1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB’nin tarım sübvansiyonları gündemde

Klaus Boffo10 Mayıs 2004

AB, gelişmekte olan ülkelerin çıkarlarını korumayı içeren yeni öneriler hazırladı. Önerileri içeren mektup, Dünya Ticaret Örgütü üyelerine iletildi. AB sübvansiyonları, haksız rekabet oluşturmakla itham ediliyor.

https://p.dw.com/p/AakY
Gelişmekte olan ülkeler, AB sübvansiyonlarının tamamen kaldırılmasını talep ediyor
Gelişmekte olan ülkeler, AB sübvansiyonlarının tamamen kaldırılmasını talep ediyorFotoğraf: AP

Mektup, AB'nin tarımdan sorumlu komisyon üyesi Franz Fischler ve Ticaretten sorumlu komisyon üyesi Pascal Lamy’nin imzasını taşıyor. 2001 yılında Katar'ın başkenti Doha'da düzenlenen konferansta, yoksul ülkelerin dünya ticaretine entegre olmaları için daha fazla çaba gösterilmesi kararlaştırılmıştı.

Anlaşmazlığın temeli

Ancak bu yönde henüz somut adımlar atılmadı. Geçen yıl Eylül ayında Meksika'da yapılan Dünya Ticaret Örgütü'nün (DTÖ) bakanlar toplantısında, gelişmekte olan ülkelerle sanayi ülkeleri arasında büyük anlaşmazlık çıkmış, çıkmaza giren görüşmelerin geçen aralık ayında yeniden başlatılması yönündeki çabalar sonuçsuz kalmıştı. Anlaşmazlığın temelini, Avrupa tarım sübvansiyonları oluşturuyor.

AB Komisyonu’nun Tarımdan Sorumlu üyesi Franz Fischler, birlik içinde alınan bazı kararları şaşkınlıkla karşılıyor. Tahıl, et ve tereyağı ihracatını milyarlık sübvansiyonlarla destekleyen AB, 1992 yılından bu yana sözkonusu sübvansiyonları büyük ölçüde kısıtlayarak, Avrupalı çiftçileri ve tüccarları zarara sokuyor. Avrupa ülkelerinin dünya pazarındaki tarım ihracatı son 10 yıl içinde üçte bir oranında azalma kaydetti. Bu azalma, bazı alanlarda dörtte bir oranına vardı.

Rekabet koşullarını ihlal

AB buna rağmen, tüm toplantı ve müzakerelerde yoğun suçlamalarla yüzyüze geliyor, tarım sektörünü dünya pazarındaki rekabet koşullarını ihlal edecek biçimde desteklemekle suçlanıyor. Brüksel, bu yanlış anlaşılmaya kaynak olarak Attac ya da Greenpeace gibi sivil toplum örgütlerini gösteriyor. AB, bu örgütlerin, globalleşme ve AB aleyhtarı tavırlarını özellikle gelişmekte olan ülkelere empoze ettiği görüşünü savunuyor.

Almanya'da yeni kurulan ve 30'dan fazla sivil toplum örgütünü içeren "Artık Adalet" adlı birlik, gelişmekte olan ülkelerin dünya pazarındaki rekabet şansının arttırılması için, AB'nin tarım ihracatına yönelik sübvansiyonları tümüyle kaldırmasını talep ediyor. Brüksel'deki yetkililer ise, Avrupa'nın gelişmekte olan ülkeler yararına attığı adımları her fırsatta yinelemekten usanmıyor.

Örneğin tercih sistemi olarak adlandırılan uygulamayla, yoksul ülkelere düşük gümrük vergisi olanağı sağlanıyor. Ayrıca, Afrika, Pasifik ve Karayip ülkelerinin AB'ne yaptığı tarım ihracatında özellikle elverişli koşullar sağlanıyor. Ve hatta dünyanın en yoksul 49 ülkesi birkaç yıldır Avrupa'ya gümrüksüz sevkiyat yapabiliyor. Bu uygulamların başarısını, yapılan istitistikler açıkça ortaya koyuyor. AB, tarım ithalatında dünya çapında ilk sırada yer alıyor. Afrika ülkelerinin toplam tarım ihracatının 85'i, Latin Amerika ülkelerinin tarım ihracatının ise yüzde 45'i AB ülkelerine yapılıyor.

Brüksel: "Gerçekler bilinmiyor"

Brüksel, bu gerçeğin dünyada yeterince bilinmediği kanısında. AB politikacıları, bu nedenle dışa karşı daha emin bir tutumla gerçekleri yansıtmanın zamanı geldiğine inanıyor. Birliğin tasarladığı reformlar arasında, çiftçilere ödenen doğrudan desteğin kısılması da bulunuyor. Bundan böyle, daha fazla et, süt ya da tahıl üretene devlet desteği ödenmeyecek. Brüksel, böylece gerek Dünya Ticaret Örgütü görüşmelerinde, gerekse Attac ya da diğer örgütler karşısındaki itibarı açısından iyi not almayı umuyor.