1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman ekonomisinde yolsuzluk skandalları

Micha Erhardt / DW28 Mart 2007

Son olarak Siemens’te ortaya çıkan yolsuzluk skandalı Alman ekonomisinde yolsuzluk tartışmalarını alevlendirdi. DW’den Micha Erhardt, Alman ekonomisindeki yolsuzluk olaylarını araştırdı...

https://p.dw.com/p/AbX0
Almanya, Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün her yıl yayınladığı Yolsuzluk Raporu’nda 160 ülke arasında 16’ncı sırada.
Almanya, Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün her yıl yayınladığı Yolsuzluk Raporu’nda 160 ülke arasında 16’ncı sırada.Fotoğraf: BilderBox

Almanya, Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün her yıl yayınladığı Yolsuzluk Raporu’nda 160 ülke arasında 16’ncı sırada. Bir başka ifadeyle, 144 ülkede Almanya’dan daha çok rüşvet dağıtılıyor, daha fazla yolsuzluk olayı yaşanıyor. Ancak uzmanlar, geçen aylarda BMW, Daimler-Chrysler, Siemens, Karstadt, Audi ve Volkswagen gibi Alman ekonomisinin önde gelen gruplarında art arda ortaya çıkan yolsuzluk olaylarına işaret ederek Yolsuzluk Raporu’nun da sorgulanması gerektiğini kaydediyorlar.

Frankfurt Başsavcısı Wolfgang Schaupensteiner, Volkswagen ve tedarikçi firmaları arasındaki yolsuzluk ağını araştırıyor. Başsavcı, alanında Avrupa’nın ikincisi kabul edilen Fransız parça tedarikçisi Faurecia’nın Volkswagen ve Audi’nin üst düzey yöneticilerine 800 bin Euro dolayında rüşvet dağıttığını ortaya çıkardı. Alman Savcı Wolfgang Schaupensteiner, Almanya’daki yolsuzluk olaylarının açıklığa kavuşturulmasında şimdiye kadar alınan mesafeyi “buzdağının görünen ucu” şeklinde tanımlıyor.

Schaupensteiner, “Art arda patlak veren yolsuzluk olaylarının yüzde yüz aydınlatılmasını kimse beklemesin. Karanlıkta kalan vakalar, mutlaka daha fazla olacaktır. Açığa çıkarılan yolsuzlukların oranının yüzde 5 ile sınırlı kalacağını düşünüyorum” diyor.

Çoğu kamuoyuna yansımıyor

Uzmanlar, Alman ekonomisindeki yolsuzluk olaylarının büyük kısmının kamuoyuna yansıtılmadan, kurum içinde kapatıldığını vurguluyor. Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nden Peter von Blomberg, söz konusu tutumun yaygınlığına dikkat çekerek “Olay kamuoyundan gizlenebilecek nitelikteyse, savcılığa intikal ettirilecek bir durum yoksa şirket içinde halletme yolu tercih ediliyor. Bunda, dışarıya yansımış bir yolsuzluk vakasının şirketin itibarını olumsuz yönde etkilemesi kaygısı rol oynuyor” diyor.

Mali Suçları Araştırma Uzmanı Profesör Hans See de rüşvet ve yolsuzluk olaylarına karışan şirket yöneticilerinin olaylara yalnızca kar ve kazanç perspektifinden yaklaştığına dikkat çekiyor. See, yolsuzluk olaylarında yer alan kişilerin çevre kirliliği ya da üretimin sosyal sonuçlarıyla ilgilenmediğini vurguluyor. Uzman, söz konusu üst düzey yöneticilerin, “başarı için her yöntem uygulanabilir” anlayışıyla hareket ettiğini kaydediyor.