Alman otomobil üreticileri şalter indiriyor

Almanya'daki Volkswagen fabrikalarının tarihinde 25 yıl sonra ilk kez üretim durduruldu ve kısa mesai uygulamasına geçildi. 1 Mart'a kadar sürecek bu uygulamadan Volkswagen'ın 92 bin işçisinden 61 bini etkilenecek. Fabrikalarda yalnız parça üretimi devam ederken, eğitim, ve araştırma-geliştirme bölümleri kısa mesai uygulamasının dışında tutuldu.

Opel ne olacak?

Diğer yandan General Motors'a bağlı Almanya'daki Opel fabrikalarının geleceği hâlâ belirsizliğini koruyor. Dört eyalette üretim tesisi bulunan Opel'in devletleştirilmesi planları tartışılmaya devam ediyor. Federal Almanya Ekonomi Bakanı Karl-Theodor zu Guttenberg, devletin yardımda bulunma kararını, net kriterlerin ortaya konmasından sonra vereceğini belirtti.

Bunlar arasında işletmenin, kriz öncesinde sağlıklı bir durumda olduğunun belirlenmesi, ekonominin kaldırabileceği geleceğe yönelik bir konsepti olması gibi kriterler yer alıyor. Ekonomi Bakanı Guttenberg, Opel'in bağlı bulunduğu General Motors'un devlet yardımlarına ya da işletmeden ayrılmasına izin verip vermeyeceğine ilişkin kararını henüz almadığını belirtti. Almanya'da federal hükümetin, Opel fabrikalarının bulunduğu eyaletlerle ortak hareket ederek, gerekirse devletleştirme yoluna gidebileceği yönündeki planlarıysa eleştiriliyor.

“Doğu Almanya'ya döneriz”

Devlet otomobil üretmeli mi? Bunun sınırları nerede başlayıp nerede bitecek? Alman kamuoyundan bu ve benzeri sorular hararetle tartışılırken, Alman Sanayiciler Birliği’nin (BDI) eski başkanı Hans-Olaf Henkel, devletin Opel'e katılım planlarına soğuk bakanlar arasında: "Otomotiv endüstrisine angaje olmak akılcı değil. Bunun sınırları nerede? Opel'e yardım edilirse o zaman yarın BMW'ye sonra Daimler'e ve oto yan sanayiine yardım etmek gerekir. Böylece fark etmeden bir gecede eski Doğu Almanya'ya döneriz."

Hans-Olaf Henkel'e göre, devlet sanayi kuruluşlarına değil de bankalara yardım etmeli. Aile İşletmeleri Birliği (ASU) de Opel'e devletin yardım yapmasına karşı çıktı. ASU Genel Müdürü Albrecht von der Hagen, Ford ya da Volkswagen gibi diğer firmaların durumuna dikkat çekerek, onlara karşı haksızlık olacağını savundu.

Bu eleştirileri geri çeviren Federal Alman Maliye Bakanı Peer Steinbrück ise devletin vatandaşlarına karşı sorumlu olduğunu hatırlattı: "İnsanların işsiz kalmaması ve rekabet gücü olduğu halde mevcut şartlar nedeniyle sıkıntılar yaşayan işletmelerin ayakta kalması için gerekli önlemleri almak, devletin görevleri arasındadır."

Federal Maliye Bakanı Peer Steinbrück, "Diğer otomobil üreticilerine de yardım planlanıyor mu?" sorusunu, "İşletmelerin yeniden yapılanma programlarını inceledikten sonra karar vereceğiz" şeklinde yanıtladı.

Maliye Bakanı Steinbrück’ün uyarısı

Steinbrück, otomotiv firmalarının öncelikle bizzat önlem almaya çalışması gerektiğini ve devlet garantisinin son çare olacağını da sözlerine ekledi. Ekonomik kriz döneminde sektöre yüklü yardımlar yapılmasına gelen eleştirilere ise Steinbrück, mağdurların işi güvenceye alınmadığı takdirde, astarının yüzünden daha pahalıya mal olacağını söyledi:

"Burada söz konusu olan 25-26 bin çalışan ve onların aileleridir. Bir o kadar da tedarikçi firmaların elemanları var... Aileler bir yana - ki bunu söylemek bile acımasızca aslında - bu kişilerin işsiz kalmasının vergi mükelleflerine ve dolayısıyla devlete olan maliyetleri iki-üç milyar euro civarında olacak. Ekmek parası kazanmaya devam edebilmeleri için bu insanlara yardımcı olmak daha mantıklı değil mi?"

General Motors henüz Opel'i satıp satmayacağı yönünde karar veremezken, ilk talipler çıkmaya başladı bile. Avrupalı Opel galericileri, Opel ve Saab'a iştirak etmek istediklerini açıkladılar. Satış Temsilcileri Birliği (EURODA) Başkanı Jaap Timmer, yüklü miktarda sıcak parayla destekte bulunabileceklerini, ancak buna karşın devlet yardımının yine de gerekli olduğunu belirtti. EURODA'nın Avrupa genelinde 4 bin üyesi bulunuyor.