1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ABD'yi zor günler bekliyor

Peter Philipp30 Haziran 2004

Amerika Birleşik Devletleri, Irak’ın eski Devlet Başkanı Saddam Hüseyin’i bugün Irak adaletine teslim etti. Ancak Washington, Saddam’ı Iraklılara teslim etse de cezaevinde tutulmasından sorumlu olacak. Irak'taki geçiş hükümetinin Başbakanı İyad Allavi, bir yandan Saddam’ın adil bir şekilde yargılanacağını belirtti, diğer yandan da ölüm cezasına karşı olmadığını ilan etti. Deutsche Welle’den Peter Philipp'in konuyla ilgili yorumu:

https://p.dw.com/p/Aa2o

"Irak’ta egemenlik devri sonunda tamamlandı. Böylece Amerika Birleşik Devletleri artık Irak’ta işgal gücü olmaktan çıktı. Şimdi Washington’u, Cenevre Sözleşmesi gibi uluslararası anlaşmaların öngördüğü yeni görevler bekliyor. Amerika, Irak’ta savaş esiri sıfatıyla tutuklu bulundurduğu kişileri serbest bırakmalı. Sözkonusu kişiler eğer yasaları çiğnemişse Iraklı yetkili makamlara teslim etmeli.

Kuşkusuz, halen Amerikalılar'ın elinde bulunan kişilerden en önemlisi Saddam Hüseyin. Saddam, geçtiğimiz yılın aralık ayında gözaltına alındığından bu yana bir Amerikan cezaevinde tutuluyor. Amerikalılar'ın kararı, daha çok sembolik bir eylem olarak görülüyor. Çünkü Irak hükümeti güvenlik koşulları uygun bir cezaevi sunamadığı sürece, Amerika, Irak hükümeti adına Saddam’ı kendi egemenlik alanında yer alan cezaevinde tutmaya devam edecektir.

Saddam’ın ne zaman yargı önüne çıkarılacağı da belirsizliğini koruyor. Şimdiye kadar yapılan tahminler, bunun aylarca sürebileceği yönünde. Davadan çıkabilecek sonuç hakkında da kimse net bir yorum yapamıyor. Irak’ı aylarca Washington adına yöneten Paul Bremer, ölüm cezasının kaldırılmasını sağlamıştı. Buna karşılık aralarında Başbakan İyad Allavi’nin de bulunduğu Iraklı yetkililer pek çok kez ölüm cezasından yana olduklarını dile getirdiler.

Bu türden çıkışlar, bir yandan davanın tarzı ve hukuk normlarına uygun icra edilip edilmeyeceği üzerine şüpheler doğuruyor, diğer yandan da da Iraklı yetkililerin çelişkisini ortaya koyuyor. Evet, Irak bir hukuk devleti değil; Irak hiçbir zaman bir hukuk devleti olmadı ve bir hukuk devletine dönüşüp dönüşemeceğini, bunun ne kadar sürede mümkün olacağını kimse söyleyemez. Ancak yine de işi, Saddam’ın savunmasını üstlenen Ürdünlü avukatı kadar ileriye götürmemeliyiz. Müvekkiline yöneltilen bütün suçlamaları reddeden avukata göre, Saddam ”gayrımeşru bir davada” yargılanacak. Oysa suçlamalar kanıtlara dayandırılıyor ve Saddam gibi bir kişinin mahkeme önüne çıkarılmasından daha meşru bir hukuki adım düşünülemez.

Yine de Saddam’ı bekleyen yargılanma süreci sorgulanabilir. Saddam’ı Amerika Birleşik Devletleri’nin kendisi yargılasaydı, dava örnek vaka olarak tarihe geçer, Arap ve İslam aleminde Amerikan karşıtı duyguların daha da güçlenmesine yol açardı. Yugoslavya eski Devlet Başkanı Slobodan Miloşeviç’in Lahey’de yargılanması da örnek alınabilirdi. Ancak böyle bir dava için gereken uluslararası irade ve mahkeme mevcut değil.

Elde kala kala, sözünü ettiğimiz bütün zayıflıkları, çelişkileri ve riskleriyle, Saddam’ın bir Iraklı mahkeme tarafından yargılanması kalıyor. Amerika Birleşik Devletleri, Saddam’ı Iraklılara teslim etse de, davada hukuk kurallarının tam anlamıyla işletilmesinden, deyim yerindeyse, ”yargısız infaz” yoluna gitmeksizin, adil bir karar verilmesinden sorumludur. Uzun ve adil bir yargı sürecinde, Saddam ve Washington arasında geçmişe dayanan bazı kirli çamaşırlar ortaya çıksa da, Amerika bu sorumluluktan kaçmamalıdır."