1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

270710 Deutschland Sparquote

27 Temmuz 2010

Almanya, birçok ülke tarafından sıklıkla iç talebi umursamamak ve ihracata odaklanmakla eleştiriliyor. Peki, Almanya'nın ihracata odaklanmasının ardında Alman toplumunun tüketim konusundaki alışkanlıkları mı yatıyor?

https://p.dw.com/p/OVFC
Fotoğraf: picture-alliance/ Okapia KG

"Bir Alman'a cebinden cüzdanını çıkarttırmak, dünyanın en zor işlerinden biri…" Economist dergisinin Almanya muhabiri, kısa bir süre önce Almanların tüketim alışkanlığını bu sözlerle eleştirmişti. Peki, Almanların cebinde gerçekten akrep mi var? Rakamlar bunu doğrular nitelikte. Almanya'da Lidl ve Aldi gibi indirim marketleri piyasada yüzde 45'lik bir paya sahipken, bu oran İngiltere'de sadece yüzde 7.

Köln'de bulunan Alman Ekonomi Enstitüsü'nden Profesör Michael Grömling iç tüketimin artması için bir formül gerektiğini kaydediyor. Buna göre, önce dış piyasaya yönelik ilgilinin azaltılması, ardından bu ilginin iç piyasaya yöneltilerek bu yönde yatırımlar yapılması gerekiyor. Bunun sonucunda da kişisel tüketimde artış sağlanıyor.

Ancak Grömling'e göre Almanya'da eksik olan işte tam da bu. Grömling bunun nedeninin, hammadde ve yakıt fiyatlarındaki artış, 2007 yılında katma değer vergisinin artırılması ve Almanların fazlasıyla tutumlu bir toplum olmasında yattığını kaydediyor.

Sakla samanı gelir zamanı

Almanlar gelirlerinin ortalama yüzde 13'ünü kötü günler için biriktiriyor. Sadece Asya'nın doğusunda bulunan bazı ülkelerde insanlar gelirlerinin bu kadar büyük bir bölümünü biriktirmeyi tercih ediyor. Ancak buradaki fark Almanya'nın aksine bu ülkelerde bir emeklilik sisteminin bulunmaması...

Grömling bu konuda şu açıklamayı yapıyor: "Burada sorulması gereken soru biz mi çok fazla biriktiriyoruz, yoksa diğer ülkeler mi çok az biriktiriyor. Bu noktada Almanlar'ın kenara para atma alışkanlığının, nüfusun yaşlanması fenomenine daha hazırlıklı olmalarını sağladığını ifade etmek istiyorum. Diğer ülkeler büyük ihtimalle bu durumun henüz farkında değil. Ayrıca yaşadığımız krizin nedenlerinden biri de diğer ülkelerin tutumluluk konusunda, alışmış oldukları üzere davranarak çok az para biriktirmiş olmaları."

"Kesintinin nereden yapılacağına bağlı"

Alman hükümeti küresel mali krizin etkilerinden kurtulmak için birbiri ardına iki konjonktür paketi ve otomobil satışlarını artırmak için de hurda primi uygulamasını hayata geçirdi. Ancak sadece hurda primi uygulaması tüketimde biraz olsun hareketlenmeye yol açabildi. Hükümet son olarak da bütçe açığının kapatılması için yeni bir kesinti planı açıkladı. Grömling bunun tüketime nasıl etki edeceğinin, kesintinin nereden yapılacağına bağlı olduğunu kaydediyor: "Bu, bütçe açığının kapatılması için vergilerin yükseltilip yükseltilmemesine bağlı. Eğer vergiler yükselirse bu durum elbette kişisel tüketimi etkileyecektir. Ancak devlet kendi harcamalarından da kısıntıya gidebilir. O takdirde tüketim çok da fazla etkilenmeyecektir. Kişisel tüketim harcamaları için öncelikle iş piyasasının iyileşmesi gerekiyor. Ve bu konuda doğru yol üzerindeyiz."

Grömling tüketimin artması için maaşlara yapılacak yüksek zamların ise doğru bir seçenek olmadığı görüşünde. Grömling geçmişte toplu ve yüksek zamlar nedeniyle masrafları karşılayamayan birçok firmanın işçi çıkartma yoluna gittiğinin altını çiziyor.

© Deutsche Welle Türkçe


Rolf Wenkel / Çeviri: Banu Ertek


Editör: Hülya Köylü