1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB'nin kritik zirvesi

Ajanslar, Deutsche Welle11 Aralık 2008

AB’yi oluşturan 27 ülkenin devlet ve hükümet başkanları Brüksel’de biraraya geldi. Zirvenin gündeminde küresel mali kriz, iklimin korunması ve Lizbon Antlaşması gibi zorlu konular bulunuyor.

https://p.dw.com/p/GDh6

Brüksel'de buluşan AB üyesi ülkelerin liderlerini zor bir gündem bekliyor. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, “Bu, herhalde geçen yıllarda düzenlenen zirve toplantılarının en belirleyicisi olacak. Kişisel kanaatime göre, bu benim AB Komisyonu Başkanı olarak katıldığım en önemli zirve ve Avrupa için tam bir sınav niteliği taşıyor" şeklindeki sözleriyle, zirvenin ne kadar çetin geçeceğini dile getirmiş oldu.

Almanya'dan İngiltere'ye yoğun eleştiri

Zirvenin en önemli gündem maddesini AB'nin Konjonktürü Teşvik Paketi oluşturuyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel, ekonomik durgunlukla mücadelede ortak kasaya daha fazla mali kaynak ayırması için Fransa ile İngiltere'nin baskısı altında. Krizle mücadeledeki fikir ayrılıkları nedeniyle Almanya ile İngiltere arasında oluşan gerginlik, zirve öncesinde daha da tırmandı. Almanya Maliye Bakanı Peer Steinbrück Amerikan "Newsweek" dergisine yaptığı açıklamada, "şimdiye kadar kamu borçlanması yoluyla finansman sağlamaya karşı çıkanlarla, bugün milyarlar dağıtanlar aynı kişiler" diyerek, İngiltere hükümetinin, vergi indirimlerini ve kamu borçlanmasını öngören ekonomik teşvik paketini sert bir şekilde eleştirdi.

Resesyon engellenebilir mi?

Resesyonun engellenmesinin mümkün olmadığını savunan Steinbrück, ülkelerin cömertçe hazırlanan teşvik paketlerinde ipin ucunu kaçırdığını dile getirdi.

İngiltere Başbakanı Gordon Brown, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ekonomik krizle mücadele konusunu görüşmek üzere Pazartesi günü Londra'da biraraya gelmiş, ancak bu üçlü zirveye Almanya Başbakanı Angela Merkel davet edilmemişti. Merkel'in zirveden dışlanması, Almanya'nın krizle mücadelede çekimser bir tutum izlemesine tepki olarak değerlendiriliyor.

İklimin korunmasında görüş ayrılığı

Zirve gündemindeki en zorlu konulardan biri de iklim ve enerji paketi. Avrupa, 2020 yılına kadar sera etkisine yolaçan gazların salınımlarını, 1990 yılına kıyasla beşte bir oranında aşağı çekmek istiyor. Ancak bunun somut uygulaması tartışmalı. AB ülkeleri, Doğu Avrupalı üyeler lehine oluşturulması istenen dayanışma fonuna Almanya’nın onay vermesi için baskı yapıyor. Almanya'nın başını çektiği grup ise mali kaynakların diğer ülkelere kaydırılmasına karşı çıkıyor. Örneğin Polonya, enerji kaynağı olarak kömür kullanıyor ve çevreye verdiği zarar karşılığında istinai düzenlemeler talep ediyor. Almanya da enerji harcamalarının büyük bölümünü oluşturan çelik ve çimento sanayiinin başka ülkelere kaydırılmasından endişe ettiği için bu konuda istisnai hükümler getirilmesini savunuyor.

İrlanda'dan referandum mesajı

Zirve’nin gündemindeki üçüncü önemli madde ise AB Antlaşması’na ilişkin krizden nasıl çıkılacağı konusu. İrlanda halkı geçen yıl Haziran ayında düzenlenen referandumda Lizbon Reform Antlaşması'nı reddetmişti. İrlanda'nın Avrupa ilişkilerinden sorumlu bakanı Dick Roche, Reform Antlaşması'nın gelecek yıl yeniden halkın onayına sunulacağının işaretini verdi. Roche, Alman 'Die Welt' Gazetesi'ne yaptığı açıklamada, İrlanda'da Lizbon Antlaşması’nın ikinci bir referanduma sunulmadan onaylanmasının mümkün olmadığını hatırlattı ancak referandum için kesin bir tarih veremeyeceğini söyledi. Buna rağmen zirvenin sonuç bildirge taslağında "İrlanda hükümeti şu anki AB Komisyonu'nun görev süresinin sonuna kadar Lizbon Antlaşması'nın onaylanmasına çabalamalı" ifadesinin yer alması dikkat çekti.

AB Komisyonu'nun görev süresi 2009 Ekim ayında sona eriyor. Dolayısıyla İrlanda'da halkın bu sürenin sonuna kadar yeniden sandık başına gitmesi bekleniyor.