1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya göçmenlere 'şirin' görünecek

Murat Celikkafa31 Mart 2013

Vasıflı işgücünü ülkeye çekmekte zorlanan Almanya, göçmenlere yönelik 'hoş geldin kültürünü' yaygınlaştırmak için yeni bir atağa kalkıyor. Böylece 'ükede yabancıların istenmediği' algısının da değiştirilmesi amaçlanıyor.

https://p.dw.com/p/187Or
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Hoş geldin çantası, akıllı telefon uygulaması ve Almanya'ya gelmeden önce danışmanlık hizmeti verilmesi... Bu sayede göçmen işgücünün Almanya'ya gelişte sıkıntı çekmemesi hedefleniyor. Çantada Almanya ile ilgili bilgiler, önemli internet sitelerinin adresi ve telefon numaraları bulunuyor. Yabancı işgücü Almanya'da önce yabancılar dairesine değil de sanki ‘hoş geldiniz merkezine' uğrayacak.

Yüksek vasıflı yabancı işgücü için Almanya'yı cazip kılmak amacıyla neler yapılabileceğini araştıran bilirkişiler kurulu yurtdışındaki Goethe Enstitüleri ve Dış Ticaret Odaları'nın da yardımıyla yabancılara Almanya'ya gitmeden önce danışmanlık hizmeti verilmesinin de yararlı olacağı sonucuna varmış.

Göç ve Mülteciler Federal Dairesi Başkanı Dr. Manfred Schmidt, oturtmaya çalıştıkları ‘hoş geldin kültürünün' bütün yabancılara hitap etmesi gerektiğini ve öncelikle de kalifiye eleman açığının bulunduğu bilgisayar ve elektronik branşlarında çalışmayı yabancılar için çekici kılmak istediklerini anlatıyor.

Göç ve Mülteciler Federal Dairesi Başkanı Dr. Manfred Schmidt
Göç ve Mülteciler Federal Dairesi Başkanı Dr. Manfred SchmidtFotoğraf: dapd

'Hoş geldin kültürü' nedir?

Almanya'nın burada çalışmak isteyen yabancılara kapılarını aralamış olmasına rağmen istenen vasıftaki yabancıların umulan ilgiyi göstermedikleri de bir gerçek. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı'nın (OECD) tespitlerine göre Avustralya, Kanada ve Danimarka gibi ülkelere Almanya'nın beş ile on katı fazla ilgi gösteriliyor. Manfred Schmidt, bunun Avustralya'nın çok eskilerden beri göç ülkesi olmasından kaynaklandığını ve göç ülkesi olduğunu bundan on yıl kadar önce idrak eden Almanya'nın bu açığı telafi etmeye çalıştığını anlatıyor ve ekliyor: “Hoş geldin kültürü, ne anlama geldiği açıklanması gereken bir kavram. Bize göre bu kavram, bize gelmek isteyen yabancılara istendiklerini ve kendileriyle aynı göz hizasında olunduğunu göstermek için alınan tedbirlerin bütününü yansıtıyor.”

Schmidt, bu anlayışın sadece uzman işgücünü değil, aynı zamanda mültecilerle Almanya'daki ailelerin yanına gelmek isteyen yabancıları da kapsaması gerektiğini vurguluyor.

Yabancılar dairelerinin önünde uzun kuyruklar oluşuyor
Yabancılar dairelerinin önünde uzun kuyruklar oluşuyorFotoğraf: picture-alliances/dpa

Göçmenler dert küpü!

Almanya'da istenip istenmedikleri sorulan yabancılardan ise oldukça farklı yanıtlar geliyor. Adil Abdülrahman, Alman makamlarından az çekmemiş. Eritreli Adil, 1980'li yıllarda ailesiyle birlikte Almanya'ya kaçmış. Geldiğinde dokuz yaşındaymış. Almanya'da büyümüş, okulu bitirmiş. Kendini Alman gibi hissettiğini söylüyor: “Normal bir hayat yaşamak istiyorum. Kafam karmakarışık. Ufkumu göremiyorum. Okyanusun ortasında yüzerek kara parçası arar gibiyim.”

Almanya'ya geldiği mülteci pasaportunu kaybetmiş. Yerine yenisini alamamış. Bazı polisiye olaylara da karışmış. Şartlara bağlı geçici ikamet izni alabilmiş. Bulunduğu eyaletin dışına çıkması yasak.

'Memurlar İngilizce dahi bilmiyor'

Alman Posta Şirketi'nde çalışan Hintli genç ise kırtasiyecilikten şikâyetçi. Yine de sisteme alıştıktan sonra işlerin yoluna girdiğini söylüyor ve ilginç bir gözlemini aktarıyor: “Göçmenlerden ilk altı ayda Almanca öğrenmeleri beklenemez. Yabancılar dairesindeki memurların görevi Almanya'ya yeni gelmiş yabancıların muamelesini yapmak. Bu bakımdan, aralarında hiç olmazsa İngilizce bilenlerin de olması gerekir.”

Göç ve Mülteci Federal Dairesi Başkanı Manfred Schmidt de bu konunun üzerinde durduklarını ve yabancılarla meşgul olan resmî dairelerde daha fazla göçmen görevlendireceklerini söylüyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Jennifer Fraczek / Ahmet Günaltay

Editör: Murat Çelikkafa