1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman okullarında başörtüsü tartışması

14 Aralık 2009

Göçmenlerle ilgili tartışmalı görüşleriyle tanınan Alman Merkez Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Thilo Sarrazin yine çok konuşulacak bir açıklamaya imza attı. Sarrazin, Alman okullarında başörtüsünün yasaklanmasını istiyor.

https://p.dw.com/p/L250
Thilo Sarrazin
Thilo SarrazinFotoğraf: picture-alliance/ dpa

Geçtiğimiz ekim ayında verdiği bir röportajda "Berlin’deki Türk ve Araplar’ın manavlık dışında bir üretim işlevi olmadığını ve uygulanan yanlış politikalar nedeniyle sayılarının giderek arttığını" öne süren Sosyal Demokrat Partili Thilo Sarrazin, "Berlin’deki Türk ve Araplar’ın topluma uyum istek ve yetisinden yoksun olduğunu savunmuştu. Sarrazin, "Devletin sırtından geçinen, bu devleti reddeden, çocuklarının eğitimi ile mâkul bir şekilde ilgilenmeyen ve sürekli başörtülü kız çocukları üreten kimseyi kabul etmek zorunda değilim." sözleriyle tepki çekmişti.

Alman Merkez Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Sarrazin yine tartışmalı bir açıklamaya imza attı. Alman "Bild" gazetesinin verdiği bilgilere göre Sarrazin bir panelde , "Ben olsam derslerde başörtüsü takılmasını yasaklardım. Zira başörtüsü dinî değil, siyasi bir semboldür ve erkeğin kadın üzerindeki hâkimiyetini sembolize eder." şeklinde konuştu ve sözlerine şöyle devam etti: "Avrupa'da Müslümanların sayısı giderek artıyor ve bu da tüm ülkelerde sorunlara neden oluyor." Sarrazin ayrıca "Bu kişilerin Avrupa'ya akınının önünün kesilmesi gerektiğini, hâlihazırda gelmiş olanların ise uyum göstermeye mecbur bırakılmalarına ihtiyaç duyulduğunu" kaydetti.

Açıklamaya birçok tepki geldi

Sarrazin'in bu açıklamalarına toplumun farklı kesimleri ve siyasi partilerden yoğun tepkiler geldi. Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi adlı İslamî çatı örgütünün Genel Sekreteri Ayman Mazyek, Sarrazin'in geçmişte yaptığı ve eleştirilere neden olan konuşmalarından hiçbir şey öğrenmemiş olduğuna dikkat çekti.

Deutsche Welle Türkçe Servisi'ne konuşan Mazyek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Almanya'daki bazı elitlerin, panik ve korkutma politikalarıyla pirim yapmaya çalıştığı dikkat çekiyor. Bu gerçekten çok üzücü bir durum. Zira bu ülkenin savaş sonrası yeniden inşa edilmesine göçmenler ve doğal olarak Müslümanlar da katkı yaptı. Bunun karşılığında bir 'reddedilme kültürüne' lâyık görülüyorlar."

"Pazar vaazlarıyla sınırlı kalmamalı"

Ayman Mazyek, hoşgörü dileklerinin sadece kiliselerdeki pazar vaazlarıyla sınırlı kalmaması gerektiğini, gerçek hoşgörünün uygulamada belli olacağını belirtti ve Almanya'da yaşayanları tartışmalara karşı güçlü durmaya çağırdı. Mazyek şunları kaydetti: "Gerek istihdam piyasasında, gerekse birtakım değerler ve gençlerle ilgili yaşanan kriz... Tüm bunlar göçmenlerin ya da Müslümanların suçu değil. Bunlar tüm toplumu ilgilendiren meseleler. Ancak günah keçisi bulmaya yönelik tartışmalarla dikkatler başka bir yöne kaydırılmaya çalışılıyor. Elitlerimiz için bu utanç vericidir."

Sarrazin'in önerisine Alman politikacılardan da birçok tepki geldi. Yeşiller Partisi Eş Başkanı Claudia Roth "Sarrazin'in bulunduğu makama yakışmadığı, bu nedenle Alman Merkez Bankası'yla ilişiğinin kesilmesi gerektiğini" söyledi. Berlin Eyaleti Göç ve Uyum Sorumlusu Günter Piening ise önerinin "Anayasa ile kesinlikle bağdaşmadığını" belirtti. "Welt am Sonntag" gazetesine konuşan Piening, "Sanırım Sayın Sarrazin’in anayasamızı incelemesi gerekiyor, zira ülkemizde inanç özgürlüğü vardır." şeklinde konuştu.


© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Banu Ertek

Editör: Murat Çelikkafa