1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

231109 Dialog Migranten Integrationsprobleme

25 Kasım 2009

Alman Merkez Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Thilo Sarrazin’in geçtiğimiz ay Türk ve Araplara yönelik kullandığı aşağılayıcı sözler Almanya’daki uyum tartışmalarının alevlenmesine yol açtı.

https://p.dw.com/p/KdnR
Fotoğraf: picture-alliance/ dpa

Bir göçmen çocuğu olan Halla Budağlı elinde mikrofon, bir rap şarkısı söylüyor. Şarkının sözleri şöyle: "Gencim ama ölüme yakın duruyorum, üstelik umurumda da değil. Hayallerimi gerçekleştirmek için rap söylüyorum. Tüm bunlar ailemin suçu..."

Peki gerçekten de öyle mi? Halla Budağlı Almanya'da "öteki" olmayı şu sözlerle özetliyor: "Burada doğdum ve yine aynı yerde yaşamaya devam etmek istiyorum. Her ne kadar doğduğumdan beri, yani 28 yıldır burada olsam da, hâlâ bu ülkede yabancıyım. Ne yazık ki kendime mavi göz taktırıp, başıma sarı saç ektirecek param yok. Yoksa bunu severek yapar ve belki de böylece sakin ve sorunsuz bir hayat sürerdim."



"Medya taraflı yaklaşıyor"

Budağlı, göçmenlerin en yoğun yaşadığı bölgelerden biri olan Berlin'in ünlü Kreuzberg semtinde yaşıyor. Genç adam, ilk gençlik yıllarında bölgedeki bir gençlik merkezinde zaman geçirdiklerini aktarıyor. Ancak merkezin kapanmasının ardından, merkezin müdavimleri yapacak bir şey bulamayıp çeşitli suçlara karışmış. Budağlı da 14 ve 18 yaşlarındayken iki kez hapse girmiş. Alman makamlarının, Alman komşularının ya da öğretmenlerin göçmenleri anlamaya yönelik hiçbir girişimde bulunmadıklarını düşünüyor. Devletin de ihtiyacı olan göçmen ailelere yeterli maddi desteği sağlamadığı görüşünde. Ona göre, Alman medyası da yaşanan olaylara genelde taraflı yaklaşıyor ve sadece problem çıkaran göçmenleri ekranlara getiriyor.

Başka bir göçmen çocuğu olan Serdar Çoban da Halla Budağlı’ya katılıyor. Sıhhi tesisatçılık yapan 29 yaşındaki Serdar Çoban, göçmenlerin en büyük sıkıntısınınsa iş bulmak olduğunu belirtiyor: "Uzun süre işsiz kaldıktan sonra, iş bulabilmek için her yolu denemeye başladım. Baktım olmuyor, özgeçmişimde yanlış bilgiler vermeye, kendime sahte sertifikalar hazırlamaya başladım. Ancak bu şekilde iş bulabildim. Tabii yaptıklarım suç. Ancak bunu iyi bir amaç için yaptım. Zira bu ülkede bir şeylere ulaşabilmek ve kendimi geçindirebilmek için başka çarem yoktu."


Bir değil binbir neden

Filistin kökenli sosyal yardım uzmanı Harun Sveis genellikle Türk ve Arap göçmenlerin çocuklarının yaşadıkları sorunların nedenini şöyle aktarıyor: "Birçok sebepten ötürü umursanmadıklarını düşünüyorlar. Alman ailelerine nazaran aileleri çok daha kalabalık… Daracık evlerde yaşıyorlar. Dil de önemli rol oynuyor. Aileler neredeyse hiç Almanca bilmiyor. Çocukların Arapça bilgisi de çok kötü... Aileler ilk başta 'ya çocuklarımız topluma fazlasıyla entegre olur ve onları kaybedersek' diye endişe ediyor. Sonra da 'zaten bu çocuk Arap'tan ziyade Alman' diye düşünmeye başlıyor. Bu da büyük sorunlar yaşanmasına neden oluyor."

Ancak tüm filmlerin acıklı bir sonu olmadığı gibi Halla ve Serdar'ın hikâyeleri de sadece zorluklar ve umutsuzlukla dolu değil. Halla hapiste geçirdiği zamanın ardından rap söylemeye ve break dans dersleri vermeye başlamış. Şu anda şiddet karşıtı projelerde görev alıyor. Serhat ise kendi bilgisayar servisini kurmuş. En büyük hayaliyse diğer göçmenlere destek olması için hayat hikâyesini kaleme almak.

© Deutsche Welle Türkçe


Jens Rosbach / Çeviri: Banu Ertek


Editör: Murat Çelikkafa