1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınında "Coraline" çıkmazı

Verica Spasovska / DW2 Eylül 2004

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Monaco Prensesi Caroline’nin açtığı bir davayı kabul etmesi, özellikle Almanya da sansür tartışmasına yol açtı. Yayıncılar, Berlin hükümetinin mahkeme kararına karşı çıkmasını istediler. Ancak Adalet Bakanı Brigitte Zypries mahkeme kararına itiraz etmeyi kabul etmedi. Şimdi tartışmalar basın özgürlüğüne darbe vurulduğu iddialarına kadar vardı. DW’nin Almanca Yayınlar Sorumlusu Verica Spasovska, bu sart tepkilerin haklı olup olmadığı sorusuna cevap arıyor...

https://p.dw.com/p/Aa1E

"Kuşkusuz, ünlü Prenses‘le ilgilenen çok kişi var. Ama onu ata binerken ya da alışveriş yaparken gösteren resimler olmadan da yaşayabiliriz. Öyleyse bu heyecanlı tepkinin nedeni ne? Strasbourg’daki mahkemenin verdiği karar neyi etkileyecek?

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yargıçları, Prenses‘in özel fotoğraflarının izni olmaksızın yayınlanamayacağı kararı verdi. Alman Anayasa Mahkemesi ise ünlü kişilerin özel yaşamlarına ilişkin görüntüler ya da yazıların yayınlanması için izin alınmasına gerek olmadığına karar vermişti. Kuşkusuz Karlsruhe’deki mahkeme de bazı sınırlar çizdi, ama Strasbourg’daki mahkemenin sınırları daha dar ve sansür olarak nitelenen de bu.

Alman medyası geçtiğimiz yıllarda çok sayıda önemli ve ünlü kişinin söylediği ile yaptığının birbirine uymadığını ortaya koyan haberler yayınlamıştı. Merkez Bankası’nın eski başkanının, yasal olarak hediye alması yasak iken, ailesi ile birlikte Berlin’deki lüks otelde yaptığı tatili Dresdner Bank’a ödetmesi ya da Saksonya Eyaleti Başbakanı’nın eşinin mobilya satın alırken eşinin adını verip indirim istemesi gibi.

Adalet Bakanı Brigitte Zypries’e göre, bu tür haberler gelecek de yayınlanabilecek, bu yüzden de Berlin hükümetinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararına itiraz etmesine gerek yok. Karar, paparazi haberciliğe yönelik ve özel yaşama hiçbir şekilde saygı göstermeyen bu tür yayıncılığın kabul edilmesi mümkün değil. Ünlü kişilerin de özel yaşam hakkı var.

Strasbourg kararı ünlülerle ilgili haberlerin kamusal ya da mesleki görevleri ile sınırlı olmasını ve kamusal çıkarları ilgilendirmesini öngörüyor. Bu kuşkusuz gazetecilerin çalışma alanını sınırlayacak. Bir haberin kamusal çıkarlarla ilgili olup olmadığına kim karar verecek? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararı hukuki boşluklar doğuracak ve avukatlara kazanç kapısı açacak. ”Caroline kararı” olarak adlandırılan mahkeme kararına tepki de bu yüzden, sonuçta karar boyalı basını değil, tüm Alman basınını ilgilendiriyor.