1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman askerleri Lübnan’a gidiyor

Peter Stützle, Agenturen20 Eylül 2006

Federal mecliste yapılan oylamanın ardından, Alman askerlerinin Lübnan’a gönderilmesinin önünde engel kalmadı. Deniz kuvvetlerine bağlı 2 bin 400 askerden oluşan birliklerin bölgeye sevkine Perşembe günü başlanacak.

https://p.dw.com/p/AZhP
Almanya Başbakanı Merkel, "Alman biriliklerinin Lübnan'a gönderilmesi tarihi bir görevdir,“ dedi.
Almanya Başbakanı Merkel, "Alman biriliklerinin Lübnan'a gönderilmesi tarihi bir görevdir,“ dedi.Fotoğraf: AP

Haftalardır devam eden Lübnan’da Alman askerlerinin konuşlandırılması tartışmalarına nihayet son nokta konuldu. Alman bakanlar kurulunun bir hafta önce kabul ettiği, Alman askerlerinin Lübnan’da görev yapmasına dair karar tasarısı Almanya federal meclisinde yapılan oylamada da kabul edildi. Böylece 2. Dünya Savaşı sonrasında ilk kez Alman askerlerinin İsrail’in bulunduğu bölgeye gönderilmesinin önü açıldı. Deniz kuvvetlerine bağlı 2 bin 400 askerden oluşan birliklerin bölgeye sevkine Perşembe günü başlanacak. Kararı tarihi olarak nitelendiren Almanya Başbakanı Angela Merkel, “Bir hafta önce kabine kararının ardından da söyledim. Bugün burada federal mecliste de söylüyorum: Alman ordusunun Ortadoğu’ya gönderilmesi sıradan bir görev değildir. Bu, tarihi boyuta sahip bir görevdir,“ dedi.

Alman askerlerinin Lübnan’da görev alması sürecinde Lübnan hükümeti ve özellikle İsrail ile yakın temas içinde bulunduklarını hatırlatan Merkel, İsrail Başbakanı Ehud Olmert’in Alman askerlerinin katılımından yana olmasının, hatta bu yönde çağrıda bulunmasının taşıdığı önemi vurguladı. Merkel, “Bu, Almanya’ya duyulan güvenin, 73 yıl önce Yahudi boykırımı ve hemen ardından 2. Dünya Savaşı’nı başlatan bir ülkeye şimdi duyulan güvenin işaretidir. Ve bu yönüyle bu güveni çok ciddiye almak zorundayız… Bu görevi diğerlerinden farklı kılan, tarihi boyut katan, görevin yapılacağı bölgedir. Dünyanın hiçbir bölgesinde Almanya’nın, Alman hükümetlerinin, Alman meclisinin tarihten alınan derslere karşı sorumluluğu buradaki kadar belirgin değildir,“ şeklinde konuştu, Alman dış politikasının hiçbir zaman tarafsız olmadığını ve olamayacağını, barış, insan hakları gibi değerlere bağlı olunduğunun altını çizdi.

"Riskli görev"

Lübnan’a asker gönderilmesine karşı çıkan liberal Hür Demokrat Parti’nin (FDP) lideri Guido Westerwelle ise mecliste yaptığı konuşmada İsrail’e karşı tarafsız olunamayacağını, ancak tarihi nedenlerden dolayı Lübnan’da görev alınmasının doğru olmadığını “İşte tam da bu tarafsızlık, çatışma durumunda taraf olunmaması… BM gücünün bir parçası olarak göreve katılındığında Alman askerlerinden talep edilen bu olacak,“ sözleriyle savundu. Westerwelle bir yanlışlık sonucu ya da hesapta olmadan İsrail askerleriyle bir silahlı çatışmaya girilmesinin gözardı edilemeyeceğini belirterek görevin büyük tehlikeler içerdiğine dikkat çekti.

Sol Parti (PDS) lideri Oscar Lafontaine ise tam tersi tehlikelere işaret ederek, Arap dünyasına yanlış bir mesaj verildiği uyarısında bulundu.“Hizbullah’a silah akışını engellemek için katkıda bulunmak istiyoruz derseniz ve aynı anda İsrail’e silah gönderirseniz, bu belki sizin açınızdan gerekçelendirilebilir. Ama bu tür bir tavrın Arap dünyasında kabul edilemeyeceğini, aşağılanma olarak algılanacağını da görmek zorundasınız,“ diyerek kaygılarını dile getiren Lafontaine, bunun sadece Lübnan kıyılarındaki Alman askerlerinin hayatını tehlikeye atmakla kalmayıp aynı zamanda Almanya’yı da İslami terörün hedefi haline getirebileceğini belirtti.

Muhalefetteki Yeşiller ise büyük çoğunlukla Lübnan’a asker gönderilmesini destekledi. Yeşiller partisinin dış politika sorumlusu Jürgen Trittin, Lübnan’da barış ve istikrarın sağlanması için asker göndermenin şart olduğunu belirtti. Trittin kırılgan ateşkes ortamının güvenceye alınamaması durumunda başka bir barışçı çözümün sözkonusu olamayacağının altını çizdi.