1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AİHM'den tarihi 12 Eylül kararı

Kayhan Karaca / Strasbourg13 Kasım 2008

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 12 Eylül askeri darbesi ve 1982 Anayasası hakkındaki tartışmaları "kamu yararına tartışmalar" olarak değerlendiren ve itiraz yolu açan önemli bir karar açıkladı.

https://p.dw.com/p/FtBX
Fotoğraf: picture-alliance/ dpa

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 12 Eylül askeri darbesi ve 1982 Anayasası hakkındaki tartışmaları "kamu yararına tartışmalar" olarak değerlendiren ve Türkiye'de Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu kararlarına mahkemeler önünde itiraz yolu açabilecek bir karar açıkladı.

Mahkeme, 12 Eylül 1980 darbesi ve basta Kenan Evren olmak üzere, darbeyi gerçekleştiren kuvvet komutanları hakkında iddianame hazırladığı için 'görevini kötüye kullandığı' gerekçesiyle meslekten ihraç edilen eski Adana Cumhuriyet Savcısı Sacit Kayasu'nun ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmetti.

Mahkeme, bugün Strasbourg'da açıkladığı kararında, silahlı kuvvetleri eleştirdiği gerekçesiyle davacıya yönelik ceza ve disiplin uygulamasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğüyle ilgili 10'uncu maddesine aykırı olduğunu açıkladı.

Davacının, hazırladığı iddianamede 12 Eylül darbesi hakkında kullandığı ifadeler, mahkeme tarafından, Türkiye'nin sadece yakın geçmişi değil, bugününü de ilgilendiren tarihi, politik ve hukuksal bir tartışmanın parçası olarak değerlendirdi.

Söz konusu tartışmayı "kamu yararına bir tartışma" olarak yorumlayan Strasbourg Mahkemesi, bu yorumdan yola çıkarak, silahlı kuvvetleri eleştirdiği gerekçesiyle davacıya uygulanan ceza ve meslekten men kararlarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğü maddesine aykırı olduğu sonucuna vardı.

"Ordu sivil denetim altında olmalı"

Davayı inceleyen dairenin Macar yargıcı Andras Sajo, karara ek hazırladığı bir görüşte, savcı Kayasu'nun "kamu yararı açısından olağanüstü önemli bir davada elindeki olanakları kullanmaya çalıştığını" ve "darbeyi düzenleyenler için bir tür af sayılabilecek anayasal düzenlemeyi sorguladığını" dile getirdi. Macar yargıç, demokrasideki rolü gereği ordunun kamu denetiminde olması gerektiğine de vurgu yaptı.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, davacıya Türk mahkemeleri önünde yeterli etkin başvuru hakkının tanınmamış olmasını da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 13'üncü maddesine aykırı buldu. Kararın bu maddesi Türkiye'de Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu kararlarına mahkemeler önünde itiraz konusunu içeriyor. Kurulun kararlarına karşı su an için mahkemeler önünde itiraz hakkı bulunmuyor. Ancak AİHM'nin bu kararının ardından Ankara’nın, normal şartlarda, kendisini AIHM içtihadıyla uyumlu hale getirmesi gerekiyor.

Türk hükümeti ise dava hakkında Strasbourg'a gönderdiği savunmada, Sacit Kayasu'ya yönelik uygulamanın "kamu düzen ve güvenliğinin korunmasından kaynaklandığı" tezini işlemişti. Ankara, davacıya yönelik disiplin cezası için de "en hafif ceza" savunması yapmıştı.

Oy birliğiyle alınan karar gereği, Ankara davacıya, 40 bin Euro maddi ve manevi tazminat, bin Euro da mahkeme masrafı ödeyecek.