1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya göç hedefini tutturamadı

DW2 Ocak 2006

Almanya’da dört yıl süren tartışmaların ardından, uyumun iyileştirilmesi, iltica prosedürlerinin düzenlenmesi ve kalifiye yabancı iş gücünün ülkeye çekilmesi hedefiyle 1 Ocak 2005’te yürürlüğe giren Göç Yasası birinci yılını doldurdu. Ancak yasanın ilk yılında bu hedeflerin hala çok uzağında olunduğu görülüyor...

https://p.dw.com/p/AaH1
Almanya'nın yeni Göç Yasası, birinci yılında hayal kırıklığına uğrattı
Almanya'nın yeni Göç Yasası, birinci yılında hayal kırıklığına uğrattıFotoğraf: ZB - Fotoreport

Geçtiğimiz yıl 1 Ocak’ta yürürlüğe giren Almanya’nın ilk Göç Yasası’ndan beklentiler büyüktü. Dönemin Sosyal Demokrat İçişleri Bakanı Otto Schily, yasayı “Avrupa’nın gelmiş geçmiş en modern yasal düzenlemesi“ olarak tanımlıyordu. Yasanın bir yıllık bilançosu ise farklı bir tablo çiziyor.

Yasanın en önemli hedeflerinden biri, Almanya’yı yüksek kalifiye yabancı işgücü için bir çekim merkezi haline getirmekti. Eski yeşil kart benzeri uygulamada, yılda 2200 kalifiye eleman Almanya’ya çalışmaya gelirken Göç Yasası’nın yürürlüğe girmesiyle geçtiğimiz yıl bu sayı 900’e düştü. Bu sayı ABD ya da İngiltere ile karşılaştırıldığında yok denecek kadar az.

Yasada değişiklik isteniyor

Liberal Hür Demokrat Parti iç politika uzmanı Max Stadler, yasanın yürürlüğe girmesiyle Almanya’ya göçün azaldığını belirterek, kalifiye iş gücüne acil ihtiyaç duyan ekonomi çevrelerinin şikayetlerinde haklı olduklarını belirtti. Stadler, Hristiyan Demokrat İçişleri Bakanı Wolfgang Schäuble’den yasayı acilen gözden geçirerek düzeltmelerini talep etti.

Yüksek kalifiye elemanların Almanya’ya gelmekten kaçınmasının en önemli nedenlerinden biri, eşlerine otomatik olarak oturma izni verilmemesi ve maaşların diğer ülkelere göre daha düşük olması. Göç uzmanı Michael Bommes, Almanya’daki yeni koalisyon hükümetinin Göç Yasası’nda gerekli bazı düzeltmeleri yapacağını umuyor ve “Bu yasa, Almanya’nın bir göç ülkesi olduğunu kabul etmesi açısından önemli. Bir göç ülkesi olunduğunda herkesin hemfikir olduğu bir yasanız varsa, aynı tartışmalara girmeden yasayı değiştirme seçeneğiniz de var demektir“ diyor.

Göç araştırmacısı Klaus Bade ise Almanya’dan beyin göçüne dikkat çekerek, özellikle enformasyon teknolojisi gibi bazı alanlarda gelecekte ciddi iş gücü sıkıntısı yaşanabileceğini belirtiyor. Kalifiye Alman iş gücünün şansını yurtdışında arama eğilimi içine girdiğini vurgulayan Bade, yabancı göçmenlerin de Almanya’daki ekonomik kriz nedeniyle ülkelerine geri dönmeye başladığını kaydediyor. Bade, bu gelişmelerin giderek yaşlanan Alman toplumu için hafife alınamayacak kadar önemli olduğunu belirtiyor.

“Hoşgeldiniz“ mesajı yok

Uzmanlara göre yasanın eksik kalan yanı ise göçmenlere gerçek bir ‚hoşgeldiniz’ mesajını vermiyor olması. Göç konusunda Alman hükümetine danışmanlık yapan eski Alman Federal Meclisi Başkanı Rita Süssmuth, bunda yasanın terör saldırılarına karşı korkunun giderek arttığı, işsizlik oranlarının yükseldiği bir dönemde çıkarılmış olmasının payı olduğunu belirtiyor. Süssmuth, göçmenlere verilecek bir ‚hoşgeldin’ duygusu ile uyum arasında önemli bir bağlantı olduğuna dikkat çekiyor:

Yasanın ‚Göçün Yönlendirilmesi ve Sınırlanması’ şeklindeki başlığı da bu görüşü doğruluyor. Güvenlik yetkilileri açısından bir olumlu nokta ise siyasi ve dini açıdan aşırı uçlara mensup yabancıların yeni yasa ile daha kolay ve hızlı bir şekilde sınırdışı edilebiliyor olması.