1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AİHM: Generaller de eleştirilir

16 Eylül 2015

AİHM, bir basın mensubunun, yazdıkları nedeniyle yıllar boyu hapis cezası korkusuyla yargı sürecinde tutulmasını Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğüyle ilgili maddesine aykırı buldu.

https://p.dw.com/p/1GX6B
Fotoğraf: Patrick Hertzog/AFP/Getty Images

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararı, gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak’ın, “Türkiye’de Cuma” adlı haftalık derginin 29 Ağustos 2003 tarihli sayısında yayımlanan “Disiplinsiz Paşalar” başlıklı makalesi nedeniyle yıllar boyu askeri mahkemeler önünde yargılanmak istenmiş olması sonrasında alındı. Dilipak’ın makalesinin de yer aldığı derginin kapaktan verdiği bir haberde, iskambil kağıtları üzerinde, dönemin 1. Ordu Komutanı Org. Çetin Doğan, MGK Genel Sekreteri Org. Tuncer Kılınç ve Ege Ordu Komutanı Org. Hurşit Tolon’un üniformalı fotoğraflarına yer verilmişti. Askeri savcılık, yayın sonrası aralarında Dilipak’ın da bulunduğu bazı gazete yazarları hakkında “komutanları aşağılayıcı, pis, değersiz çağrışımlar yaratıcı, hedef gösterici bir imaj yaratarak tahkir ve teyzif ettikleri” iddiasıyla iddianame hazırlamıştı.

Davaya bakan 3. Kolordu Askeri Mahkemesi, “eylemin askeri suç kapsamında olmadığı ve yargılamanın sivil mahkemede yapılması gerektiği” yönünde görüş belirtse de, 3. Kolordu Komutanlığı ve Askeri Savcılığı bu karara itiraz etmiş, Askeri Yargıtay da bu yönde karar verip mahkeme kararını bozmuştu. Buna rağmen mahkeme, görevsizlik kararında üç kez direnmişti.

Dilipak, askeri mahkemede yargılandığı gerekçesiyle 2005 yılında AİHM’ye başvurdu. Dava dosyası 22 Şubat 2008 tarihinde Bakırköy Adliyesi’ne gönderildi. Bakırköy Asliye Ceza Mahkemesi 9 Haziran 2010 tarihinde açıkladığı kararda, Dilipak hakkındaki yargı sürecinin “zamanaşımına uğradığı” gerekçesiyle sona erdiğine hükmetti.

Dilipak’ın başvurusuyla ilgili kararını bugün açıklayan AİHM, davacı hakkındaki yargı sürecini, oy birliğiyle “aşırı” buldu ve bu durumun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin adil yargılanmayla ilgili 6’ıncı maddesine aykırı olduğuna hükmetti.

AİHM, sözleşmenin 10’un maddesi temelinde Dilipak’ın ifade özgürlüğünün ihlal edildiği sonucuna da vardı. Basının demokratik toplumdaki rolüne vurgu yapılan gerekçeli kararda, Dilipak hakkında, silahlı kuvvetler mensubu generaller tarafından dile getirilen kimi görüşleri eleştirdiği için soruşturma başlatıldığı hatırlatıldı. Kararda, “Generaller ve subaylar genel siyasetle ilgili konularda kamusal beyanda bulunuyorlarsa, bu tartışmalara katılan tüm siyasiler ve her birey gibi eleştiri, görüş ve ters düşünceye hazır olmalıdırlar. Demokratik bir toplumda üst rütbeli askerler, bu alanda, olası eleştirilere karşı dokunulmazlık talebinde bulunamazlar” ifadelerine yer verildi. Mahkeme, ceza mahkemesi önündeki yargı sürecinin, kamuyu ilgilendiren konularda Dilipak’ın görüş beyan etmesi önünde caydırıcı unsur teşkil ettiğine de kanaat getirdi.

Kararın ifade özgürlüğüyle ilgili bölümü 2’ye karşı 5 oyla alındı. Kararın bu bölümüne karşı oy kullanan yargıçlar, Dilipak yargılanıp mahkum olmadığı için kendisi açısından bir “mağduriyetin söz konusu olmadığını” savundular. AİHM, Dilipak tazminat talebinde bulunmadığı için Ankara hakkında para cezasına hükmetmedi.

PKK’lı Hayati Kaytan kararı

AİHM, 2003 yılında Suriye tarafından Türkiye’ye iade edilen PKK üyesi Hayati Kaytan tarafından açılan davada Ankara’nın, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin insanlık dışı ve kötü muamelenin önlenmesiyle ilgili 3’üncü maddesini ihlal ettiğine hükmetti.

Hakkında 1990’lı yıllarda Interpol kırmızı bülteni de çıkarılan Kaytan, 15 Ağustos 2003 tarihinde Türkiye’ye iade edildikten sonra “PKK üyeliği ve terörist faaliyetlere katıldığı” gerekçesiyle yargılanmış ve 2004 yılında ağırlaştırılmış müebbet cezasına mahkum edilmişti.

AİHM, 2005 yılında Ankara’ya karşı dava başvurusunda bulunan Kaytan’la ilgili kararını bugün açıkladı. Kaytan’ın şartlı salıverilme olanağı olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmesini Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin insanlık dışı ve kötü muamelenin önlenmesiyle ilgili 3’üncü maddesine aykırı buldu. AİHM’nin bu konudaki içtihadı, İngiltere’ye karşı açılmış “Vinter ve diğerleri” davasının 9 Temmuz 2013 tarihinde açıklanan kararıyla oluşmuştu. AİHM’nin bu konudaki ihlal kararları, ağırlaştırılmış müebbet mahkumlarının bir gün serbest kalacağı anlamına gelmiyor, sadece böyle bir olasılığın yasal mevzuatta mevcut tutulmasını amaçlıyor.

AİHM, buna karşılık, Kaytan’ın “adil yargılanmadığı” ve “Kürt kökenli olduğu için kendisine ayrımcılık yapıldığı” yönündeki şikayetlerini ise geri çevirdi. Mahkeme, Kaytan’ın Ankara’dan 40 bin Euro manevi tazminat talebini de reddetti. Ankara Kaytan’a sadece 2 bin 207 İngiliz sterlini mahkeme masrafı ödeyecek.

© Deutsche Welle Türkçe

Kayhan Karaca / Strasbourg