1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İşyerinde sorun varsa...

15 Ekim 2012

Almanya'da geçerli olan temel prensip, tüm çalışanların eşit muamele görmesidir. Ne var ki yeni AB ülkelerinden buraya gelen çalışanlar bu prensibin kendileri için her zaman geçerli olmadığı tecrübesini yaşıyor.

https://p.dw.com/p/163FR
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

İş bulma kurumu memuru Karolina'ya, Hannover kentinde iyi bir aileye gideceğini vaat etmişti. Karolina'nın sadece Leh dilini biliyor olması önemsizdi, çünkü bakacağı yaşlı kadında zaten demans hastalığı vardı. Akşam saat 18'den itibaren paydos yapabilecekti, hafta sonları zaten çalışmayacaktı. Ne var ki Karolina üç aylık çalıştıktan  sonra sıfırı tüketmiş durumdaydı. Haftada 40 saat çalışması gerekirken, yaşlı kadının bakımını 24 saat boyunca üstlenmek zorunda kalmıştı. Ama yapılan ödeme normal çalışanlara yapılan kadardı. Görünürde içinden çıkılması zor bir durumdu, Karolina bir an önce bu işi başından atma niyetindeydi. Ne var ki paraya acilen ihtiyacı olduğundan Almanya'ya gelmişti.

Hızlı bir biçimde danışma hizmeti almak

Karolina'nın içinde bulunduğu durum tamamen çaresiz değil. Örneğin, elinde, ülkesindeki bir firmanın Almanya'da iş bulması için ona aracılık yaptığına ilişkin resmî "İşçi Gönderme Belgesi" bulunmamasına rağmen, hakkını korumak için konuyu mahkemeye götürebilirdi. Berlin'de, sendikal bir proje olan "Adil Seyyar İş Gücü" tarafından finansal olarak desteklenen bir danışmanlık merkezinde çalışan Polonya kökenli Silvya Timm, işin bu noktaya kadar gitmesine gerek olmadığı görüşünde. Silvya Timm'in görevi, orta ve doğu AB ülkelerinden gelen çalışanları, hakları konusunda aydınlatmak ve somut yardımda bulunmak.

Silvya Timm, Karolina'nın durumuna açıklık getirmek için, bakım yaptığı Alman aile ile ilişkiye geçmeyi deneyeceğini söylüyor. Elbette Karolina olayın başında kendisini aramış olsaydı daha iyi olacaktı. O durumda taraflarla oturup, Alman iş yasalarının neye izin verip vermediği aydınlığa kavuşturulurdu. Silvya Timm, "Ancak benzer durumda olan kadınlar sorunlar iyice tırmandığında bize geliyor. Çoğu zaman da soruna çözüm bulmak için geç kalınıyor. Bunun sonucunda çalışan kadın işini bırakmak zorunda kalıyor, ama en azından hakkı olan ücretini de almış oluyor" diye konuşuyor.



Frankfurt ve Hamburg kentlerinde "Adil Seyyar İş Gücü" projesinin bürolarında danışmanlık hizmeti veren Mihai Balan ile Jochen Empten, sorunlar çıkmaya başladığında hemen yardım aranması gerektiğini vurguluyorlar. "Adil Seyyar İş Gücü" projesinin Berlin'deki büroları daha ziyade yaşlı huzurevlerinde, hastanelerde ya da bakıcı olarak evlerde çalışanların hakları konusunda danışmanlık hizmeti verirken, Frankfurt'taki büro, inşaat sektörü ve bina temizliği, Hamburg'taki ise gastronomi sektöründe ve mezbahalarda çalışanlara danışmanlık hizmeti sunuyor.

