin muhatapla karşılaşacakları kesin. Condoleezza Rice hangi göreve gelirse gelsin, Başkan Bush’un sesi olarak kalacaktır."