1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Afyon ekimi rekora koşuyor

Peter Mücke/DW18 Ocak 2007

BM Uyuşturucu Kontrolü ve Suçla Mücadele Dairesi’nden yapılan açıklamaya göre, 2006 yılında haşhaş rekoltesini artıran Afganistan’ın bu yıl yeni bir haşhaş rekoru kırması mümkün. Uyuşturucu ticaretinden sağlanan milyarlardan Taliban da nasibini alıyor.

https://p.dw.com/p/AaIR
Crack ve eroinin ham maddesi afyonun yüzde 92’si Afganistan’da üretiliyor.
Crack ve eroinin ham maddesi afyonun yüzde 92’si Afganistan’da üretiliyor.Fotoğraf: AP

Taliban rejiminin devrilmesinden beş yıl sonra da Afganistan içler acısı bir durumda. Yolların büyük bölümü kullanılmaz halde. Elektrik kesintileri had safhada. Musluklardan su akmıyor. Yolsuzluk, adam kayırma ve haşhaş ekimi Afganistan’ın başlıca özellikleri. 2006 yılında haşhaş tarlaları yüzde 68 oranında genişledi. Bütün dünyada tüketilen afyonun yüzde 92’si bu ülkere üretiliyor. Ve Afganistan’ın birinciliği kolay kolay kimseye kaptırmayacağı anlaşılıyor.

BM Uyuşturucu Kontrolü ve Suçla Mücadele Dairesi Başkanı Christina Gynna Oguz, “Afganistan’ın güneyi ve doğusu haşhaş tarlalarından geçilmiyor. Elimizde kesin rakkamlar olmamasına rağmen bu yıl da durumun düzelmesini beklemiyoruz,” diyor. Afganistan’daki görevine bir ay önce başlayan Oguz, bu kısa süre içinde, iyimser olunamayacağını sık sık tecrübe etmiş:“Ülkenin en büyük sorunu rüşvet ve yolsuzluk. Afganistan’da kimse devlet kurumlarına güvenmiyor. Sadece kişilere güven duyuluyor. Böyle bir ülkeyi yönetecek güçlü bir hükümet kurulmasının ne kadar zor olduğu ortada.”

Uyuşturucu tacirleri yönetimde

Afganistan hükümeti zayıf. Uyuşturucuya ilan ettiği savaşı çoktan kaybetmiş. Haşhaş ekimi yasak olmasına rağmen ülke ekonomik gücünün üçte birini bu bitkiye borçlu. Özellikle ülkenin güneyinde ve doğusunda halk haşhaş ekimiyle geçimini sağlıyor. Devlet daireleriyle bakanlıklar, uyuşturucu baronlarının adamlarıyla dolu. Devlet Başkanı Hamid Karzai’nin kardeşinin Afganistan’ın en büyük uyuşturucu tacirlerindden biri olduğu söyleniyor. Uyuşturucuyla Mücadele Bakanlığı’ndan Zalmay Afzali bu suçlamayı reddediyor ve daha çok paraya ihtiyaçları olduğunu söylüyor: “Devletler topluluğu bize çok daha fazla para yardımı yapmalı. Şimdiye kadar yapılan yardımlar uyuşturucu üretimi ile mücadeleye yetmiyor. Techizatımız eksik. Afgan polisi, tabancasındaki üç mermi ve ayağındaki terlikle ulusllararası uyuşturucu mafyası ile başa çıkamaz.”

Üstelik hükümetin programı da yok. Güneydeki köylüler genellikle haşhaş ekerek karnını doyurabiliyor. Haşhaşı diğer ürünlerle ikame etmek te zor. Buğdayın kilosu 20 cent kazandırıyor. Afyonun kilosu ise 150 dolardan alıcı buluyor. Kabil yönetimi haşhaş tarlalarını ilaçla tahrip etmeyi bile düşünüyor. Afzali’ye göre “Henüz karar vermedik. Önce zehirin insan ve hayvan sağlığına zararlı olup olmadığını saptamak gerekiyor. Ama son çare olarak ilaçlama yapabiliriz. Haşhaşı yasaklayan yasayı başka türlü uygulayamayız”.

"Sorun hükümetin pasifliği"

ABD ve diğer ülkeler çoktandır ilaçlama yapılmasını istiyor. Bu yöntem güney Amerika ülkelerinde başarıyla uygulanmıştı. Ancak haşhaş eken köylü çareyi Taliban’a sığınmakta buluyor. En çok huzursuzluğun haşhaş alanlarının bulunduğu bölgelerde yaşanması tesadüf değil. Christina Gynne Oguz bu nedenle, haşhaş ekimi yapılmayan bölgelerin kalkındırılmasını öneriyor ve Afganistan’a daha fazla para pompalamanın sonuç vermeyeceğini söylüyor: “Paranın etkili olabileceği daha bir sürü problem var. Ama yardımı koordine edemez, dağıtımını beceremez ve nasıl kullanıldığını yerinde denetleyemez isek, para da fayda etmez. Sorun parasızlıktan değil, hükümetin pasifliğinden kaynaklanıyor.”