1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ada'da yeni bir dönemin başlangıcı

Baha Güngör / DW18 Nisan 2005

Kuzey Kıbrıs’taki seçimlerin galibi halen Başbakanlık görevini yürüten Avrupa yanlısı Mehmet Ali Talat oldu. Talat’ın cumhurbaşkanı seçilmesi ile Kuzey Kıbrıs’ı 30 yıla yakın bir süredir yöneten ve Rum Kesimi ile birleşmeye karşı çıkan Rauf Denktaş’ın dönemi de sona eriyor. DW Türkçe Servisi’nden Baha Güngör’ün yorumu:

https://p.dw.com/p/AZx5

“Rauf Denktaş’ın yeniden aday olmaması ve Avrupa yanlısı Başbakan Mehmet Ali Talat’ın cumhurbaşkanlığı görevine gelmesi ile uluslararası alanda sadece Ankara tarafından tanınan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yeni dönem başladı. Kıbrıslı Türkler, açık bir çoğunlukla bir yıl içinde ikinci kez Avrupa’ya ve dolayısıyla Ada’da birleşmeye „evet“ dedi.

Siyasi, ekonomik ve askeri alanda tamamen „anavatan“ Türkiye’ye bağımlı olan Kuzey Kıbrıs’ta 1976 yılından bu yana liderliğini sürdüren, 81 yaşındaki Denktaş’ın, yeni bir görev süresi için adaylığını koymamasının nedeni, sadece ilerleyen yaşı değildi. Denktaş, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tek başına tanınma şansının olmadığını kabullenmek zorunda kaldı.

Talat’ın, Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığına gelmesi, Avrupa Birliği ve Rum Kesimi’ne yönelik baskıyı arttıracaktır. AB, halageçen yıl yapılan referandumda Annan Planı’na „evet“ diyen Türk tarafına verdiği sözleri yerine getirmedi. Kuzey Kıbrıs, ne vaat edilen mali desteği alabildi ne de siyasi ve ekonomik izolasyondan kurtulabildi.

Kıbrıslı Rumlar, herhangi bir yaptırımla karşılaşmadan Annan Planı’na „hayır“ derken, Türk tarafı açık bir şekilde Ada’nın birleşmesinden yana oy kullanmıştı. Ancak AB, referandumun sonucu ne olursa olsun, Güney Kıbrıs’a 1 Mayıs’ta birlik üyeliğini sunduğu için Kıbrıslı Rumlar da gelişen ekonomilerini ve refah düzeylerini, nispeten yoksul olan kuzey bölümü ile paylaşarak riske atmaya yanaşmamışlardı.

Sandıktan Talat’ın çıkması, Kıbrıslı Türkler’in geçmişleri ile hesaplaşmaya ve dikkatlerini geleceğe çevirmeye niyetli ve hazır olduklarını gösteriyor. Kuzey Kıbrıs, Türkiye’den koparak demokratik bir Avrupalı olmak istiyor. Bu yüzden hamle sırası sedece AB’de değil, aynı zamanda da Kıbrıs Rum Kesimi Cumhurbaşkanı Tassos Papadopoulos’ta.

Şunu unutmamak lazım: Kıbrıs sorununun 31 yıldan uzun bir geçmişi var. Türkiye garantör devlet kimliğiyle 1974 yılında, Kıbrıs’ın o dönem askeri cunta rejiminin sürdüğü Yunanistan’la birleşmesini engellemek amacıyla Ada’ya girmişti. Askeri müdahele öncesinde ve özellikle 60’lı yıllarda Ada’daki Türkler’e karşı yoğun şiddet olayları yaşanmıştı.

Türkiye, sürekli olarak Kuzey Kıbrıs’a yerleşmekle ve bugün hala 30 bin asker konuşlandırmakla siyasi, ekonomik ve askeri faturası çok yüksek bir hata yaptı. Kıbrıs sorunu, Türkiye’nin Avrupa Birliği yolunda da önemli bir engel oluşturuyor.

Bu yüzden AB ve Yunanistan, BM gözetiminde yapılacak müzakerelerde Rum Kesimi’ni daha esnek davranmaya itebilirse, bu Ankara tarafından da desteklenecektir. Kuzey Kıbrıs, yeniden müzakere masasına oturmaya hazır. Siyasi çizgisinden ödün vermeye yanaşmayan ve hiçbir esneklik sergilemeyen Denktaş, siyaset sahnesinden çekildiği için artık Kıbrıslı Türkler’e aşırı uçlarda çözüm önerilerinde inat ettikleri yönünde suçlamalar da getirilemeyecek.“