Ücret dampingi ve sözde serbest girişimci olarak çalışanlar

Sendikacı danışmanlar Alman yasalarındaki boşlukları yakından tanıyor. Jochen Empten, en çok rastlanılan uygulamalardan birinin, Alman mezbahaların Bulgaristan, Polonya, Romanya ya da Macaristan'daki taşeron firmalara sipariş vermesi olduğunu söylüyor. Taşeron firma bu işi yapmak için bir çalışanı Almanya'ya gönderiyor. Ancak Almanya'da bu branşta asgarî ücret uygulaması olmadığı için taşeron firmanın bulunduğu ülkedeki ücretler emsal alınarak ücret belirleniyor. Empten, "Çalışanlara ücretsiz fazla mesaî yaptırılarak, ücretlerin bir kez daha aşağıya çekildiğini" anımsatıyor. Bu noktada bardağın taşmış olduğunu belirten Empten, burada Alman iş yasalarının devreye girmesi ve bu uygulamanın yasaklanması gerektiğini belirtiyor.  "Adil Seyyar İş Gücü" projesinin danışmanı bu durumda, -çalışanların onayını alarak- ya önce mezbaha yetkilileri ile temasa geçebilir, ya resmî makamları devreye sokar, ya da avukat bulunması için aracı olur ve çalışanlara fazla mesaî için ödeme yapalmasına ön ayak olur.

Rumen kökenli Mihai Balan da benzer sorunları inşaat sektöründen tanıyor. Bu sektörde asgarî ücret uygulaması olduğu için yabancı taşeron firmalar işçileri "sözde serbest girişimci" statüsünde çalıştırıyorlar. Balan, "Çoğunlukla çalışanlara anlamadıkları Almanca bir iş sözleşmesi uzatıldığını, ama paraya ihtiyacı oldukları için bunu imzaladıklarını" anlatıyor. Taşeron firmalar maliye dairesine, işçinin ayda 2 bin 800 Euro kazandığı bir işletmede serbest çalıştığı şeklinde kayıt yaptırtıyor. Bu durumda da Alman Maliye Dairesi bu inşaat işçilerinden kazanç ve işletme vergisi talep ediyor. Ancak gerçekte bu işçilere ayda en fazla bin euro ücret nakit veriliyor. Balan, "ben bugüne kadar asgarî ücret alan bir Rumen inşaat işçisine hiç rastlamadım" diye konuşuyor.



Haklarını bilmek ve talep etmek

Balan, dolandırılmış bir inşaat işçisi kendisine geldiğinde, ona yardım için birçok imkân olduğunu söylüyor. İşçinin çalıştığı işletmenin işyeri temsilciliği ile bağlatıya geçip, sipariş alınan taşeron firmaya baskı uygulanmasının sağlanabileceğini belirtiyor. İlgili sendikayı, Çalışma Dairesi'ni devreye sokabileceğini, ya da bu inşaat işçisinin en azından hakkı olan ücretin bir kısımını alabilmesi için bir avukat tavsiye edebileceğini belirtiyor. Aslında eğer inşaat işçisi Almanya'ya giriş yapmasının akabinde ilgili sendikaya üye olmuş olsa, o zaman üç ay içinde ücretsiz avukat hizmetlerinden yararlanma hakkı doğmuş oluyor,  kendisinin avukat aramasına gerek kalmıyor ve sendika herşeyi üstlenmiş oluyor. Mihai Balan bu yüzden her çalışana, Almanya'da işe başladığı andan itibaren bilgilenmesi gerektiğini hatırlatıyor. Örneğin Almanya'da son 7 yıl içerisinde oturma izni almış olanların bir entegrasyon kursuna gitme hakkı doğuyor. Bu kurslarda sadece dil öğrenmekle kalınmıyor, ülkedeki yaşam koşullarına ilişkin de bilgi veriliyor.

Öte yandan "Adil Seyyar İş Gücü" projesinin Berlin, Frankfurt ve Hamburg'taki büroları farklı alanlara odaklı çalışıyor olsalar bile, orta ve doğu Avrupa'dan gelen çalışanlar bu büroların tümünde sorunlarına çözüm arayabilirler, hatta bunu ana dillerinde yapmaları bile mümkün.


© Deutsche Welle Türkçe

Polnischer Bauarbeiter auf Baustelle in Deutschland Einwanderung Zuwanderung Einwanderer Lohndumping
Fotoğraf: picture-alliance/dpa
Studie Millionen arbeiten für niedrige Löhne
Fotoğraf: picture alliance/dpa

Panagiotis Kouparanis / Çelik Akpınar

 

Editör: Nihat Halıcı