1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Af Örgütü: Türkiye'de işkence devam ediyor

Seda Serdar / Berlin23 Şubat 2006

Uluslararası Af Örgütü, çeşitli sivil toplum örgütleriyle birlikte hazırladığı raporda, Türkiye’de işkencenin halen devam ettiğine dikkat çekti. Af Örgütü’nün raporunda, insan hakları eksikliğinin önüne geçilmesi için de gerek devlet görevlilerine ve gerekse polise bu konuda eğitim verilmesi öneriliyor. Berlin'den Seda Serdar'ın haberi...

https://p.dw.com/p/AaBF
Af Örgütü, Türkiye ile ilgili hazırladığı raporu Berlin'de kamuoyuna açıkladı
Af Örgütü, Türkiye ile ilgili hazırladığı raporu Berlin'de kamuoyuna açıkladı

Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International), Holfort Vakfı ve ProAsyl tarafından yapılan araştırmaya göre, Türkiye’de işkence halen devam etmekte. Her ne kadar eskiye oranla işkencenin azaldığı söylense de rapora göre, Türkiye halen bu sorunun önüne geçebilmiş değil. „Türkiye’deki Siyasi Metodların Hukuk Devleti’ne Uyum“ başlığı altında yayınlanan 229 sayfalık raporda 18 dava incelendi ve bu 18 davanın 12’sinde işkenceye rastlandığı bildildi.

Berlin’de basın açıklaması yapan Af Örgütü’nden Wolfgang Grenz, Türkiye’deki düşünce özgürlüğünün yeterince ugulamada olmadığına da dikkat çekti. Grenz, “Türkiye’de düşünce özgürlüğünün uluslararası standartlara ulaşması ve mahkemelerde bu standartlar ile karar verilmesi için stratejilerin geliştirilmesi gerekiyor. Düşünce özgürlüğü insan haklarının bir parçası ve biz bu alanda pratikte çok az şey yapıldığını düşünüyoruz. Önemli olan, Türkiye’nin uluslararası standartlara ulaşması için hakim ve avukatların eğitilmesinin önemini göstermek ve teşvik etmek“ diye konuştu.

“İşkence azaldı, ama devam ediyor”

Grenz, işkencenin de halen devam ettiğini belirterek “İşkencenin geçtiğimiz yıllar içerisinde azaldığı doğru. Ancak yine de işkence, daha önce olduğu gibi sık sık karşılaşılan bir durum. Geçtiğimiz sene Alman basınına arada sırada yansıyan ve işkencenin bittiğine dair gelen haberler, bizim çalışmalarımıza göre doğru değil. İşkencenin metod ya da biçim bakımından değiştiğini söylemek mümkün. Bunların sayısıda azaldı. Ancak maalesef daha önce olduğu gibi devam ediyor“ dedi.

Grenz, aynı zamanda Af Örgütü’nün görevinin sadece eleştirmek olmadığını, aynı zamanda çözüm üretmeyi hedeflediğini söyledi. İşkence konusuna dikkat çeken Grenz, çözüm önerilerinden birinin ilgili devlet görevlilerinin ve polislerin eğitilmesi olduğunu savundu. Grenz şöyle dedi:

„Devlet görevlileri ve polis için, askerler ve güvenlik görevlileri için belli bir yönerge oluşturulmalı. Bu yönetmelik içerisinde hangi sorgulama metodlarının kullanılıp kullanılamayacağı yer almalı. Yani işkence nedir, bunun tanımlanması lazım. Açık bir şekilde şimdiye kadar kullanılan yöntemlerin insan haklarına standartlarına uymadığı belirtilmeli. Bu görevlilerin eğitilmesi bizi daha ileriye götürecektir.“

Diğer öneriler

Grenz, aynı zamanda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile 2003 yılında yapılan görüşmeye de değindi. Görüşmede, Erdoğan’ın düzenlemelerin uygulamaya geçmesinin zaman alacağını söylediğini hatırlatan Af Örgütü görevlisi, görevlilerin eğitilmesinin yanı sıra başka önlemlere de dikkat çekti.

Grenz bağımsız araştırma komisyonlarının oluşturulmasının çok önemli olduğunu belirtti. İşkenceyi yapan kişi ile davayı soruşturan kişilerin arkadaş olması, davanın tarafsız bir şekilde ele alınmasına engel yarattığına dikkat çeken Grenz, aynı zamanda işkencenin bir suç olduğu bilincinin kişilere verilmesi gerektiğini söyledi.

Türk ve Alman hükümetine eleştiri

Avukat Jutta Hermanns ise hem Türkiye’yi hem de Alman hükümetini eleştirdi. Alman Dışişleri’nin iltica hakkını reddettiği kişilerin Türkiye’de zor durumlarla karşı karşıya kaldığını ve Alman hükümetinin Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği tartışmaları nedeniyle Türkiye’ye daha ılımlı davrandığını ve işkence durumunun gerçeklerinden haberdar olmadığını söyledi. Hermanns sözlerini şöyle sürdürdü:

„Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik müzaklereleri başladığından beri, hükümet Türkiye’ye bu yolu açmak için elinden geleni yapıyor ve bu konuya dikkat etmeli. Dışişleri Bakanlığı’nın geçtiğimiz sene Şubat 2005‘de yayınlanan raporunda şu cümle var: Son zamanlarda, Türk mahkemelerinde verilen cezalarda Türkiye’de işkence ve kötü muamelenin yapıldığı davalar bulunmuyor. Elimizdeki rapor ile bunu karşılaştırdığımızda, Dışişleri Bakanlığı ya umursamaz ya da bu konuda bilgi sahibi değil.”

Raporun sonucunda Türkiye’de halen işkencenin, azalmasına rağmen, devam ettiğini söyleyen uzmanlara göre, gerek Alman hükümeti ve gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin konuya daha duyarlı yaklaşması gerekiyor.