1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB’ye Ortadoğu’da anahtar rol

Carsten Kühntopp17 Şubat 2004

Almanya, Ortadoğu barışı için çabalarını yoğunlaştırıyor. İsrail'in güvenlik duvarı uygulamasını eleştiren Almanya Dışişleri Bakanı Fischer, genişletilmiş Avrupa Birliği'nin barış sürecine daha fazla katkı sunabileceğini söyledi.

https://p.dw.com/p/AbOd
Fischer, Silvan Şalom'un da katıldığı toplantıda AB'nin Ortadoğu barışı için görev almasını istedi
Fischer, Silvan Şalom'un da katıldığı toplantıda AB'nin Ortadoğu barışı için görev almasını istediFotoğraf: AP

Ortadoğu sorununun çözümünde Almanya’nın daha etkin bir rol üstlenmek çabası son dönemde yoğunluk kazanıyor. Filistin Özerk Yönetimi Başbakanı Ahmed Kurey’i Almanya’nın başkenti Berlin’de kabul eden Almanya Cumhurbaşkanı Johannes Rau, Ortadoğu’da barış sürecinin yeniden başlatılması konusunda umutlu olduğunu söyledi.

Filistin Başbakanı Kurey de bölgede kalıcı barış istediklerini, ancak Filistin halkının işgal altında yaşamak durumunda olması nedeniyle bunun güçleştiğine dikkat çekti. Kurey, İsrail’in Batı-Şeria’da inşa ettiği duvarın da uzlaşma sürecini zorlaştırdığı görüşünü savundu. Kurey’in bugün de Başbakan Gerhard Schröder ile biraraya gelmesi planlanıyor.

Güvenlik duvarına eleştiri

Öte yandan Ortadoğu’da temaslarda bulunan Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer de İsrail’in Batı-Şeria Filistin özerk bölgesinde inşa ettiği tartışmalı güvenlik duvarı konusunda eleştiride bulundu. Dün, Herzliya kentindeki bir konferansta konuşan Fischer, her hükümetin vatandaşlarını teröre karşı koruma yükümlülüğünde olduğunu, ancak duvarın Filistin özerk bölgesinin içlerine kadar girmiş olmasını eleştirdiklerini söyledi. Federal Dışişleri Bakanı, duvarın 1967’de imzalanan ateşkes anlaşması sınırları içinde kalması gerektiğini de sözlerine ekledi.

İlerleme için yeni olanaklar

Herzilya’da düzenlenen Avrupa konferansında konuşan Fischer, Ortadoğu barış süreci şu an donmuş gibi görünse de, ilerleme için yeni olanaklar gördüğünü, genişletilmiş AB’nin bu konuda anahtar rol üstlenebileceğini vurguladı. Fischer, 1 Mayıs’tan itibaren 25 üyeli ve 450 milyon nüfuslu bir topluluk haline gelecek olan AB’nin sınırlarının, İsrail’e sadece 20 dakikalık bir uçuş mesafesinde olacağını vurguladı. Avrupa Birliği’ne üye olan ülkelerin hepsinin birer egemen devlet olduğunu hatırlatan Federal Dışişleri Bakanı, bu ülkelerin, diğer üyelerin yararına egemen bir devletin sahip olduğu pek çok haktan feragat ettiğini hatırlattı. Fischer, sözü daha sonra Avrupa’da son dönemde yaygınlaşan antisemitik akımlara getirdi.

Antisemitizmin kökenleri

Milliyetçilik ve ırkçılığın, modern antisemitizmin kökeninde yatan asıl unsurlar olduğunu savunan Fischer, bunun zaman zaman Avrupa’da şiddet eylemlerini de beraberinde getiren bir faktör olduğunu ifade etti. Federal Dışişleri Bakanı, AB’nin bu ırıkçılık sürecine karşı oluşturulduğunu da belirtti.

Fischer, İsrailliler tarafından hayli sevilen bir misafir. Bu samimiyetten güç alan Federal Dışişleri Bakanı, ”Dost acı söyler” misali, zaman zaman sert ifadeler kullanmaktan da geri kalmıyor. Tıpkı İsrail’in Batı Şeria’da inşa ettiği tartışmalı güvenlik duvarı konusunda söyledikleri gibi...

"Eleştirimizi lütfen ciddiye alın"

İsrail’in, terörist saldırılardan korunmak amacıyla böyle bir duvar inşa etmesi durumunda bunu eleştirmelerinin sözkonusu olmadığını belirten Fischer, ”Ancak İsrail’in yakın bir dostu olarak söylüyorum ki, duvarın sınırlarını eleştiriyoruz. AB’nin, güvenlik duvarının güzergâhı ile ilgili eleştirisini lütfen ciddiye alınız. İsrail hükümetinin aklıselim hareket edip bu güzergâhı değiştireceğini umuyoruz” şeklinde konuştu.

İsrail’in Gazze’den çekilmesi ilgili girişimi desteklediklerini ancak Şaron yönetiminin tek başına hareket etmesine karşı olduklarını dile getiren Federal Dışişleri Bakanı, bu görüşünü İsrail Başbakanı’na doğrudan söylemeyi ise tercih etmedi.