1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman muhalefetinden Türkiye eleştirisi

16 Ekim 2019

Türkiye’nin askeri harekâtının tartışıldığı Alman meclisinde, muhalefet partileri Alman hükümetinin tutumunu sertleştirmesi gerektiğini dile getirdi. Devlet Bakanı Annen gerekirse önlemlerin artırılacağına işaret etti.

https://p.dw.com/p/3RP6S
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/R. Hirschberger

Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) kontrolünde olan bölgelere yönelik askeri harekâtı bugün Sol Parti'nin talebi üzerine Alman meclisinin gündemine alındı. Mecliste grubu olan bütün partiler Türkiye'nin Suriye'ye yönelik harekâtını kınadı. Muhalefet partileri, Alman hükümetinin Türkiye'ye yönelik tutumuna eleştirerek, Türkiye'ye yönelik daha sert bir çizgi izlenmesini talep etti.

Oturumda ilk sözü alan Sol Parti Grup Başkan Vekili Sevim Dağdelen, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriye’nin kuzeyinde “savaş suçu” işlediğini savundu. Erdoğan'ın “savaşı sürdürmek istediğini söylediğini” belirten Dağdelen, "Alman hükümeti ne yapıyor?” diye sordu. Alman hükümetinin, Türkiye'nin askeri harekâtını "sert bir şekilde kınarken” diğer yandan da Avrupa çapında "Türkiye'ye yönelik silah ambargorsu kararını almasını engellediğini” savundu.

Sevim Dağdelen
Sevim DağdelenFotoğraf: picture-alliance/dpa/M. Kappeler

Sol Parti milletvekili Dağdelen, bu yılın ilk dört ayında Almanya'nın Türkiye'ye yaklaşık 184 milyon euro değerinde silah ihracatı yaptığını hatırlatarak, Erdoğan'a olan desteğin son bulmasını” talep etti.

Alman hükümeti silah ambargosunu engelledi iddiası

Bild gazetesi, Avrupa Birliği'nde (AB) Türkiye'ye yönelik silah ambargosu uygulanmaması ve sert önlemler alınmaması için Alman hükümetinin çaba gösterdiğini iddia etmişti. Gazete, Almanya Dışişleri Bakanlığı’nın bu yöndeki bir talimatına dayandırdığı haberinde AB dışişleri bakanlarının Pazartesi günü yaptığı ortak açıklamada, Alman hükümetinin silah ambargosu ifadesinden kaçındığını öne sürmüştü.

Muhalefetteki Hür Demokrat Parti (FDP) Grubu Dış Politika Sözcüsü Bijan Djir-Sarai da, AB'nin Suriye'de etkin bir siyaset izlememesini ve Türkiye'ye yönelik silah ambargosu konusunda uzlaşmaya varılamamasını "üzüntüyle” karşıladığını söyledi. Alman hükümetinin bunun engellenmesi için çaba göstermesine de tepki gösteren Djir-Sarai, silah satışının askıya alınmasının  Ankara'yı etkilemeyeceğini, daha sert yaptırımlar gerektiğini kaydetti. Djir-Sarai, "Hermes kredilerinin dondurulmasını” talep ettiklerini belirterek "Sorumlu Türk siyasetçilere yönelik kişisel yaptırımların” da ihtimal dışında bırakılmaması gerektiğini söyledi.

Bijan Djir-Sarai
Bijan Djir-SaraiFotoğraf: picture-alliance/dpa/G. Fischer

Türkiye'nin askeri harekâtını "Savaş” olarak nitenlendiren Djir-Sarai, Türkiye'nin yürüttüğü “savaşın güvenlik çıkarları veya kendini savunma ile” alakâlı olmadığını belirterek bunun “saldırı savaşı ve açıkça uluslararası hukuka aykırı” olduğunu vurguladı.

Yeşiller partisi grubu adına konuşan Agniezska Brugger, Türkiye’ye yönelik silah satışının tamamen durdurulmasını talep ederek, ihracat için verilen lisansların da iptal edilmesi çağrısında bulundu. Brugger, Alman hükümetinin Türkiye’ye yönelik silah ambargosuna karşı çıkmasını "skandal” olarak nitelendirdi. Türkiye’ye yönelik tutumun sertleştirilmesini talep eden Brugger, Türkiye'ye ihracat için "yeni Hermes kredisi verilmemesini” istedi.

Türkiye'ye yapılan ihracata verilen Hermes yatırım ve kredi garantisinin miktarı 2018 yılında 1 milyar 780 milyon euro olarak kaydedilmişti.

"Sınırları daha da daraltıyoruz

Niels Annen
Niels AnnenFotoğraf: picture-alliance/dpa/M. Kappeler

Sosyal Demokrat Partili Devlet Bakanı Niels Annen ise eleştirileri reddederek, AB dışişleri bakanlarının Türkiye'yi kınayan ortak açıklamasını hatırlattı ve Türkiye'ye yönelik olarak "Şimdi sınırları daha da daraltıyoruz” dedi. Dışişleri Bakanı Heiko Maas'ın Türkiye’ye yönelik silah ihracatında  yeni lisansların verilmeyeceği yönündeki açıklamasına işaret eden Annen, "Başka önlemler alma hakkımızı da saklı tutuyoruz” ifadesine vurgu yaptı. Türkiye ile diyaloğu devam ettirmenin önemine dikkat çeken Annen, ama bölgedeki soruna siyasi çözüm konusunda Türkiye'yi müzakereye yönlendirebilmek için "baskıyı sürdüreceklerini ve gerekirse artıracaklarının” altını çizdi.

Hristiyan Birlik (CDU/CSU) grubu adına konuşan Johann David Wadephul da eleştirileri reddederek Alman hükümetinin Türkiye'ye silah ihracatında artık lisans verilmeyeceği yönündeki açıklaması ile Ankara'ya "açık bir mesaj” verdiğini ifade etti.

Johann David Wadephul
Johann David WadephulFotoğraf: picture-alliance/dpa/B. Pedersen

Wadephul, Hristiyan Birlik partilerinin Türkiye'nin Suriye'nin kuzeydoğusuna yönelik askeri harekâtını "kınadığını ve bunun uluslararası hukuka aykırı” olduğunu vurgulayarak, "Türkiye'ye bu bölgeden derhal çekilmesi” çağrısı yaptı. Türkiye'nin bu bölgeye Suriyelileri yerleştirme planlarına ilişkin olarak açıklamalarda bulunan Wadephul, bu planları kesinlikle "onaylamayacaklarının” altını çizdi.

Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partili Andreas Nick, Türkiye'nin askeri harekâta son vermesini talep ettiklerini ama bir yandan da, Avrupa Konseyi ve NATO üyesi olan Türkiye ile diyalog kanallarını açık tutmaktan yana olduklarını söyledi.

DW/JD,HS

© Deutsche Welle Türkçe